Işınsu Kestelli, iklim değişikliği, artan maliyetler ve yetersiz desteklemeler nedeniyle hem ekonomik hem de stratejik risklerle karşı karşıya kalındığını vurguladı
İzmir Ticaret Borsası (İTB) ağustos ayı Olağan Meclis Toplantısı Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer başkanlığında İzmir Ticaret Odası Yeni Hizmet Binası Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, geride kalan sezonun zor geçtiğini ve birçok ürün grubunda çeşitli sorunlarla karşılaştıklarını söyledi. Bu sorunların başında kuru incirin yer aldığını vurgulayan Kestelli, “Ülkemizin dünya kuru incir ticaretinin yaklaşık yarısını karşıladığını ve bu sezon 350 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiğimizi düşündüğümüzde, incirin ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlıyoruz. Ama tabii ki işler her zaman istediğimiz gibi gitmiyor. İklim değişikliği üretimde ve depolamada ciddi sıkıntılar yaratıyor; aflatoksin ve okratoksin riski artıyor. Avrupa’dan geri dönen her ürün, sadece firmalarımızı değil, ülkemizin prestijini de etkiliyor. Bu nedenle, bu sezon aynı sıkıntıları yaşamamak için üreticiden tüccara, ihracatçıya kadar herkesin aynı hassasiyetle hareket etmesi şart” açıklamasında bulundu.
Üzüm ve pamukta %20’lik düşüş
Üzümde ise nisan ayında yaşanan zirai donun sezonun kaderini değiştirdiğine dikkat çeken Kestelli, “Bazı bölgelerde kayıplar yüzde 100’e kadar çıktı. Geçtiğimiz yıla göre yaklaşık yüzde 20’lik bir düşüş söz konusu. Pamukta da durum farklı değil. Bu yıl ekim alanlarında yaklaşık yüzde 20’lik bir daralma öngörüldü. Su kaynaklarımız azalıyor, maliyetler artıyor, fiyatlar tatmin edici değil. Desteklemeler ise yetersiz kalıyor. Bu durum üreticiyi pamuktan uzaklaştırıyor. Arz problemi yaşanınca da ithalat kaçınılmaz hale geliyor. Unutulmamalıdır ki, kendi topraklarımızda güçlü olduğumuz ürünleri kaybetmek sadece ekonomik bir kayıp değil, stratejik bir risk. Pamuk, incir, üzüm… Bunlar sadece tarımsal ürün değil, aynı zamanda bölgemizin ve ülkemizin geleceği” diye konuştu.

“Çiftçilerimiz borç yükünün altında”
Kestelli, üreticilerin uzun süredir maliyetlerle döviz kuru arasındaki dengenin bozulması nedeniyle zor günler geçirdiğini söyleyerek, Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin haziran ayı verilerinin de bu durumu açıkça ortaya koyduğunu belirtti. Bireysel ve ticari kredilerin toplam tutarının 20 trilyon TL’yi aşarak tarihi bir seviyeye ulaştığını söyleyen Kestelli, tarım sektörünün kredi hacminin ise yüzde 1,81 artarak 1 trilyon 65 milyar TL’ye geçtiğini ifade etti.
Kestelli, tahsil edilemeyen alacakların 6,7 milyar TL’ye yükseldiğini de sözlerine ekleyerek, “Takipteki alacak miktarı ise bir yıl içinde yüzde 166 artmış ve artış hızı bakımından tüm sektörleri geride bıraktı. Bu tablo, çiftçimizin yaşadığı borç yükünün, kur şoklarının ve artan girdi maliyetlerinin en açık göstergesi. Elbette ortada çözümsüz bir durum yok ancak mevcut şartlara göre iyi kurgulanmış bir süreç yönetimi izlenmeli. Kalıcı iyileşme için tarımda girdi maliyetlerinin ve kredi faiz oranlarının düşürülmesi, kredi geri ödemelerinin hasat dönemine uygun hale getirilmesi ve özellikle küçük ölçekli aile işletmelerinin finansmana erişim kanallarının güçlendirilmesi gerekiyor” ifadelerinde bulundu.