TÜİK’e göre 15 ve daha yukarı yaştaki kadın nüfusun iş gücüne katılma oranını yüzde 35,8, yarı zamanlı kadın çalışanların istihdam içindeki oranı 16,1 oldu
SEREN KARAŞAHİN
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) son açıkladığı verilere göre 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusun iş gücüne katılma oranının yüzde 53,3 olduğu görülürken bu oran kadınlarda yüzde 35,8, erkeklerde ise yüzde 71,2 oldu. İş gücü istatistiğine bakıldığında verilerin de söylediğine göre kadınların iş gücüne katılma oranının erkeklere oranla oldukça düşük olduğu görüldü. İş gücüne katılma oranı eğitim durumuna göre incelendiğinde, kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe yüzde iş gücüne daha fazla katıldıkları görüldü. Hane halkı iş gücü araştırması sonuçlarına göre 2023 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusun istihdam oranının yüzde 48,3 olduğu görüldü. Bu oran kadınlarda yüzde 31,3 iken, erkeklerde ise yüzde 65,7 oldu. İstihdam oranlarına bakıldığında da kadınlar, erkeklere kıyasla oldukça aşağı seviyelerde kaldı. Jetlid Müdür Yardımcısı Merve Özmen, Türkiye’de kadınların ve gençlerin iş gücüne katılımının hâlâ yapısal ve sosyoekonomik engellerle sınırlı olduğunu ifade etti.
Kadınların yarı zamanlı çalışma oranı yüzde 16,1
Hane halkı iş gücü araştırması sonuçlarına göre yarı zamanlı çalışanların istihdam içindeki oranının 2023 yılında yüzde 10,2 olduğu görülürken bu oran kadınlarda yüzde 16,1, erkeklerde ise yüzde 7,3 oldu. Bu verilere göre kadınların iş hayatında yer almasının veriler karşılığında az olduğu belirlendi. Kadınların iş gücüne ve istihdama katılımının az olmasıyla beraber esnek ve yarı zamanlı çalışma modellerinde erkeklere oranla ön plana çıktığı görüldü.
Toplumsal önyargı ve sorumluluklar kadınları işten uzaklaştırıyor
Satış ortakları ve tedarikçileri buluşturan Jetlid Genel Müdür Yardımcısı Merve Özmen, Türkiye’de kadınların ve gençlerin çalışmasında engeller olduğunu belirtti. Kadınların yaşadığı zorlukların sebeplerinden bahseden Özmen, “Türkiye’de kadınların ve gençlerin iş gücüne katılımı hâlâ yapısal ve sosyoekonomik engellerle sınırlı. Kadınlar açısından en büyük zorluklar arasında esnek çalışma imkânlarının yetersizliği, bakım sorumluluklarının büyük ölçüde onların üzerinde olması ve toplumsal önyargılar yer alıyor. Gençler tarafında ise deneyim eksikliği, fırsat eşitsizliği ve istihdam piyasasına girişteki güçlükler öne çıkıyor” dedi.
Şirket olarak zorlukları fırsata dönüştürme hedefiyle yola çıktıklarını söyleyen Özmen, kadınların ve gençlerin kendi zamanlarını yönetebildikleri, bulundukları şehir fark etmeksizin gelir elde edebildikleri bağımsız bir iş modeli geliştirdiklerini aktardı.

“Esnek çalışma ekonominin temeli haline geldi”
TÜİK verilerine göre yarı zamanlı çalışan kadınların oranının yüzde 16,1 olması da şartlara uygunluk açısından bu tarz çalışmanın daha uygun olduğunu gösterdi. Özmen, pandemiyle beraber dijitalleşmenin hız kazandığını ve iş yapış biçimlerini kalıcı olarak değiştirdiğini dile getirdi. Esnek çalışma ve ek gelir modellerinin bir trend olmaktan çıkıp yeni ekonominin temeli haline geldiğini belirten Özmen, “İnsanlar artık tek bir işe bağlı kalmak istemiyor, yeteneklerini, çevrelerini ve dijital kanalları kullanarak kendi gelir modellerini oluşturmak istiyorlar. Artık dijital satış, yalnızca ek gelir değil, bireylerin kendi markalarını kurabildikleri, girişimcilik kaslarını geliştirdikleri yepyeni bir kariyer alanı” ifadelerini kullandı. Yeni nesil iş modellerinin sahiplikten erişime geçişin simgesi olan paylaşım ekonomisi üzerine kurulduğunu ifade eden Özmen, dijitalleşmenin veri temelli karar alma ve topluluk odaklı yaklaşımlar bu ekosistemini beslediğini dile getirdi.
“Kadın başarı hikayeleri birer motivasyon kaynağı”
Sahadaki başarı hikayelerinin en büyük motivasyon kaynaklarından olduğunu dile getiren Özmen, “Örneğin, üniversiteden yeni mezun genç bir satış ortağı, çevresinden küçük bir ağ kurarak sadece birkaç ayda düzenli gelir elde etmeye başladı. Bugün hem kendi satışlarını yönetiyor hem de alt ekibini büyütüyor. Artık bir mikro girişimci. Bir diğer örnek, iki çocuk annesi bir kadın satış ortağı. Evinden çalışarak çocuklarının bakımını aksatmadan ekonomik bağımsızlık kazandı. Hatta çevresindeki kadınları da bu modele dahil ederek onların da gelir elde etmesine vesile oldu” dedi. Özmen, bu hikâyelerin sadece bireysel başarı olmadığını ve aynı zamanda toplumsal dönüşümün somut bir göstergesi olduğunu söyledi.
