KPMG’nin karbonsuzlaşma konusunda üst düzey yöneticilerin görüşlerini aldığı ‘2023 Küresel Madencilik ve Metal Sektörü Genel Görünümü’ raporu yayımlandı. Rapora göre madencilik ve metal sektörü, dönüşüm için gerekli ham maddeleri karşılayabileceklerinden emin görünüyor. Daha yeşil bir gezegene geçişte kullanılacak malzemelere olan talebi karşılayabileceklerine çok güvenen ve güvenenlerin oranı yüzde 86’yı buluyor. KPMG, yöneticilerin genel olarak neden iyimser olduğunu ve bu hedefleri nasıl başarmayı planladıklarını anlamak için ise anket verilerini ayrıntılı olarak analiz etti.
Anket sonuçlarına göre yöneticilerin önemli bir çoğunluğu, şirketlerinin ve sektörün genel olarak büyüme potansiyeline güveniyor. Metal ve madencilik sektörü yöneticilerinin gelecek konusunda güvenli olmalarının bir nedeni, karbonsuzlaşma planlarını bir maliyet değil büyüme için bir fırsat olarak görmeleri. ‘Karbon ayak izini teknoloji yatırımları aracılığıyla dönüştürmek’ yüzde 43 ile önümüzdeki beş yıl içindeki en önemli fırsat olarak değerlendiriliyor.
Katılımcılar, faaliyetlerini varlık satışları yoluyla dönüştürmeyi planlıyor
Operasyonların maliyet verimliliğini teknoloji yatırımlarıyla iyileştirmek az farkla ikinci sırada yer alıyor. Katılımcıların üçte birinden fazlası ise faaliyetlerini satın alma ve varlık satışları yoluyla dönüştürmeyi planlıyor. Madencilik şirketlerinin karbon emisyonunu azaltmak için şimdiden gösterdiği hızlı ilerleme, karbonsuzlaşma çabalarına daha fazla yatırım yapmaları için onları cesaretlendiriyor. Anket, madencilik ve metal işleme sektörünün çevresel etkileriyle başa çıkmak için en yüksek önceliğin enerji tüketim verimliliğini arttırmak olduğunu gösteriyor. Bu, su ve atık yönetimini geliştirmekten neredeyse iki kat önemli olarak değerlendiriliyor.
ESG hedeflerinde sosyal etki daha fazla önem kazanıyor
Madencilik ve metal şirketleri karbon ayak izlerini azaltmaya ciddi yatırım yaparken aynı zamanda ESG (çevresel, sosyal, yönetişim) hedeflerine de odaklanıyorlar. Aynı zamanda, sektör ESG’deki ‘S’ harfine de büyük dikkat gösteriyor. ESG hedefleri daha temelde insan odaklı bir gündem haline geliyor ve esas odak çalışanlar ve yerel topluluklar gibi paydaşlar oluyor. Anketteki yöneticiler, madencilik ve metal üretim faaliyetlerinin sosyal etkisi ile mücadele etmede en yüksek önceliğin, çalışanlara sağlık hizmetleri, ücretli izin ve emeklilik hakları sunmak olduğunu düşünüyorlar. Bunu yüzde 33 ile işçi güvenliğini geliştirmek ve yüzde 32 ile geçimi sağlayacak maaş ödemek yanıtları takip ediyor. Ankete katılan yöneticilerin bazıları, metal ve madencilik şirketlerinin sadece yerel topluluklara değil genel halka da dikkat etmeleri gerektiğine de inanıyor.
Yetenekli liderliği de ESG içindeki insan unsurunun başka bir yönü olarak öne çıkıyor. Ankete katılanlar, şirketin net-sıfır hedefi ve bu yoldaki ilerlemesi hakkında paydaşlarla açık ve tam iletişimin sağlanmasını şirketlerin ESG hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olacak en etkili yöntemin olarak gösteriyor. Bunu yüzde 45 ile ‘CEO ve yönetim kurulunun net-sıfır hedeflerine kendilerini adamaları’ yanıtı takip ediyor. Üçüncü sırada ise ‘net-sıfır hedefimize ulaşma konusundaki ilerlemeyi ölçmek için doğru ölçüm metriklerine sahip olduğumuzdan emin olmak’ yanıtı yer alıyor.
Teknoloji, yeni dönemi şekillendiren ana itici güç
Yeni teknolojiler ve inovasyonların ortaya çıkması ise metal ve madencilik sektörünün bu yeni dönemini şekillendiren değişimlerin ana itici güçlerinden biri olarak gösteriliyor. Teknolojik gelişmeler yöneticilerin beş yıllık talep tahminlerini etkileyen en önemli etken olarak görülüyor. ‘Şirketinizin önümüzdeki beş yıl için talep tahminlerini etkileyen en önemli etkenler nelerdir?’ sorusu yöneltildiğinde ilk sırada teknolojik değişimler yüzde 54 yanıtı yer alıyor. Önümüzdeki beş yılda maden üretimini artırmaya en çok etkisi olacak iki teknoloji hangileridir?’ sorusuna verilen yanıtlar ise şu şekilde sıralanıyor: 5G Ağları yüzde 26, nesnelerin interneti, arama teknik ve teknolojilerindeki gelişmeler yüzde 24, yeni çıkarma teknolojileri yüzde 24 ve yapay zekâ yüzde 23.
“Sektörün üretimlerini arttırmaları gerekiyor”
Rapor sonuçlarını değerlendiren KPMG Türkiye Metal ve Maden Sektör Lideri ve Şirket Ortağı Burak Yıldırım, “Eğer iklim değişikliğini yavaşlatma ve sonunda tersine çevirme şansını yakalamak istiyorsak dünya ekonomisini karbonsuz hale getirmeliyiz. Küresel işletmelerin karbon nötr bir geleceğe geçiş için ihtiyaç duydukları malzemeleri tedarik etmek adına madencilik ve metal sektörünün üretimlerini hızla arttırmaları gerekiyor. Bununla birlikte, bu artışı çevreye zarar vermeden gerçekleştirmeli ve faaliyetlerini daha az karbon salınımı sağlayacak şekilde yeniden yapılandırmalılar. Bu dönüşüm ise raporumuzu hazırlamak için görüşlerine başvurduğumuz yöneticilere ve sektör oyuncularına bağlı olacak” diye konuştu.
Şirket yöneticilerinin sorumlulukları, öncelikle sektörü daha sürdürülebilir bir yola yönlendirmek ve tüm paydaşları sürdürülebilirlik konusunda ikna edebilmek olduğunu belirten Yıldırım, “Ankete katılan bir sektör yöneticisinin belirttiği gibi, metal ve minerallere olan ihtiyaç hiç bu kadar yüksek olmamıştı, ancak yeni madenler açmak da hiç bu kadar zor olmamıştı. Aynı zorluk, karbon emisyonunu azaltacak yeni süreçlere hızla yatırım yapmak zorunda olan çelik ve diğer metal üreticileri için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Raporumuzda, bu zorluklar ve ortaya çıkan fırsatlar hakkında öngörüler sunmayı amaçladık.” dedi.