İzmir’in işgali sırasında düşmana attığı ilk kurşunla simgeleşen Hasan Tahsin (Osman Nevres) İzmir Gazeteciler Cemiyeti ve İzmirli gazetecilerce katledilişinin 106. yıldönümünde Konak Atatürk Meydanı’ndaki İlk Kurşun Anıtı önünde törenle anıldı. İzmir’e 1977’den itibaren sürekli gelip gitmelerin, yaz tatillerinin ötesinde temelli yerleştiğim dokuz yıldır her 15 Mayıs’ta Şehit Gazeteci Hasan Tahsin’in anıldığı törene katılıyorum.
Hasan Tahsin ile ilgili farklı değerlendirmeler olsa da onun da, ilk kurşunun da bir simge olduğunu, Hasan Tahsin’in ikonik bir kimlik haline geldiğini kabul etmek gerekir. Sonuçta, İzmir’in işgalini ve bu işgale karşı gelen İzmirli vatanseverleri sembolize eden bir kimlikle karşı karşıyayız. İşgalden bir gün önce yayınlanan işgale karşı bildiri ile Konak ve Pasaport civarında nümayişe geçen İzmirliler arasında Hasan Tahsin de vardır ve anlatıya göre silahını çekip birkaç işgal askerini vurduktan sonra linç edilir ve naaşı Pasaport civarında bulunur. Hukuk-u Beşer’in başyazarı olan Şehit Gazeteci H. Tahsin, nümayiş öncesinde halka hitap edenler arasındadır aynı zamanda.

Törende İGC Başkanı Dilek Gappi ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay birer konuşma yaptı saygı duruşu ve İzBB Bandosu ile birlikte seslendirilen İstiklal Marşı’nın ardından. Gappi, medyanın sorunlarına ve gazetecilerin yaşadıklarına da değindi Hasan Tahsin’i anarken. Dr. Tugay, gazetecilerin, gazetelerin yanında olduğunu ve desteğini daha da ileriye taşımak arzusunda olduğunu net olarak ifade etti (Dr. Tugay, törenden iki gün sonra Egemenlik’te düzenlediği basın toplantısına geniş bir zaman ayırdı. Genel olarak açıklaması sonrasında 100 dakikalık basın toplantısında soruları da açık yüreklilikle yanıtladı. Bu toplantıda Dr. Tugay’ın açtığı bazı başlıklara bilahare değineceğim). Törende çok sayıda gazetecinin yanında bazı ilçe belediye başkanları ile eşi de gazeteci olan İzmir Milletvekili Ümit Òzlale ve CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu da vardı. Özlale, yakın zamanda Sözcü TV’den bildiğimiz başarılı, takdire şayan bir isimle, Serap Belovacıklı ile evlenmişti. Milletvekili olmasının yanında bir “gazeteci eşi” olarak Özlale’nin törene katılması anlamlıydı.
Törene her yıl Hasan Tahsin Ortaokulu öğrencileri de katılıyor öğretmenleri ile birlikte. Bu da töreni değerli kılıyor. Bu arada törene katılan tanıdıklarla konuşarak bir nevi küçük bir anket yaptığımda gördüm ki, İlk Kurşun Anıtı’nın açılışının ne zaman ve kim tarafından yapıldığı pek bilinmiyor. Anıt, İGC’nin öncülüğünde İzmirliler arasında 1972’de açılan bir bağış kampanyasının birikimiyle yapılıyor. Hatta para fazla olunca, bakiyeyi İGC değerlendiriyor. Bir İGC yöneticisinden öğrendiğime göre anıtın yapımından artan tutar ile cemiyetin mülkü alınıyor. Nihayetinde İlk Kurşun Anıtı tamamlanıyor ve açılışını 51 yıl önce 15 Mayıs 1974’te 6. Cumhurbaşkanımız Fahri S. Korutürk yapıyor. Korutürk, görevinin ikinci yılına beş hafta önce girmiştir ve ikinci yurt gezisini İzmir ve Ege’ye yapmaktadır. İlk Kurşun Anıtı’nın açılışı da bu ziyarete göre planlanır ve Kurtuluş Savaşı’nın ilk kurşununu ve ilk kurşunu atan Şehit Gazeteci Hasan Tahsin’i simgeleyen anıtı, soyadını Kurtuluş ve Kuruluş’un lideri Atatürk’ün verdiği Korutürk açar.
𝘟 𝘟 𝘟
Bu vesileyle söz edeyim… 6. Cumhurbaşkanımız Korutürk’ün kaderi bilahare İzmir’le kesişir. Büyük oğlu Osman Korutürk (E. Büyükelçi, önceki İstanbul Milletvekili ve CHP Genel Başkan Yardımcısı, şimdi CHP Dış Politika Danışma Kurulu Üyesi), İzmirli duayen hukukçu Prof. Dr. Münci Kapani’nin (A.Ü. Kamu Hukuku Kürsüsü Başkanı, Kurucu Meclis Üyesi parlamenter) kızı Suzan Korutürk ile evlenir. Böylece, 6. Cumhurbaşkanı Korutürk, İzmirli bir aile ile dünür olur.
Bu arada öncesi de var; 6. Cumhurbaşkanımız Korutürk henüz deniz kurmay subayı iken eşi Emel Korutürk ile çocukları da birkaç yazını Bornova’da, Madam Bolhemme (Şimdi Atatürk Kitaplığı) köşkünde yaşayan kızkardeşinin yanında geçirmiştir.
Suzan Hanım ise birkaç yıl önce kaybettiği Prof. Dr. Münci Kapani’nin eşi-annesi Margaret Teyze’yi yaşadığı Karşıyaka-Bostanlı’da ziyaret etmek için Osman Bey’le birlikte sıklıkla İzmir’e teşrif ederdi. “Margaret Teyze” diyorum, çünkü tanımıştım ve arada ziyaret ederdim; 2. Dünya Savaşı’nda İngiltere’de telsiz operatörü, savaştan sonra bankacı. Londra’da Münci Hoca ile tanışıp evleniyorlar ve uzun süre Ankara’da yaşıyorlar. Fakat Münci Hoca’nın vefatı sonrasında Margaret Teyze eşinin Karşıyaka’sında yaşamayı tercih ediyor ve Bostanlı yalıda Zafer Apt’nda yaşayarak son nefesini de orada veriyor (Münci Hoca’nın çalışma odası, kitaplığı olduğu gibi duruyordu bu evde. Margaret Teyze’nin vefatı sonrasında daktilo, plaket, şilt ve kendi kitaplarından bir seriyi İzmir Barosu’na, akademik hukuk kitaplarını Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kütüphanesine, bir kısım kitabı Karşıyaka Belediyesi kütüphanelerine, bir kısım kitabı büyükşehir kütüphanelerine bağışladık. Dönemin Karşıyaka Belediye Başkanı ve Büyükşehir Belediye Başkanına da birer anı takdim ettik Münci Hoca’dan).
Şehit Gazeteci Hasan Tahsin’i, bu vesileyle 6. Cumhurbaşkanımız Korutürk ile tanımaktan ve ahbabı olmaktan onur duyduğum müstesna hanımefendi Emel Korutürk’ü; Prof. Dr. Münci Kapani hocayı ve Margaret Teyze’yi saygı ve rahmetle anıyorum.