TÜSİAD, 1971 yılında kuruldu. CHP – MSP koalisyonunda gazete ilanları ve margarin, benzin kıtlığı ile adından söz ettirdi. Bazı işadamları 1990 yılında “Müslüman İşadamları Derneği” kurmak istediler olmadı, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğini, MÜSİAD’ı kurdular.
TÜSİAD’ın internet sitesindeki bilgilere göre, TÜSİAD’ın üye kuruluşları kamu dışı milli gelirin yarısını (yüzde 50) oluşturuyor, dış ticaretin yüzde 85’ini (enerji ithalatı hariç) sağlıyor. Kayıtlı istihdamın (kamu ve tarım hariç) yüzde 50’si TÜSİAD şirketlerince sağlanıyor. Ödenen kurumlar vergisinin yüzde 80’i TÜSİAD kuruluşlarınca ödeniyor. Özetle Türkiye’yi mali bakımdan ayakta tutan bir kuruluş, TÜSİAD.
MÜSİAD, ismine uygun olarak “daha siyasi” içerikli bir örgütlenme içinde. Küçük sanayicilere kucak açan ve bilgilendirme yapan, kendini STK olarak niteleyen MÜSİAD bakanlıklar tarafından sağlanan teşvikler konusunda üyelerine yardımcı olan bir kuruluş olarak etkinliğini artırmakta.
Ulusal ve uluslararası kuruluşların, şirketlerin ve STK’ların prensipleri genelde din ve siyaset ile ilgilenmemekti. Ancak zamanla durum değişti, işin içine din de girdi siyaset de. Bugün ABD’de Trump Beyaz Saray’da İnanç Ofisi açtı. Görevlendirdiği kadın yönetici “cennetten haber alıyorum” diyor. Trump’ın ekibinde dünyanın en zengin adamı Elon Musk ise Beyaz Sarayı yönetiyor gibi. Bu yaklaşım bize hiç de uzak değil.
Erdoğan’ın siyaset anlayışına en uygun örgüt MÜSİAD’dır. Diğer kuruluşlar, Erdoğan’dan yana değilse, onun karşısında kabul edilir. TÜSİAD da böyle değerlendiriliyor. Hemen bir örnek vereyim: Erdoğan, 15 Haziran 2022’de, partisinin grup toplantısında TÜSİAD Başkanı Orhan Turan’ı eleştirdi ve şöyle dedi:
“NATO konusunda İsveç ve Finlandiya net adımlar atana kadar duruşumuzu değiştirmeyeceğiz. Ey TÜSİAD’ın başına gelen beyefendi dış politikada bize ders veremezsin. Sen çıraksın, kalfa bile olamadın. Önce haddini bil. Bunlar da akıllarını başlarına almadıkları sürece iktidarın kapısından içeri giremezler. Biz İsveç, Finlandiya neden bunlara tavır alıyoruz. Sokaklarında terör örgütleri cirit atarken biz onlara kapılarımızı mı açacağız.
Ey TÜSİAD, siz onların yanında yer alabilirsiniz, biz şehitlerimizin kanını yerde bırakmayacağız. Bunu bilesiniz. Almanya’da caddelerde terör örgütleri yürüyüşler yapıyorlar. Sizden önce gelen ağa babalarınız da aynı kafadaydılar, görüyorum siz de aynı kafadasınız. TÜSİAD bu gidişiyle devam ederse bu iktidarın kapısını hiç çalmasın. Sizler aynı merkezden idare ediliyorsunuz. Bu kapı yerli ve milli duruş sergileyene açıktır, sergilemeyene kapalıdır.”
Evet, yerli ve milli duruş sergileyenlerden birisi de MÜSİAD. TÜSİAD’a böyle söylendi ama TBMM Genel Kurulu Finlandiya’nın Kuzey Atlantik Antlaşması’na (NATO) katılımına 30 Mart 2023 tarihinde onay verdi. İsveç onayı ise 23 Ocak 2024’te verildi.
Erdoğan, kendisini eleştirenlere bakanları, danışmanları gibi birçok kişi ve kuruluşla cevap veriyor, yeterli kamuoyu yıpratmasını gerçekleştirdiklerine inandıklarına da Erdoğan muhatabına en ağı sözleri söyleyerek konuyu noktalıyor. Ancak bir gerçek var ki; alınan yeni yetki ile herhangi bir şirkete veya örgüte kayyum atanabilir. Buna ülkenin en büyük şirketleri, holdingleri ve TÜSİAD da dahildir. Seçim ortamına doğru gidilirken Erdoğan’ın ayağına bir çakıl taşının takılması bile istenmez.
Sanayi sektöründeki gelişime, değişime bakıldığı zaman bazı el konulan şirketlerin süratle satılıp elden çıkarıldığı örneğini, gelecekte yine yaşayabiliriz. İktidar yolunda, iktidar için ne yapılabileceğinden kuşkusu olan varsa, geçmiş uygulamalara ve bugünün muhalefet partilerine bakarlarsa ne dediğimizi anlayabilirler.