Çarşamba, Eylül 17, 2025

Avrupa ve ABD otomotiv pazarı tehlikede

Son yıllarda, Avrupa ve Amerika’nın önde gelen otomotiv şirketlerinde yaşanan büyük çaplı işten çıkarmalar, sektördeki derin dönüşümün bir yansıması olarak dikkat çekiyor. Elektrikli araçlara (EV) geçiş, artan otomasyon, küresel rekabet ve yüksek enerji maliyetleri gibi faktörler, hem şirketlerin üretim stratejilerini hem de iş gücü politikalarını yeniden şekillendiriyor. Özellikle Çinli markalar, devlet teşvikleri ve düşük üretim maliyetleri sayesinde elektrikli araç pazarında hızla ilerlerken, Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri yeni teknolojilere adapte olmakta zorluk çekiyor. Bir diğer yandan da fazla kaynak ve zaman harcamak zorunda kalıyor. Bu durum, beklenen satış performansına ulaşmalarını zorlaştırıyor ve sektördeki rekabet avantajlarını etkiliyor. Çin pazarında özellikle Çinli markalar, hem araçların ucuzluğundan hem de elektrikli araç segmentinde hızla yükselmesiyle Avrupalı ve özellikle Alman üreticilerin pazar payını düşürüyor. Bu da Avrupa için bazı tehditler oluşturuyor. Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği’nin (ACEA) da belirttiği gibi Avrupa Birliği’nin sıkı emisyon hedefleri, elektrikli araç altyapısının yetersizliği ve yeşil enerji kaynaklarına erişim sorunları, Avrupa merkezli üreticilerin elektrikli araç piyasasına uyum sağlamasını zorlaştırıyor. Bu durumların sonunda ortaya çıkan tablo ise başta Almanya merkezli otomotiv firmalarının iflası olmak üzere Avrupa’dan gelen daralma haberleri, işten çıkarmalar gibi sonuçlar ortaya çıkarıyor.


Avrupa otomotiv sektörü küçülmeye gidiyor

Financial Times’a göre Avrupa otomotiv sektörü, özellikle elektrikli araçların üretiminin artmasıyla birlikte önemli değişiklikler geçiriyor. Geleneksel içten yanmalı motorlarla çalışan araçlardan, daha çevre dostu elektrikli modellere geçiş, iş gücü üzerinde büyük bir baskı yaratıyor. Elektrikli araçlar, motor gibi geleneksel parçalara duyulan ihtiyacı önemli ölçüde azaltırken, otomasyon teknolojilerinin hızla yayılması da üretim süreçlerinde insan gücüne olan bağımlılığı sınırlıyor. Volkswagen ve Continental gibi dev otomotiv şirketleri, bu dönüşüm sürecinde maliyetleri düşürmek amacıyla büyük çaplı işten çıkarmalar gerçekleştirmeyi planlıyor. Volkswagen, 2026 yılına kadar dünya çapında idari pozisyonlarında yüzde 20’ye varan bir küçülme gerçekleştirecek. Bu karar, özellikle Almanya’daki Zwickau tesisinin kapanma tehlikesiyle birlikte alınan bir dizi maliyet azaltma önleminin parçası olarak görülüyor. Benzer şekilde, Continental, elektrikli araç üretimi ve azalan içten yanmalı motor talebine bağlı olarak bazı fabrikalarını kapatmayı ve personel sayısını azaltmayı planlıyor. Ayrıca, Infineon gibi teknoloji şirketleri, yüksek işçilik maliyetlerinden dolayı Avrupa’daki bazı iş gücünü daha düşük maliyetli ülkelere kaydırmayı hedefliyor. Bu durum, Polonya ve Finlandiya gibi ülkelerde işten çıkarmaların yaşanmasına neden oluyor.


Ford ve Nissan işten çıkarmalar yapacak

Amerika Birleşik Devletleri’nde de benzer bir dönüşüm yaşanıyor. Elektrikli araç üretimine olan ilgi arttıkça, geleneksel otomotiv devleri de iş gücünü azaltmak zorunda kalıyor. Nissan, küresel operasyonlarında yaklaşık 9 bin kişiyi işten çıkarma kararı aldı. Şirket, üretim kapasitesini yüzde 20 oranında azaltmayı ve sabit maliyetleri 2 milyar dolar kadar düşürmeyi planlıyor. Bu karar, Nissan’ın daha verimli hale gelme ve küresel rekabetle başa çıkma çabalarının bir parçası olarak öne çıkıyor. Ford ve General Motors gibi diğer büyük oyuncular da elektrikli araç üretimine geçiş için önemli yatırımlar yaparken, bu süreçte geleneksel üretim hatlarındaki iş gücünü azaltmayı hedefliyor. Nissan ile birlikte Ford’da Avrupa’da binek araç işinde önemli kayıplarla karşı karşıya kaldı. 2027’ye kadar buradaki iş gücü azaltılarak, 4 bin kişinin işten çıkarılmasının planlandığı belirtiliyor. Örneğin, General Motors, içten yanmalı motorların üretimini yavaşlatarak, elektrikli araçların üretimine yöneliyor, bu da iş gücü ihtiyaçlarını etkiliyor.


Bosch iş gücünü azaltacağını duyurdu

Ford, Nissan ve Volkswagen’nin ardından dünya çapında otomotiv bileşenlerinin önde gelen tedarikçisi olarak tanınan Robert Bosch GmbH, Almanya’daki operasyonlarında yaklaşık 10 bin çalışanı etkileyen iş gücü azaltımlarının duyurulmasıyla tüm araç sektörünü sarstı. Bosch ‘dan yapılan açıklamada bu kararın, otomobil parçalarına yönelik azalan talebin ve ucuz Çinli üreticilerin artan rekabetinin etkisini azaltmaya yönelik daha geniş çabaların bir parçası olduğu yönünde. Özellikle, doğrudan işten çıkarmaların yanı sıra Bosch, çalışma saatleri ve maaşlarda da önemli değişiklikler yapacak. Spesifik olarak, şu anda 38 veya 40 saatlik sözleşmeleri olan çalışanların haftalık çalışma saatleri 35’e düşürülecek ve bu da yaklaşık yüzde 12,5’lik bir ücret düşüşüne neden olacak. Mart ayından itibaren bu düzenlemeler öncelikle Bosch’un Gerlingen’de bulunan genel merkezinin yanı sıra Schwaebisch-Gmuend ve Schwieberdingen’de bulunan tesislerindeki personeli etkileyecek. Bosch’tan gelen bu son haber, otomotiv endüstrisinin geleceği, özellikle de üreticilerin ekonomik belirsizlikler ve tüketici değişimleri arasında nasıl kârlılıklarını koruyabilecekleri ve operasyonlarını sürdürebilecekleri hakkında sorunlara. Uzun zamandır Almanya’nın ekonomik omurgalarından biri olarak kabul edilen otomotiv sektörü, teknolojik gelişmeler ve pazar dinamiklerinin körüklediği sistemik zorluklarla karşı karşıya olduğu bir devrilme noktasında.


Teknolojik dönüşümün ve otomasyonun piyasaya etkisi

Teknolojik dönüşüm, otomotiv sektöründeki iş gücü politikalarını derinden etkileyen bir diğer önemli faktör. Yapay zeka ve robotik üretim süreçlerinin giderek artan kullanımı, üretim hatlarında daha az iş gücüne ihtiyaç duyulmasına yol açıyor. Otomatik montaj hatları ve robotik sistemler, üretim süreçlerini daha hızlı ve verimli hale getirirken, geleneksel iş gücünün yerini makineler alıyor. Bu durum, özellikle düşük vasıflı iş gücünü tehdit ediyor ve sektördeki iş kayıplarını artırıyor. Tesla, yüksek otomasyon seviyesiyle dikkat çekerken, bu durum şirketin geleneksel iş gücü yerine robotları tercih etmesine olanak sağladı. Ancak, bu durum sektördeki çalışanlar için büyük bir belirsizlik yaratıyor. Elektrikli araç üretiminde de benzer şekilde, motor montajı ve şanzıman gibi geleneksel alanlarda çalışanların iş gücü talebi azalıyor


Sendikalar işten çıkarmalara tepkili

Bu büyük çaplı işten çıkarmalar, özellikle Avrupa’daki güçlü işçi sendikalarının tepkisini çekiyor. Fransa, Almanya ve İtalya gibi ülkelerde otomotiv işçileri, hükümetlerin ve şirketlerin işten çıkarmaları durdurmak ve iş gücünü korumak adına daha aktif rol oynamalarını talep ediyor. Özellikle Almanya’daki otomotiv işçileri, Volkswagen ve BMW gibi devlerle işten çıkarmaların sınırlandırılması için müzakereler yürütüyor. İşten çıkarılan çalışanlar için alternatif iş alanları yaratılması ve bu süreçte sosyal güvenlik önlemlerinin güçlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Bu noktada hükümetlerin devreye girerek sosyal güvenlik politikalarını güçlendirmesi, çalışanların yeniden eğitim programlarına yönlendirilmesi bekleniyor. Özellikle elektrikli araç üretiminde yeni iş alanları oluşturulması, sektördeki iş kayıplarının etkilerini hafifletebilir.


Avrupa ve Amerika’daki üreticiler maliyetlerini azaltmak zorunda

Avrupa ve Amerika otomotiv sektöründeki dönüşüm, aynı zamanda küresel rekabeti de artırıyor. Çinli otomobil üreticilerinin artan etkisi, Avrupa ve Amerika’daki üreticilerin maliyetlerini azaltmak zorunda kalmalarına yol açıyor. Bu durum, iş gücünün daha düşük maliyetli bölgelere kaydırılmasını ve daha fazla otomasyon kullanılması gerektiğini ortaya koyuyor. Ayrıca, bu süreçte Çin’in güçlü elektrikli araç üretimi, Batılı ülkeleri daha yenilikçi ve esnek stratejiler izlemeye zorluyor. Elektrikli araçların üretiminde kullanılan yeni teknolojiler ve otomasyon, sektördeki iş gücü talebini yeniden şekillendiriyor. Ancak, bu dönüşüm aynı zamanda düşük vasıflı işçilerin yerini alacak yeni becerilere sahip iş gücüne olan talebi artırıyor. Bu nedenle, hükümetler ve otomotiv şirketleri, bu süreçte iş gücünün adapte olabilmesi için eğitim ve yeniden istihdam programlarına daha fazla yatırım yapmalı.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM