Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmelik ile binalarda yangından korunma kapsamında yapılması gerekenlerin yol haritası çiziliyor
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) iş birliğiyle, İzmir Ticaret Odası (İZTO) ev sahipliğinde düzenlenen ‘Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik Bilgilendirme Toplantısı’ İZTO’da düzenlendi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meslek Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Murat Bayram toplantıda ‘Yönetmelik Değişikliğine ilişkin Bilgilendirme’ konulu bir sunum yaptı. Yaptığı konuşmada yangının bireysel olarak herkesin problemi olduğunu ifade eden Bayram, yangının her an, her yerde ve her zaman başımıza gelebileceğini belirtti.
Yangın yönetmeliğine ilişkin bilgiler paylaşan Bayram, şunları söyledi: “Yangın yönetmenliği aslında çok eski binalarda olan bir kavram olmamakla birlikte Türkiye’de yangın kavramı ya da yangına karşı emniyet anlamında bazı çalışmalar geçmiş yıllardan yapılmaya başlanmış. Ancak Türkiye’de şu an genel anlamda bütün binaları kapsayan ilk yönetmelik 2002 yılında yayımlandı. 2007 yılındaki değişiklikler ise ciddi anlamda farklı boyutta olduğu için yeni yönetmelik olarak yayımlandı. Değişik tarihlerde revizyon çalışmalarımız ve bugün itibariyle de yine bir yönetmelik çalışmamız var. Bunu yeni bir yönetmelik olarak yayımlamayı planlıyoruz. Çünkü artık Türkiye’de bir şeylerin farkındalığının oluştuğunu düşünüyoruz. Ona göre de problemlerimize yöneldiğimiz bir taslak çalışması yaptık. Bu taslak 170’in üzerinde kuruluşa gönderildi.”

“Bazı temel kurallarımız var”
Hangi yapı veya bina olursa olsun kuralları denetlediklerini belirten Bayram, “Bazı temel kurallarımız var. İlk olarak bu işte tek kişi sorumlu değil. “Ben bilmiyordum. Bu benim uzmanlığım değil” diye bir kavram yok. Bilmek zorundayız. Herkesin sorumluluğu ve yetkisi var” dedi.
Yangın yönetmeliğinin can ve mal güvenliğinin önemini hedeflediği için diğer yönetmelikler içerisinde öncelikli, olduğunu belirten Bayram, “Yönetmeliğin mantığı; birincisi yangın çıktığında bina ayakta duracak, yıkılmayacak. İkincisi binanın içinde insan varsa, insanları güvenli alana tahliye edilecek, binanın içinde mahsur kalmayacak. Üçüncüsü itfaiye geldiğinde binaya müdahale edebilecek. Bunun için mümkünse yangın çıktığı yerde belli bir süre bekletilecek, kontrol edilebilecek. Bina yanar, buna engel yok ama ayakta duracak. Binayı ahşap, çelik, beton yapabilirsiniz. Çelikse belli sıcaklıklara dayanacak. Ahşap olacak ise yangın kriterleri karşılayacak yapısal ahşap kullanılacak, keresteden yapamazsınız. Betonda da aynı mantık var” diye konuştu.
“Mevcut cezalar caydırıcılıktan uzak”
Toplantıda konuşan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ise yangın riskiyle mücadelenin ciddiye alınması gerektiğini söyledi. Toplumsal ve kurumsal ölçekte farkındalığın en üst seviyeye çıkarması gerektiğini ifade eden Özgener, “Bu kapsamda yangın mevzuatı çerçevesinde gerekli önlemlerin alınmasının, denetimlerin ve caydırıcı cezaların hayati önem taşıdığını düşünüyor, bu tip toplantıları, yalnızca birer buluşma değil, yangından korunma bilincinin yayılması açısından geleceğe dönük bir sorumluluk adımı olarak görüyoruz. Ancak mevcut cezalar caydırıcılıktan uzak. Eğer gerçekten insan eliyle ortaya çıkan başta yangın olmak üzere her türlü felaketlerin önünü kesmek istiyorsak, bu olayların sorumlularının en ağır, caydırıcı, hatta ibretlik cezalarla karşılaşması ve sorumsuzluğun bedelinin ağır olması şart” dedi.

“Eğitim ve tatbikatta somut adımlar atılmalı”
Konutlarda, kamu binalarında ve sanayi tesisleri başta olmak üzere işletmelerde yangın güvenliği ve önlemler konusunun önemine değinen Özgener, “30 Haziran 2025’te Resmi Gazete’de yayımlanan değişiklikle birlikte, 31 Aralık 2025 tarihine kadar mevcut binalarda tespit edilen yangın güvenliği eksikliklerinin giderilmesi zorunlu hale getirildi. İlgili düzenleme, sektörlerimizin tamamını ilgilendiriyor. Öncelikle yangın güvenliğinin yalnızca yasal bir yükümlülük değil, aynı zamanda üretim sürekliliği, iş güvenliği ve mali risklerin azaltılması, can ve mal kayıplarının önlenmesi anlamına geliyor” diye konuştu.
Ekipmanların eksikliği, tedbirsizlik ve ihmalin hem çalışanları hem de üretim hattını tehlikeye atabildiğini vurgulayan Özgener, şunları söyledi: “Bu bağlamda, eğitim ve tatbikat konusunda da somut adımlar atılması gerekiyor. Ne yazık ki çoğu işletmemizde, okul, hastane ve diğer kamu binalarında yangın tatbikatları düzenli yapılmıyor, acil durum planları kağıt üzerinde kalıyor. Oysa en basit tatbikat, tedbir veya erken müdahale yangında hayat kurtarabilir. Yangın güvenliği önlemlerinin yetersizliği, sadece binaların fiziksel güvenliğini değil, aynı zamanda üretim ve hizmet süreçlerinin sürekliliğini de riske atıyor. OSB’lerdeki fabrikalarımız, imalathanelerimiz, KOBİ’ler ve ticari alanlardaki bu eksikliklerin; çalışanların güvenliği, faaliyetlerin kesintisiz sürmesi ve işletmelerin sektörel rekabet gücü açısından kritik önem taşıyor. Kamu kurumları ve özellikle eğitim ve sağlık tesislerimiz için ise durum daha da kritik. Bu alanlarda hem hızlı müdahale hem de düzenli denetim mekanizmaları büyük önem taşıyor. Çocuklarımızın okulları, hastanelerimiz ya da kamu binalarının, yangın güvenliği açısından en ufak bir riski bile kaldıramayacağını düşünüyorum.”
“Afet bilinci her sektör için kritik”
Yangın başta olmak üzere afetler sonrası oluşan büyük ekonomik kayıpların önüne geçebilmek için somut tedbirlerin alınması gerektiğini söyleyen Özgener, “Yaşadığımız acılardan ders alarak özellikle turizm sektörü başta olmak üzere farkındalık ve çözüm üretme çalışmalarına destek veriyoruz. Geçtiğimiz aylarda düzenlediğimiz ‘Turizm İşletmelerinde Afet Güvenliği ve Denetim Süreçleri’ ve ‘Turizm Güvende Olsun’ toplantılarıyla, sektör temsilcilerimizi uzmanlar ve yetkililerle buluşturarak afetlerle ilgili farkındalıklarını arttırmaya çalıştık. Ancak, yangın güvenliği ve afet bilinci konusu sadece turizm değil, her sektör için çok kritik önemde olduğunu unutmamalıyız. Yönetmelik bizlere bir yol çiziyor. Bugün bize düşen görev, her sektörde bu kuralları hayata geçirmek” dedi.