Cumartesi, Eylül 20, 2025

Zarar eden “Start Up” şirketleri

Dört genç girişimciydiler. İnsanların market alışverişlerini 15 dakikada kapılarına ulaştıran bir uygulama geliştirme fikrine kapılmışlardı. Pandemi döneminde hızla büyüyen e-ticaret sektöründen ilham alarak, bu hizmetin büyük bir ihtiyaç olduğunu düşündüler. “Anında” adını verdikleri start-up’ı kurdular.

Bir yatırımcı sunumunda fikirlerini öyle etkili bir şekilde anlattılar ki, birkaç ay içinde melek yatırımcılardan 1 milyon dolar fon topladılar. Bu parayı uygulamanın geliştirilmesine, kuryelerin işe alınmasına ve devasa bir pazarlama kampanyasına harcamaya karar verdiler. “Anında market alışverişi” sloganıyla reklam panolarını, sosyal medyayı ve hatta otobüs duraklarını kapladılar.

“Anında” hızla müşteri kazandı. İlk haftalarda uygulamayı indiren kullanıcı sayısı on binleri buldu. Ancak bu başarı beraberinde büyük bir operasyonel yük getirdi. Şirket, yüksek hızlı teslimat için büyük şehirlerde depolar kiralamış ve kuryelere piyasadan daha fazla ücret ödemeye başlamıştı.

İlk birkaç ayda işler yolunda gibi görünüyordu. Ancak operasyonel maliyetler hızla artıyordu. Kiralar beklenenden yüksekti. Yakıt fiyatları arttı ve kuryeler sürekli zam talep ediyordu.

Müşterilere sunulan “ilk alışverişte %50 indirim” kampanyası, şirkete kâr yerine zarar getiriyordu.

İkinci yatırım turunda daha fazla fon toplamak için yatırımcılarla görüşmeye başladılar. Ancak yatırımcılar finansal tabloları görünce endişelendi. Şirket her ay yüz binlerce dolar zarar ediyordu. Bu zararlar sadece operasyonel maliyetlerden değil, yanlış yönetim ve plansız harcamalardan kaynaklanıyordu.

Ortaklardan biri bir gün, “Her siparişte zarar ediyoruz, ama bunu daha fazla müşterimiz olduğu zaman telafi edebiliriz, değil mi?” diye sordu. Yatırımcıların biri ise şu acı gerçeği söyledi:
“Eğer iş modelinizde her siparişte zarar varsa, daha fazla müşteri sizi batırır.”

“Anında”, yeni bir yatırım alamayınca nakit sıkıntısına girdi. Maaşları gecikti, depoların kirası ödenemedi, müşteri memnuniyeti hızla düştü. Şirketin sosyal medya hesapları şikayetlerle dolup taştı.

Ortaklar, maliyetleri düşürmek için depoları kapatmaya ve çalışanları işten çıkarmaya karar verdiler. Ancak bu, müşterilerin güvenini kaybetmelerine neden oldu. Birkaç ay sonra “Anında”, faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldı.

Gerçek hikayelerden aldığım ilhamla bu hikâyeyi yazdım. Aslında ne “Anında” var ne de ortakları. Ama, gerçek olmasa da kimsenin itiraz edemeyeceği bir kurgu…

Laf aramızda bu hikâyeyi gerçek gibi görüp birkaç ders çıkarabiliriz.

Öncelikle, “Anında”nın iflası, ortaklar için büyük bir hayal kırıklığıydı. Ancak bu kötü deneyimden büyüme kadar kârlılığın da önemli olduğunu, operasyonel maliyetlerin sıkı bir şekilde kontrol edilmesi gerektiğini ve iş modelinin sürdürülebilirliğinin test edilmeden ölçeklenmeye çalışılmasının tehlikeli olduğunu öğrendiler.

START-UP ŞİRKETLERİ NEDEN ZARAR EDER?
Start-up şirketlerin zarar etmesinin temel nedenleri, işin doğası gereği yüksek risk ve belirsizlikle dolu bir süreçten geçmeleridir. Bu zararlar genellikle şirketin büyüme hedeflerine ulaşması ve uzun vadede kâr edebilmesi için yapılan stratejik yatırımlardan kaynaklanır. Gelin biraz daha detaya inelim.

Yüksek Başlangıç Maliyetleri
Ürün geliştirme, teknoloji altyapısı, ekip kurma, ofis giderleri gibi masraflar başlangıçta genellikle gelirlerden fazladır. Özellikle teknoloji odaklı start-up şirketlerde, ürün geliştirme süreci uzun sürebilir ve bu süre boyunca kâr elde edilemeyebilir.

Pazar Payı Kazanma Çabası
Start-up şirketler genellikle hızlı bir şekilde pazar payı kazanmak için agresif büyüme stratejileri uygular. Bu, büyük pazarlama bütçeleri, indirim kampanyaları ve müşteri kazanımı için yapılan harcamalar anlamına gelir. Kârlılığı artırmak yerine müşteri tabanını büyütmek öncelik haline gelir.

Belirsiz İş Modelleri
Birçok start-up şirket iş modelinin ne kadar sürdürülebilir olduğunu başlarda test aşamasında olur. Bu süreçte yanlış varsayımlar veya hatalı stratejiler, geçici finansal kayıplara yol açabilir.

Yetersiz Gelir ve Nakit Akışı
Başlangıç aşamasında yeterli müşteri kitlesine ulaşmak zaman alabilir. Sabit giderlerin yüksek olması ve gelirin yeterince hızlı artmaması, zarar edilmesine neden olabilir.

Rekabetin Yoğunluğu
Yeni bir sektöre giren start-up şirketler, büyük rakiplerle mücadele etmek zorundadır. Daha büyük oyuncular karşısında rekabetçi kalabilmek için daha fazla harcama yapmak gerekebilir.

Yatırım ve Ölçeklendirme Stratejileri
Start-up şirketler genellikle dış yatırımlara dayanır. Yatırımcıların hedefi, orta/uzun vadede büyük kazanç elde etmek olduğu için şirket, kısa vadede kârlılık yerine büyümeye odaklanır.

Deneyimsizlik
Girişimcilerin ve ekiplerin yeterince deneyimli olmaması, operasyonel hatalara ve yanlış finansal kararlara neden olabilir.

Makroekonomik Koşullar
Faiz oranları, ekonomik durgunluk, enflasyon gibi dış faktörler, şirketlerin finansal durumunu olumsuz etkileyebilir.

Yazımı şöyle sonlandırmak isterim
Start-up şirketlerin zarar etmesi genellikle büyüme ve ölçeklendirme hedeflerine ulaşabilmek için yapılan stratejik harcamalardan kaynaklanır. Uzun vadeli başarılı bir strateji uygulanırsa, bu zararlar ilerleyen dönemlerde kârlılıkla telafi edilebilir. Ancak, doğru planlama ve yönetim olmazsa, bu zararlar şirketin iflasıyla sonuçlanabilir.

Gelecek hafta, zarar eden Start-up şirketlerinin neler yapması gerektiğini yazacağım.


Ali Serdar Süalp

Diğer Yazarlar