Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Türk ekonomisinin ikinci çeyrek büyüme rakamlarını değerlendiren Aydın Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Fevzi Çondur, Türkiye ekonomisi büyüme trendini sürdürürken tarım sektöründe daralmanın endişe yarattığına dikkat çekerek çözüm önerilerinde bulundu. Çondur, tarıma dayalı sanayi ve ihracat odaklı modele hız verilmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye ekonomisinin yılın ikinci çeyreğinde yüzde 4,8 büyüme kaydettiğini belirten Aydın Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Fevzi Çondur, “2025 yılının ikinci çeyreğinde inşaat sektörü yüzde 10,9’luk büyümeye imza atarken, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 7,1, sanayi sektörü yüzde 6,1, ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmetleri yüzde 5,6, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 5,4, ürün üzerindeki vergiler eksi sübvansiyonlar yüzde 3,0, finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 2,6, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 2,6 ve diğer hizmet faaliyetleri yüzde 2,1 arttı. Hanehalkı nihai tüketim harcamaları 2025 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 5,1 artış gösterirken, mal ve hizmet ihracatı 2025 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 1,7, ithalatı ise yüzde 8,8 arttı” diye konuştu.
Tarımsal girdi maliyetleri ve iklim riskleri
Türkiye ekonomisinin genel büyümesine rağmen tarım sektöründe yaşanan daralmanın dikkatle takip edilmesi gerektiğini vurgulayan Çondur, “Üreticimizin temel girdilerinde (gübre, tohum, yakıt vb.) maliyetler ciddi şekilde arttı. Ancak ürün fiyatları aynı oranda yükselmedi. Bu durum çiftçilerimizi zor durumda bırakıyor. Bu durum, üreticilerin üretimden uzaklaşmasına yol açıyor. Ayrıca son yıllarda etkisini artıran kuraklık ve nisan ayında yaşanan don olayları tarımsal üretimi olumsuz etkiledi. Türkiye, son 60 yılın en şiddetli kuraklığıyla karşı karşıya. Bu süreç özellikle tahıl, sebze ve meyve üretiminde ciddi kayıplara neden oldu. Bazı bölgelerde buğday verimleri yarı yarıya düştü, meyve hasatlarında dramatik kayıplar yaşandı” dedi.
Tarımdaki yapısal sorunlar ve destek ihtiyacı
Tarım sektöründe yaşanan küçülmenin yapısal sebeplerine de dikkat çeken Çondur, “Türkiye’de sulamanın büyük bir kısmı yüzeysel yöntemlerle yapılıyor ve bu da ciddi su kayıplarına yol açıyor. Tarımsal üretim planlama süreçlerinde yaşanan belirsizlikler, üreticilerimizin güvenini zedeliyor. Destekleme modellerindeki sık değişiklikler uzun vadeli yatırım kararlarını zorlaştırıyor. Mevcut destek mekanizmalarının sahaya yeterince hızlı ve yaygın şekilde yansımaması, özellikle küçük ölçekli üreticilerin kırılganlığını artırıyor. Çiftçilerimizin hem yüksek maliyetler hem de iklim değişikliğinin olumsuz etkileri karşısında üretimden uzaklaşmaması için tarımın kararlılıkla desteklenmesi gerekiyor. Ayrıca, değişen iklim koşullarına uyumlu ürün desenlerinin planlanması büyük önem taşıyor” diye konuştu.