Cuma, Mayıs 16, 2025

 Yarım asırlık ‘tatlı’ tecrübe

İsmini Lozan Antlaşması’nın öneminden alan Lozan Pastanesi, 56 yıldır aynı yerde faaliyet göstererek kentin kültürel belleğine ev sahipliği yapıyor

ŞURA NUR SAVRANOĞLU

İzmir’in Konak ilçesinde bulunan Lozan Meydanı, kent içi ulaşım merkezlerinden biri olmasının yanı sıra, yarım asrı aşkın süredir aynı noktada hizmet veren tarihi bir pastaneye de ev sahipliği yapıyor. 1969 yılında kurulan ve o günden bu yana faaliyetlerini kesintisiz sürdüren işletme, değişen şehir dinamiklerine karşı ayak uydurarak İzmir’in kültürel belleğinde önemli bir yer tutuyor. Osman Pelit tarafından kurulan pastane bugün evlatları Bahar ve Mehmet Pelit’in idaresiyle aynı yerde aynı mekânda nesilden nesile aktarılan tarifleriyle hizmet vermeye devam ediyor.  

İzmir’in simge mekanlarından biri olan Lozan Pastanesi, yarım asırlık lezzetli bir serüvene ev sahipliği yaparak 100’den fazla el yapımı çikolata, pasta, sütlü tatlı ve dondurma çeşitleriyle özellikle kent sakinleri tarafından büyük beğeni topluyor. Pastanenin köklü tarihsel yolculuğundan bahseden Bahar Pelit, kuruluşundan sonraki süreçte daha kurumsal bir yapı kazanması adına şirketleşme kararı alındığını ve bu karar doğrultusunda firmanın daha da güç kazandığına dikkat çekti. Pelit, “Babam Osman Pelit, İzmir Enternasyonal Fuarını ve özellikle Lozan Meydanı’nı çok sevdiği için bu binadaki yerimizi henüz inşaat halindeyken satın almış ve pastanemizi Lozan Antlaşmasının da önemini bilerek özellikle Lozan ismiyle burada faaliyete geçirmiş. O günden beri de aynı yerimizde aynı isimle hizmete devam etmekteyiz. 57. yılımıza yürürken İzmir’de ve dünyada lokal lezzetler sınıfına giriyoruz” dedi.

Lozan Pastanesi sahibi Osman Pelit

“İzmir halkı ‘Lozan’a sahip çıkıyor”

İzmir halkının kentin kültürel kimliğinin temsiliyetine oldukça önem verdiğine dikkat çeken Pelit, halkın tarihsel bağlarıyla sıkı sıkıya yaşadığının altını çizdi. Birçok ülkede yerel mekânlara büyük önem atfedildiğini dile getiren Pelit, bazı firmaların, sektörde kullanılan ilk dondurma kaşığı ya da ilk kasa gibi nesneleri müze hâline getirerek sergilediğini ve bu yerlerin ziyaret edilip hatıra fotoğrafları çekilen lokasyonlara dönüştüğünü ifade etti. Ayrıca, kentle özdeşleşmiş olan mekanların belediyelerin özel koruması altına alındığını vurgulayan Pelit, “Yabancı ülkelerde kentin simgesi olmuş belli mekanlara kapanma ya da satma izni bile verilmeyerek marka koruma altına alınıyor.  “Belediyeler, ‘Ya aile işletir ya da bana devredersin ama kapatamazsın, el değiştiremezsin’ diyor. Müthiş bir geleneksel bağlılık var ve bu bağlılık insanı etkiliyor. Her iş kolunun kendine has saygınlığı var. Az önce söylediğim gibi, 1969 yılında kurulan ve hâlâ aynı yerde, aynı aile tarafından ve hiç kesintisiz olarak devam eden Lozan Pastacılık, İzmir’in merkez noktalarından biri. Bizde devlet desteğinden çok halkın desteği ön planda. İzmir’in ileri gelenleri tarafından, ‘Sen benim özel korumam altındasın’ denilmesi çok kıymetli. Yani butik oluş, lokallik, aileden aileye süregelen geleneksel lezzetin devam etmesi, İzmir için de çok önemli. Bu bir kültürel kimlik. Halkın da bize karşı bir vefası var ve o tarihe sahip çıkıyor. Kültürel kimliğin, şehirlerin, sanatın, müziğin, firmaların devamlılığı; yani seneler sonra bir turist geldiğinde, aynı yerde, aynı düzende bizi bulabilmesi, o şehir için kimlik ve kültürel devamlılık açısından çok kıymetli” diye aktardı.


“Lozan Pastanesi, İzmir halkıyla bütünleşmiş bir yer”


Müşterilerden gelen ilgilinin yoğun olduğunu ve bu olumlu geri dönüşlerden dolayı da memnuniyet duyduklarını dile getiren Pelit, Lozan Pastanesi’nin İzmir halkıyla bütünleşmiş bir yer olduğunu belirterek, mekânın asıl sahiplerinin İzmirliler olduğunu vurguladı. Pastaneye gelen, alışveriş yapan, görüşlerini ve yapıcı eleştirilerini paylaşan her müşterinin, mekâna aidiyet duygusuyla yaklaştığını ifade etti. Pelit, “Geri bildirimlerin gelişmemize büyük katkısı oluyor. Kendimizi geçmiş lezzetleri günümüze taşıyan bir aracı olarak görüyoruz. Her jenerasyona uygun sunumlarımız mevcut. 7’den 70’e hitap eden her yaştan, her kesimden ve her bütçeden insana hizmet veriyoruz. Kişilerin kendini mekanımızda özel hissetmesi en önemli mottomuz. Mekânımız tamamen halkın tüm kesimlerine hitap eden, tüketiciden yana olduğu için ücretlendirmeyi de her zaman tüketicinin lehine olacak şekilde hazırlanıyor” dedi.


“Güzel günlerinizin anılarına ev sahipliği yapmaya çalışıyoruz”

Lozan Pastanesinin İzmir dendiğinde akla gelen ilk mekanlardan birisi olduğunu ve İzmir’in simgelerinden biri olma misyonunu en iyi şekilde yerine getirdiğini dile getiren Pelit, “Elimizden geldiğince güzel günlerinizin anılarına ev sahipliği yapmaya çalışıyoruz. Sözünüzde, nişanınızda düğününüzde, doğum gününüzde kısacası her türlü kutlamalarınızda ve bazen maalesef yasınızda sizlere eşlik ediyoruz. Kurulduğu günden bugüne kadar kalitesinden ödün vermeyen Lozan Pastanesi, sabahları kahvaltıların, öğlen ve öğleden sonraları leziz atıştırmalıkların, 5 çayı ve özel special pastaları ile toplantılarınızın, akşamları günün yorgunluğunu atmak için eski dostlarla buluşmanın yegâne adresi. Birinci sınıf çikolatalarından tutun, özel dökme çikolatalarına, özel süt kremasıyla hazırlanan pastaları, sütlü tatlıları, şuruplu tatlıları, saleple ve Lozan çiftliğinden gelen günlük pastörize sütüyle hazırlanan dondurmaları, kuru pasta ve börekleri ile gününüze eşlik edecek en güzel ve samimi lezzet duraklarından biri haline geldi. Her biri kendi alanında uzman olan şefler ve gıda mühendisleri ile her gün 07:00 – 24:00 arasında özel günlük üretim pastaları, günün tümüne yayılan hazırlık ve pişirme süreci ile her an taptaze olarak değerli müşterilerine sunuluyor” diye konuştu.


“En büyük farklarımızdan biri Lozan Çiftliği”

Lozan’ın simgesi olan birçok özel tariflerinin olduğunu söyleyen Pelit, Lozan Pastanesi’nde ilk kez sunulan meyveli şanti, ‘Adisa Baba’ tatlısı, meşhur ‘Rokoko’, birinci sınıf salep ile hazırlanan salep ve dondurma gibi ürünlerin hâlâ geleneksel yöntemlerle ve katkı maddesi kullanılmadan üretildiğini ifade etti. Markanın en belirgin farklarından birisinin ise ‘Lozan’ adıyla eş zamanlı olarak Kemalpaşa’da kurulan Lozan Çiftliği olduğunu belirtti. Pelit, “Bu çiftliğe bağlı olarak yine Kemalpaşa’da kurduğumuz Süt Üretim Merkezi’miz, birinci sınıf kalitede, el değmeden son sistem makinelerle üretim yapılıyor. Mutlu hayvanların, doğal ortamda sağlıklı şekilde ürettiği şifalı sütlerle tüm ürünlerimizi hazırlıyoruz. Ürünlerimizin tamamı yüzde 100 doğal ve hiçbir katkı maddesi içermez. Son yıllarda yaygınlaşan ‘free’, ‘vegan’, ‘katkısız’ gibi yeni trendlerin çok daha öncesinde, bundan 30-40 yıl önce bu tarz ürünlere yönelen ilk firmalardan biri de biziz. Bu anlamda birçok konuda öncü olduğumuzu gururla ifade edebiliriz. Günümüzün en önemli taleplerinden biri olan Glutensiz kurabiye, kek, poğaça gibi ürünlere de ağırlık veriyoruz. 1 saat öncesinden kişiye özel olarak imalathanemizde kendi mutfağınızdaki gibi itinalı, özel sipariş hazırlatabiliyoruz. Kepekli, çavdarlı, tam buğdaylı, safranlı ürünlerimiz de mevcut. Vegan ürün üretimiyle de ilgili çalışmalarımızı hızlandırdık. Glutensiz kek ve poğaçalara da ağırlık veriyoruz. Gelen taleplere göre de bazı pastalarımızı yine glutensiz olarak hazırlıyoruz. Ayrıca her nesle hitap eden kahve çeşitleri de bulunuyor. İtinayla kavrulan kahve çekirdekleri kişiye özel öğütülerek hazırlanan sıcak veya soğuk oldukça geniş bir yelpazeye sahip. En çok tercih edilenlerden arasında Cappucino, Latte, Americano, Espresso bunların aynı zamanda soğuk olanlarına ilaveten tartışmasız Türk Kahvesi yer alıyor” dedi.

Bahar Pelit, “Fransız bir ziyaretçinin lokal bir dergide ‘İzmir’e gidiyorsak mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri ‘Lozan Pastacılık’ diyerek ziyaretçilerin bize yönlendirilmiş olması bizi çok mutlu ve motive ediyor” dedi

“Ürünün sağlıklı olması kırmızı çizgimiz”

Pastanenin sürdürülebilirlik ve verimlilik açısından ekonomik anlamda izlediği stratejileri aktaran Pelit,Kendimiz çok meraklıyız ve sürekli yenilik halindeyiz. Bizim için bir ürünün sağlıklı olması birinci kırmızı çizgimiz. Çok sağlıklı ürünler üretiyoruz. Temiz, hijyenik koşullarda, el değmeden üretim yapmaktayız. Bizim 20 kamerayla sürekli kontrol mekanizmamız açık. Bu konuda görevli, yetkili kişiler etkin. Lozan Pastacılık bugüne kadar üç büyük dekorasyon değişikliği geçirdi ve bu son dekorumuzu Tarım ve Köy İşleri ile beraber yapmış bulunuyoruz. Onların profesyonel yönlendirmeleriyle en kusursuz hâle gelmeye çalışıyoruz. Birçok ürünümüzde makineleştik. Makineleşmek bizim için zamanı yakalayabilmek, zamanı ve üretimi verimli kullanabilmek açısından çok önemli. Bu durum mekânımızdaki her ürünümüzde hissedilebilir. Aynı zamanda, hâlâ çok amatör bir ruhla da devam ediyoruz. Dolayısıyla sürekli olarak ‘En tazesi, en çıtırı, en sağlıklısı nasıl olur, besin değerini nasıl artırabiliriz, koruyucu katkı maddesi kullanmadan nasıl aktif hâle getirebiliriz?’ gibi soruların cevaplarını arıyoruz” diye anlattı.


“Hammaddemizi kendimiz ürettiğimiz için maliyetlerimiz dengede kalıyor”

Son yıllarda yaşanan ekonomik dalgalanmalara rağmen mekânın yarattığı maliyet artışlarını dengede tutma stratejilerini anlatan Pelit, “Lozan Pastanesi’nin kurulduğu yıldan itibaren üretimde bulunan Lozan Çiftliği’nden sütümüzü temin ederek, yumurtamızı oradan sağlayarak, üretim süreçlerimizdeki hammadde ihtiyaçlarımızı kendi bünyemizden karşılıyoruz. Zeytinyağımız soğuk sıkım ve tamamen kendi üretimimiz. Temel bazı ürün gruplarında, özellikle peynir ve benzeri süt ürünlerinde de kendi üretimimizi tercih ederek maliyetleri dengede tutmaya çalışıyoruz. Biz çok fazla dışarıdan malzeme temin etmiyoruz. Maliyetlerimizi ve masraflarımızı da yine kendi iç yapımızda, aile şirketi olmanın getirdiği avantaj ve yüksek tecrübeyle, akılcı yöntemlerle sürdürüyoruz. Bu sayede hem kalite standartlarımızdan taviz vermeden hem de tüketiciyle bağımızı zedelemeden maliyet yönetimini sağlıklı biçimde sürdürebiliyoruz” diye konuştu.


“Dünya geleneksel üretime yöneldi”

Dünya trendlerini yakından takip ettiklerini ve kendilerini bu yönde geliştirmeye devam edeceklerinin altını çizen Pelit, “Sürekli dünyayı takip ediyoruz. Yurt dışı gezilerine çıkıyor, uluslararası fuarlara katılıyoruz. Fransa’daki bir fuara davetli olarak katıldık ve çok büyük fayda gördük. Her zaman için dünyanın da geleneksel üretime yöneldiğini fark ettik. Yani makineleşmeyi, geleneksel ruhu kaybetmeden aktive ediyoruz. Bu anlamda İtalya’dan çok esinleniyoruz. İtalya, çok sık ziyaret ettiğimiz bir ülke. Portekiz de aynı şekilde. Zaten evrensel anlamda birçok kişi tarafından ziyaret edilmesi gereken bir lokasyon olarak gösteriliyoruz. Örneğin, Fransız bir ziyaretçinin lokal bir dergide ‘İzmir’e gidiyorsak mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri ‘Lozan Pastacılık’ diyerek ziyaretçilerin bize yönlendirilmiş olması bizi çok mutlu ve motive ediyor” açıklamasında bulundu.

“Ülkemizin en kıymetli sanatçılarını ağırladık”

Kuruldukları yıldan beri neredeyse İzmir Enternasyonal Fuar’ıyla ortak bir yolcukları olduğuna dikkat çeken Pelit, “Dönem itibariyle her sene fuarda düzenlenen müthiş gösterişli fuarlar, etkinlikler, konserler, gazinolar, hemen hemen ülkemizin en parlak kıymetli sanatçılarını ağırlamakta olup lokasyon nedeniyle de her zaman öncelikli olarak ziyaret edilen yerden biri olduk. Fuar demek Lozan, Lozan demek fuar demekti. Fuar dönemlerinde Türkiye’nin en ünlü isimleri; Uğur Dündar, Yılmaz Özdil ve Cem Yılmaz gibi isimler pastanemize gelir veya pastanemizin ürünlerini almak isterlerdi. Cem Yılmaz’ın bilhassa pastanemizin ürünlerini talep etmişliği oldu. Yeşilçam’ın efsanevi isimlerinden Kadir İnanır’ın bir filmine özel plato olarak kiralandık. Bu hem mekânımız hem de ailemiz adına çok özel ve unutulmayacak anlardan birisi” ifadelerinde bulundu.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM