Marx, toplumsal ilişkiler bütününün hakim üretici güçler ile uyuşmazlığı durumunda yeniden üretim sürecinin sekteye uğrayacağı, dolayısıyla bütün bu yapının kökten değişeceği teorisini öngörür. Çok daha öncelerinden gelen bir hikayenin üzerini örttüğü vazedilen aydınlanma tablosunun 21.asrın ilk çeyreğinde enikonu emarelerin iyiden iyiye ortaya çıktığı kapitalin çevresi ile kendini ekonomi başlığında merkezleştirmesidir. Küreselleşme ile serpilerek gündeminde muhteşem yalnızlık, zahirde mutluluk ile yalnızlaşmadan bir üst seviyeye çıkıştır ki herkesin oraya erişmesine imkan yok.
Malum hikaye 10 asır devam eden bir Ortaçağ karanlığının nasıl olduysa sömürgeler tarihinin startı ile sona erdiği, insanlığın uyandığı ve aydınlandığıdır. Karanlığın güçleri ne kadar mani olmaya gayret etse de kendini bilime akıla ve felsefeye, sanata veren, Batı’da başlayan bu gelişme ve ilerlemelerin küresel bir yaygınlığa kavuşarak insanlık için yerkürenin cennet haline gelmesidir. Altyapısının bilim, akıl ve fenni kamçılayan maddi dinamikler mevcudunda zaman içinde teknolojiye de araçsal bakış açısının aşağıdaki ekonomik argümanlar ile desteklenmesidir.
Ekonomi sınırsız ve sonsuz insan ihtiyaçlarının sınırlı ve kıt kaynaklarla en iyi nasıl giderilebileceği inceleyen bir bilim dalı olduğu tanımında, ihtiyaçların sınırsız ve sonsuzluğu ile kaynakların sınırlı ve kıt olduğu önyargısının gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemekle eş anlamlı olduğudur. Gerçekte ne insan ihtiyaçları sınırsız ve sonsuzdur, ne kaynaklar mutlak anlamda kıttır.
Öncül maddi dinamiklerde araçsal mahiyette yer alan teknoloji, gelişmelerle süreçte serbest bir radikal olarak yer almaya başladı. Bir taraftan Kapitalizmin iflahının gayri mümkün olduğunun yanı sıra günümüzde dijitalizmin insanlığın binlerce yıllık birikimini içine alan yutan bir karadelik gibi çalışmasını onun yanına ekliyor. İster istemez insan ihtiyaçlarının sınırsız değil tarihsel ve toplumsal olduğu gerçeğinin üstü bu kez de böyle örtülüyor.
46. Başkan Joe Biden’in Oval Ofisten yaptığı veda konuşmasında, “Bugün Amerika’da, tüm demokrasimizi, temel hak ve özgürlüklerimizi ve herkesin ilerlemesi için adil bir şansı tam anlamı ile tehdit eden aşırı zenginlik, güç ve nüfuzdan oluşan bir oligarşi şekilleniyor”. Gücün birkaç ultra zengin insanın elinde tehlikeli bir şekilde yoğunlaştığına, bu kişilerin gücü kötüye kullanmaları denetlenmez ise tehlikeli sonuçlar doğurabileceğine işaret etti. Konuşma 65 yıl önce eski başkan Dwight Eisenhower’ın 1961’de askeri-endüstriyel kompleksin yükselişi konusunda ulusu uyardığı son konuşması ile benzerlik taşıyordu.