Geçen haftaki yazımız, büyükçe diyeceğimiz bir okuyucu kitlesinin beğenisini kazandı. Hepsine teşekkür ediyoruz. Bize yollanan iletilerde, bir yığın da soru var. Hepsine cevap verebilir miyiz, bilemiyoruz ? En azından cevaplamayı denemekte fayda var. Bitkileri sınıflandırırken karanlık bağımlı mı desek, karanlık sever mi desek, bunların hepsi uzun uzun düşünülerek yazılması gereken konular. İş bu kadarla da bitmiyor.

Aydınlık bağımlı çiçekler de var. Hemen unutmadan bir de ışığa duyarsız bitkiler var; ne dersiniz? Domates, mısır, bamya, bazı çilek türleri, sardunya, bazı begonyalar, Fransız kadife çiçeği (Tagetes patula) bu sınıfa giriyor. Kadife çiçeği deyince Afrika kadife çiçeği (Tagetes erecta) ise bal gibi karanlık seven bir çiçektir, sakın şaşırmayalım.
Bunun dışında kalan bitkileri, hemen uzun süreli bitki olarak da yaftalamayalım. Uzun süreli ışıktan hoşlanan bitki topluluğuna bakarsak kimleri görürüz, kimleri? Ispanak, şeker pancarı, havuç, turp, karahindiba, enginar, şalgam, yılan yastığı, petunya, adaçayı, güneş şapkası (Rudbeckia), çörek otu, yeşil salata, Kaliforniya gelinciği, yıldızpatı (Aster), en önemlisi de patates.
Neden patates biliyor musunuz? Ruslar patates bitkisini tanımasalardı, Sibiryayı fethedemezlerdi. O kadar büyük bir ordunun patates bitkisi olmadan beslenmesi neredeyse imkansızdır. Patates soğuk iklimde yetişebilen bir yumru. Fakat filizlenmesini, büyümesini tetikleyen ise havanın ısınmasından önce ışıktır.

Soğan bitkisinin de kısa günlerde de, uzun günlerde de ekilebilecek, dikilebilecek bir çok çeşidi olduğunu unutmadan söyleyelim. Bu gibi bitkilerin tohumlarını yurt dışından aldığınızda hangi boylamlar arasinda yetistirilebilineceğinden emin olmalıyız. Örneğin brokoli için de ayni sorunsal gündeme geliyor. Brokolilerin arasinda da uzun karanlıktan hoşlanan çeşitleri oldugu gibi, uzun aydınlıktan hoşlanan çeşitleri de vardır.
Karanlık seven, aydınlık seven derken ilginç bir yere parmak basmadan geçmeyelim. Karanlık seven bitki deyince, çiçek vermesi ya da belli bölümlerinin büyümesi için, kesintisiz 12 saat ve fazlasında kesintisiz karanlıkta kalması gereken bitkiler anlaşılmalıdır. Şimdilerde bazı araştırmacılar kızıl sonrası ışık altında bu bitkilerin kalabileceklerini söylüyorlar. Kızıl sonrası deyince sakın kızılötesi anlamını çıkarmayın.

Bunun yanında aydınlık sever bitkiler, gün ışığının geçici olarak kesilmesi ya da üzerlerinin kapatılması durumlarında büyüme ya da yemiş verme yetilerinden bir şey kaybetmiyorlar yeter ki 12 saatin üzerinde ışık alabilsinler. Bunları söylememizin nedeni, söz konusu bitkilerin çiçeklenme ve ürün verme tarihleri ile oynayabilmemizdendir. Bu kadarla da kalmıyor. Üretim tarihlerini öne çekilebiliyor, ürün miktarları ve boyutları da ayarlanabiliyor.
Bu hafta bolca Atatürk çiçeği fotoğrafı çekme fırsatımız oldu. Atatürk çiçeği karanlık seven, kısa gün bitkilerinin en zor bakılanı en kırılgan olanı. Bir kere daha fotoğraflarını sizinle paylaşmaktan çekinmiyoruz. Atatürk çiçeği (Poinsettia pulcherima) çok sulanmaktan, balçık içinde yaşamaktan hoşlanmıyor ama kuruluktan da hazzetmiyor. En iyi 24-18 derece sıcaklıkta kendini gösterebiliyor. 16 derecenin altında yaşaması güçleşiyor.

Siz yine de Atatürk bitkisi yetiştirmenin en önemli noktasının 14 saat kesintisiz karanlık olduğunu unutmayın. Fazla gübreden de hoşlanmayan Atatürk çiçeğinin yapraklarının kedi ya da köpek tarafından yenmesi ölüme neden olmuyorsa da, Latince isimlerinden biri de “Euphorbia” olması nedeniyle, yine de dikkatli olmak gerekiyor. Biliyorsunuz, Afrika’nın yaygın bir sukulenti olan bu bitkilerin lateks benzeri özsuları inanılmaz derece zehirlidir.
Bize yolladığınız soruların büyük kısmını cevapladığımızı umarak yazımızı sonlandırıyoruz. Geçen hafta sonu, Op. Dr. Ali Rıza Sözenoğlu Mısır’dan fotoğraf yollamayı kesince, bizi bir düşüncedir aldı. Derken Ayşegül İshakoğlu, Şili’den imdadımıza yetişti. Meğer kendisi Güney Amerika’nın Pasifik kıyılarında sergüzeşt halindelermiş. Oralara kadar gidince bizi de unutmamış. Önce kızılderililerin ekmek niyetine yedikleri “Cyttaria” cinsi asalak mantar fotoğraflarını yollamış. Arkasından da, aslında Kanarya adalarının bitki örtüsünün bir parçası olan, “Perez Deniz Lavantası”nı (Limonium perezii) bizimle paylaşmış. Sağ olsun.
Keyifli Bahçeler…