Cumartesi, Kasım 9, 2024

İş dünyasından ‘küresel ekonomi inşa edelim’ çağrısı

Dünya Odalar Federasyonunun (WCF) ‘İklim Değişikliği İçin İşbirlikçi Yaklaşım’ ana temasıyla düzenlenen Avrupa ve Asya Zirvesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un katılımıyla İstanbul’da başladı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) ev sahipliğinde uluslararası iş dünyasının temsilcilerini bir araya getiren ve 62 ülkeden 800’den fazla iş insanının katılımıyla düzenlenen zirvenin açışında konuşan WCF ve TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, İstanbul’un kıtaları birbirine bağlayan dünyanın en önemli iş merkezlerinden olduğunu söyledi. Şehrin Avrupa ve Asya Zirvesi için mükemmel bir yer olduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu, “Yeni seçilen Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Dünya Odalar Federasyonu Başkanı ve TOBB Başkanı olarak bu önemli etkinliğe ev sahipliği yapmak benim için bir ayrıcalık” diye konuştu.

Dünya Odalar Federasyonunun çatısı altında gerçek bir değişimi yönlendirebileceklerini ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Sürdürülebilir kalkınmayı taahhüt edelim, ortaklıklarımızı güçlendirelim ve iklim eylemi ile iş başarısının birlikte çalıştığı bir küresel ekonomi inşa edelim. Gelecek bizim elimizde. Yaşayacak sadece bir dünyamız var. Bu nedenle daha temiz, daha yeşil ve doğayla daha uyumlu bir yaşam ve iş döngüsü kurmalıyız” ifadelerini kullandı.


“İş dünyası, destekleme konusunda aktif bir rol üstlenmeli”

Rifat Hisarcıklıoğlu, serbest ve adil ticaretin ICC ve WCF için önemli öncelik olduğunun altını çizerek, “Küresel ticaret ve işletmeleri, özellikle de KOBİ’leri tehdit eden korumacılığın yükselişinden büyük endişe duyuyoruz. Özellikle teknoloji alanındaki son korumacı eğilimler, küresel ticaret için riskler oluşturuyor. ICC, uzun süredir Dünya Ticaret Örgütü’nü küresel ticaret kurallarının temeli olarak desteklemektedir. DTÖ’nün reforme edilmesi gerektiğine inanıyoruz ki küresel ticaret adil ve rekabetçi kalabilsin. Dünya ticaretinin yüzde 75’i DTÖ kurallarına dayanıyor ve bu kurallar istikrar ve öngörülebilirlik sağlıyor. 21. yüzyılın zorluklarını karşılayacak şekilde bu kuralları korumak ve geliştirmek için birlikte çalışmalıyız. İş dünyası, bu değişiklikleri destekleme konusunda aktif bir rol üstlenmeli” dedi. 

Hisarcıklıoğlu, Türkiye’de oda ağının dünyanın en güçlülerinden olduğunu belirterek, TOBB’a ve Türkiye’deki oda ve borsaların başarılarına ilişkin bilgiler verdi.


“Birlikte, küresel sorunlara çözüm bulmada büyük fark yaratabiliriz”

WCF ve TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, bugün gerçekleştirilen zirvenin 62 ülkeden 800’den fazla katılımcıyı, odalar, hükümetler ve işletmelerden oluşan geniş bir ağı bir araya getirdiğini belirterek, şu açıklamalarda bulundu: “Birlikte, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik gibi küresel sorunlara çözüm bulmada büyük fark yaratabiliriz. Ticaret ve sanayi odaları, özel sektör, hükümetler ve uluslararası kuruluşlar arasında bir bağlantı noktasıdır. Güçlü kamu-özel sektör ortaklıklarıyla zamanımızın en önemli sorunlarına çözümler üretebiliriz. Kadınlar bu süreçte önemli bir rol oynamaktadır. Anlamlı iklim eylemleri için kadınların katılımı hayati öneme sahiptir. Çalışmalar, Kadınların Siyasi Güçlenme Endeksi’ndeki bir birimlik artışın karbon emisyonlarında yüzde 12’lik düşüş sağladığını gösteriyor. Bu, kadın liderliğinin ne kadar etkili olabileceğini ortaya koymaktadır. Kadınların daha fazla yer aldığı ulusal parlamentolar, daha güçlü iklim politikaları geçirerek çevresel açıdan daha iyi sonuçlar elde etmekte.”

Hisarcıklıoğlu, kadınların doğal kaynak yönetimi ve koruma çabalarının ön saflarında yer aldığını kaydederek, kadın girişimcileri desteklemenin daha sürdürülebilir işletmeler, daha yeşil ve adil bir gelecek yaratılması anlamına geleceğini söyledi.

M. Rifat Hisarcıklıoğlu, zirvenin ‘İklim Değişikliği İçin İşbirlikçi Yaklaşım’ ana temasıyla düzenlendiğine işaret ederek, “İleriye dönük olarak bu zirve sadece bir başlangıçtır. COP29 (BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı) Kasım 2024’te Azerbaycan’da gerçekleştirilecek. Bugünkü zirvemiz de bu büyük çabanın bir parçasıdır. Bugünkü tartışmalarımız ve fikirlerimiz, bu küresel hedeflere katkıda bulunacak” şeklinde konuştu.


Varin: Özel sektör de yeşil ekonomiye geçiş için finansman sağlamalı

Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Başkanı Philippe Varin de ICC’nin 170’ten fazla ülkeden 45 milyondan fazla işletmeyi temsil ettiğini belirterek, odanın faaliyetlerine ilişkin bilgi verdi. İklim değişikliğine ilişkin işbirliği içerisinde mücadele etmeleri gerektiğini vurgulayan Varin, “Tarihte öyle bir noktadayız ki yapacağımız veya yapmayacağımız şeylerin gelecekte büyük anlamı olacak. COP29 en önemli iklim zirvesi olacak. Konferansın somut sonuçlar doğurması için ciddi şekilde çalışıyoruz” diye konuştu. Varin, yeşil dönüşüm ve karbon nötr ekonomiye geçiş için finansman konusunun çok önemli olduğunu kaydederek, finansman noktasında hükümetler ve devletler kadar özel sektörün de devrede olması gerektiğinin altını çizdi.


Bakan Kurum: İklim krizinin olumsuz etkileri her geçen gün daha fazla hissediyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum  iklim krizinin gıdadan temiz suya, ticaretten sanayiye kadar pek çok alanda sorunlara neden olduğuna dikkat çekerek, “Ülkemiz Akdeniz Havzasında yer alıyor ve her geçen gün iklim krizinin olumsuz etkilerini daha fazla hissediyor. Ülkemizin her yerinde, sel, yangın, kuraklık gibi afetler yaşıyoruz. Türkiye ne kendi yaşadığı bu acılarda ne de diğer ülkelerin zor günlerinde hiçbir zaman krizleri tribünden izleyen bir konumda olmamıştır. İnsanlığı bekleyen tehlikelerde, başını kuma gömenlerden, sorunları görmezden gelenlerden olmamıştır” diye konuştu.


“Yenilenebilir enerjinin payını 2035’te yüzde 65’e yükselteceğiz”

Bakan Murat Kurum, ‘sıfır kirlilik’ prensibiyle çalışan tesislere Sanayide Yeşil Dönüşüm Belgesi düzenlediklerini belirterek, şunları söyledi: Bu belgeyi alan tesislerin, çevre yatırım fonlarından faydalanmaları için gerekli tüm adımları atıyoruz. Sanayi sektöründe, düşük karbonlu yol haritalarımızla, 2053 yılına kadar alüminyum sektöründe yüzde 75, çelik sektöründe yüzde 99, çimento sektöründe yüzde 93 emisyon azaltımı sağlayacağız, gübre sektöründe ise hedefimiz sıfır emisyona ulaşmak. Enerji sektöründe, toplam elektrik kurulu gücü içerisindeki yenilenebilir enerjinin payını 2035’te yüzde 65’e yükselteceğiz. Ülkemizde yeni uygulanmaya başlayacak Emisyon Ticaret Sistemi ve karbon kredileriyle ilgili düzenlemeleri yapıyoruz. İşletmelerin sera gazı emisyon izni almalarını zorunlu hale getiriyoruz. Bu sistemden elde edilen geliri, kamu olarak tekrar özel sektöre aktaracağız. Ulusal Yeşil Taksonomi mevzuatını hazırlayacağız. Bu sayede özel sektörümüzün, esnek finansal yapılara daha kolay erişmesini sağlayacağız. İklim Kanunumuzu bu yıl sonuna kadar Meclisimizden geçirerek uyum sürecini daha da hızlandıracağız.”


“COP31’e ev sahipliği yapmakta kararlıyız”

Geçen hafta Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de, PreCOP29’a katıldığını hatırlatan Bakan Kurum, “Başta gelişmiş ülkeler, iklim finansmanın milyarlardan trilyonlara ulaşabilmesinin tek yolunun küresel bir yatırım hedefinden geçtiğinde hemfikirler. Bu sene COP29’a güçlü bir katılım sağlayarak, ülkemizin 2053’e giden yol haritasını paylaşacağız. Ayrıca COP31’in ev sahipliğini yapma noktasındaki kararlılığımızı bir kez daha vurgulayacağız” diye konuştu.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM