“Milyonlarca çocuğun, üstelik de ağır koşullarda çalışmak zorunda kalmasının nedeni kapitalist kâr düzenidir. Emekçi çocuklarını, çocukluklarını alıp götüren bu sömürü çarkının elinden kurtaracak olan, devrimci mücadeleyi yükseltecek işçi sınıfı olabilir ancak. Çocukları ve bütün insanlığı özgürlüğe ve mutluluğa kavuşturmak için mücadeleyi büyütelim”
(“Kapitalizmin Köleleştirdiği İşçi Çocukları” yazısından alıntı)
Sevgili Narin kızımızın acımasızca öldürülmesi; her yıl yüzlerce çalışan çocuğun iş cinayetlerinde, hem de akıl almaz şekillerde ölümlerini aklıma getirdi…
Bilindiği gibi İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi yani İSİG Meclisi; 2011 yılından itibaren farklı sektörlerden, işkollarından, mesleklerden işçilerin, yani sanayi, hizmet, tarım, metal işçisi, mevsimlik tarım işçisi, banka işçisi, sağlık işçisi, inşaat işçisi, doktor, mühendis, akademisyen, iş güvenliği uzmanı vd. ile işçi ailelerinin hayat verdiği bir ağ örgütlenmesi olarak kendilerini tanımlayan bir yapılanma olduğunu unutmayalım…
İSİG Meclisi geçenlerde bir yıllık süreç içerisinde Türkiye’de yaşamını yitiren çocuk işçilerin verilerini açıkladı…
Türkiye’de bir yılda 66 çocuk işçi yaşamını yitirmiş. İŞIĞIN rapor etmese haberimiz bile olmayacak…
2023 yılının eylül ayından, 2024 yılının ağustos ayına kadar olan bir yıllık süreç içerisinde; yaşamını yitiren çocuk işçilerden en fazla ölüm İstanbul ve Şanlıurfa’da olmuştur…
Yine İSİG’in açıkladığı verilere göre ve yukarıda belirtilen zaman aralığında; Türkiye’de 66 çocuğun çalıştığı sırada öldüğünü görüyoruz…
En fazla ölümün yaşandığı İstanbul’da 7 çocuk ölürken, onu 5 çocuğun öldüğü Şanlıurfa takip etmiş…
4 çocuğun öldüğü Adana ve Kocaeli’yi de Şanlıurfa’yı izlemiştir…
Başkent Ankara’da ise 3 çocuk işçi; çalıştığı sırada iş cinayetine kurban olmuştur…
Yaşamını kaybeden 66 çocuktan 22’si 0-14 yaş aralığında, 44’nün ise 15-17 yaş aralığında olduğu saptanmıştır…
Bu 66 çocuk işçiden 5’i kız ve 61’i erkek çocuk olarak saptanmış olup, çalıştığı veya çalıştırıldığı sırada ölmüştür…
İSİG’in yayınladığı verilere dikkatlice bakacak olursak, 5 göçmen çocuğun da iş cinayetinde öldüğünü görürüz…
İncelediğimiz bu verilerde en fazla ölümün 24 sayısı ile tarım ve orman işlerinde yaşandığı anlaşılmaktadır…
İnşaat ve yol işlerinde 13 çocuk, metalde 9, konaklamada 6 ve taşımacılık sektöründe de 4 çocuğun öldüğü ifade edilmiş…
Ölen çocukların yüzde 20’si boğulma veya zehirlenme, yüzde 18’i yüksekten düşme, yüzde 17’si de ezilme ya da göçükte kalma sonucunda hayatını kaybetmiş..
Bu ölen çocuklar varsıl ailelerin çocukları olma şansına sahip olsalardı kimbilir hangi koylarda tatil yapacaklardı…
Gelin fazla içimiz yanmadan yine türkülere sığınalım. Ne dersiniz?..
Gezmeyin çocuklar bu yerlerde sizi avlarlar. Anadan, babadan sevdiğinizden ayrı koyarlar…Cemil Cankat Ustamızın kaynaklık ettiği, Muzaffer Sarısözen Hocamızın derlediği Şanlıurfa’nın “Gezme Ceylan” türküsünü her dinlediğimde; oynaması ve okula gitmesi gerekirken, çalışmak zorunda kalan çocuklar aklıma gelir. Birgün avlanacaklarını düşünerek içim sızlar…
Urfa Dağlarında Gezer Bir Ceylan,
Yavrusunu Kaybetmiş Ağlıyor Yaman,
Yarimin Derdine Bulmadım Derman.
Gezme Ceylan Bu Dağlarda Seni Avlarlar,
Anandan Babandan Yârdan Ayrı Koyarlar…
Sevgilerimle…
