Veganlık kültürünün geometrik olarak büyümekte olduğunu vurgulayan Tugay, “Geleceğin iklim krizi açısından gastronomisi onu gösteriyor ki gelecekte ağırlıklı olarak bitkilerle besleneceğiz” dedi
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Dr. Cemil Tugay, İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ve yönetim kurulu üyelerini ziyaret etti. Su, gıda ve enerji başlıklarının yakın vadede bir kriz olarak karşımıza çıkacağının altını çizen Tugay, ‘’Su belki bu yaz, gıda 3, enerji 5 sene sonra bir kriz olarak karşımıza çıkabilir. Bunları önceden görüp gerekli önlemlerin alınması gerektiğini düşünüyorum. Aynı şekilde tarım yapılacak alanları da korumamız gerekiyor. Tarımın yapılış şeklini şu an çok hatalı buluyorum. Konvansiyonel tarım, suni gübrelerle yapılan tarım toprağı öldürüyor, toprak tuzlanıyor. Bir süre sonra bu toprak verimsiz hale gelecek’’ sözleriyle iklim krizi ve kaçınılmaz sonun bilinçli bir iradeyle nasıl geciktirilebileceği konusunda düşüncelerini paylaştı.
“Organik atıklar kompost olmalı”
Organik atıkların muhakkak komposta dönüştürülmesi ve bu alanlarda değerlendirilmesi konusundaki fikirlerini en ince detaylarına kadar anlatan Tugay, “Bu projemde hayal edilen küçük birer grup gönüllüden 3 kilo, 5 kilo komposttan bahsetmiyorum. Bugün attığımız gıdaların üçte biri tamamen gıda. Bunlar çöpe gidiyor. Çöp depolama alanlarında metan üreterek karbon emisyonuna neden oluyor. Hem de hiçbir şekilde olması gereken yere doğa ve toprağa geri dönmüyor. Bunun sonu kesinlikle çölleşme. Bu çok geç kalınmış bir proje. Bizler olabildiğince toprağı koruyup geliştiren yöntemler bulmak zorundayız. Tabii ki kompost için bunun bir ayağı doğru ürün seçmek başka bir ayağı ürün deseni. Çok yönlü ayakları var bu olayın. Çok hayati noktada bir kurum oluşturmuşsunuz. Biz de yanınızda ve birlikte olmalıyız. Benim burada istediğim tek şey tarımın mümkün olan en verimli en sağlıklı şekilde devam etmesi, üreticinin kazanması ve ürün planlaması yapılması” ifadelerini kullandı.
“Çiğli sınırında jeotermal ruhsatı alındı”
Karşıyaka Belediyesi olarak Çiğli sınırında jeotermal sondaj yapma ruhsatı aldığından bahseden Tugay, tamamlanması beklenen proje hakkında şu ifadelere yer verdi: “Seçimden hemen sonra bu projeyi faaliyete sokacağız. Balçova’daki gibi sıcak suyla 25 bin konut ısıtılsın hatta daha fazlası olsun istiyoruz. Daha önemli yanı ise bu işin doğaya hiçbir zararı olmaması. Bizim bölgemizin tamamı jeotermal dolu. Önemli olan tek şey sismik araştırmayla doğru bölgeyi bulabilmek. Bizim için önemli olan seracılıkta da doğru kaynaklar bulmak. Örneğin Gediz Havzası bu açıdan daha özel avantajlara sahip. Projenize ek olarak seracılık da öneriyorum. Biz potansiyelimizin çok azını kullanıyoruz. Bunu büyütmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bunlarla alakalı özel teknolojileri kullanıp konu hakkında birikim yapmış bilim kurulumuzdan yardım alarak durmuş projeleri ilerletebiliriz diye düşünüyorum.’’
“İzmir’i krizlere karşı koruyacağız”
İklim krizi konusunda değerlendirmede bulunan Tugay, “Türkiye’nin bilgi birikimi ile çok donanımlı ekiplere sahip olduğu halde bir araya gelip bir şeyler üretmek konusunda sorun yaşadığının üzüntüsünü duyduğunu dile getirdi. Tugay, “Birlikte organik atıklardan biokömür elde edebilmek toprağa gömmek gibi projeler ve çalışmalar var. Yeter ki krizlerde şehrimizi koruma altına alalım. Onun dışında gastronomi inanılmaz bir lütuftur Türkiye’de. Özellikle Ege’de. Yöresel her yemeğimiz korkunç bir potansiyele sahip. Dünya’da ve Türkiye’de vegan festivalleri yapılırken, bu festivallere binlerce kişi şehir içi ve dışından katılırken Ege Bölgesi’nin gözbebeği İzmir’de neden bir vegan festivali yok? Biz Ege Bölgesi’nin lider şehriyiz. Bakıldığında veganlık kültürü geometrik olarak büyümekte. Geleceğin iklim krizi açısından gastronomisi onu gösteriyor ki gelecekte ağırlıklı olarak bitkilerle besleneceğiz” sözlerine yer verdi.
“Büyükşehri daha aktif hale getirmek istiyorum”
İzmir’in kırsal bölge planlamasında eksiklikler olduğunu da sözlerine ekleyen Tugay, “Hangi bölgede tarım ve hayvancılık yapılacak, alt yapı ne olacak? Hayvancılık aynı zamanda atık yönetimi ve su sıkıntısı demek. Hayvansal atığın yarattığı çevresel etki var. Bunun planlanması lazım. Bunu cahilce yapmaktan sıyrılmalıyız. Herhangi başarılı bir Avrupa ülkesinin yaptığı gibi ‘Ben şu alanda hayvancılık yapacağım, alt yapısı bu’ gibi tanımlamalara ihtiyacımız var. Biz burada epeyce gerideyiz. Ben uygun görürseniz sizin de içine dahil olduğunuz bir çalışma ortamı içinde bunların hepsini planlamak isterim. Buna merkezi hükümet ve bakanlıklarımız da dahil. Kurum ve kuruluşlarımız da dahil. Bu işin de siyaseti olmasın. O parti bu parti olmasın. Birlikte bir şeyler ortaya koymak isterim. Kırsal bölge planlaması konusunda da Büyükşehri daha aktif hale getirmek istiyorum. Daima ilgili paydaşlarla koordine halinde olacağım. Hayalim İzmir’i ortak yönetmek. Biz bunu yapalım. Her konuda birlikte mesafe alalım. Belediyenin görevi daha çok bu işleri koordine etmek. Belediyeye biraz daha az siyaset karıştıralım. Ben oy hesabıyla değil, İzmir’i çok iyi bir noktaya taşımak hedefimle bu dönemi bir sıçrama dönemi haline getireceğim’’ diye konuştu.