Şirketlerin tüm girdilerinde artışlar yaşandığını aktaran Zengin, “Bu maliyetler firmaların rekabet etme gücünü azaltabilir” dedi
Sene sonunun yaklaşması ile şirketler, bütçe belirlemek adına hazırlıklara başladı. Ekonomik belirsizlikler ve hızlı değişimler şirketlerin, çalışanları adına ücret artışlarını belirlemede zorlu dönem içine girmelerine neden oldu.
2023 enflasyonunun ekim ayı itibariyle yüzde 61 olduğunu, yıl sonunda da beklentinin bu civarlarda olacağını ve bu durumun özel sektör çalışanları için zam beklentisi oluşturduğunu söyleyen İzmir Yeminli Mali Müşavirler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Zengin, ücret artış beklentisinin sektöre göre değişmekle birlikte yüzde 30 ile yüzde 50 arası bir oranda olabileceğini aktardı. Zengin, “Bazı vergilerdeki artışlar yeniden değerleme oranına bağlı, bu oran yüzde 58 olarak açıklandı. Dolayısıyla 2024 yılında alınacak bazı vergi ve harçlarda meydana gelecek artış yüzde 58 olacak. Yeniden değerleme ve enflasyon oranı gibi bazı fiyat veya ücretlerin belirlenmesinde de kullanılan bir ölçü. Vergilerdeki artış dolaylı olarak şirketlerin bütçelerini de etkileyecek. Şirketlerin durumu ise ortada ve yükleri çok ağır” ifadesine yer verdi.
Artan maliyetlerin ücretlerde de dengesizliğe neden olduğunu vurgulayan Zengin, “Ücretlerdeki farklı uygulamalar, son bir iki yılda çalışanların iş yeri değişikliğine yönelmesine neden oldu. Yaşanan ücret dengesizliği çalışan istikrarını yok ediyor” dedi.
“Memnun olmayan insanlar sürekli iş değiştiriyor”
Son bir iki yılda çalışanların iş yeri değişikliğine yönelmesinde artış yaşandığını aktaran Zengin, “Yaşanan ücret dengesizliği, kimi şirketlerde örneğin yüzde 30 zam yapılırken kimisinde yüzde 50’lere ulaşması, çalışan istikrarını yok ediyor. Ücretinden memnun olmayanlar iş değiştiriyor. Bir şirkette uzun zaman çalışan kişi düzeninin değişmemesi adına ücret farkı çok olmadığı sürece iş yeri değişikliğini tercih etmiyor. Ama yaşadığımız şu ortamda o makul sayılabilecek fark çok olmaya başladı. Dolayısıyla yer değişiklikleri de artmaya başladı. Kalifiye ya da tecrübeli çalışanı daha makul ücretlerle çekmeye çalışan şirketler de oluyor” ifadesine yer verdi.
“Artışlar işçi çıkarımına neden olabilir”
Şirketlerin sadece çalışan ücretlerinde değil bütün girdilerinde artışın yaşandığını aktaran Zengin, “Bu artışlar sonuçta üretimin azalmasına ya da işçi çıkarılmasına neden olabilir. Türkiye’nin özellikle ihracat yapan firmaları açısından rekabet etme gücünü azaltabilir. Çünkü aynı ekonomik seviyede olan diğer ülkelerde üretim maliyetleri Türkiye’ye göre daha düşük seviyede kalacağı için firmaların rekabet etme gücünde azalma meydana gelir ki bunu tekstil sektörü başta olmak üzere çeşitli sektörlerde görebiliriz. Ülke açısından zor bir süreç. Hükümetin son zamanlardaki rasyonel politikaları ileriye yönelik bir düzelme ışığı da veriyor. Ama bir iki yıl herkesin biraz dişini sıkması gerekiyor” diye konuştu.
Şirketlerde, ücret artışlarının asgari ücret ile sınırlı kalmadığını, yüksek veya üst ücret dilimlerinde de önemli miktarda artışa neden olduğunu aktaran Zengin, “Çalışanlar, bu enflasyonist ortamda satın alma güçlerini kaybettiler. Beklenti yüzde 50-60 gibi olabilir ama birçok şirketin şu aşamada bu orandaki artışı kaldırması zor görünüyor” dedi.