İzmir Meets 2025 Teknoloji ve İnovasyon Zirvesi, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde, İzQ’nun ana sponsorluğunda gerçekleştirildi ve geleceğe yön verecek projelere ev sahipliği yaptı. Zirvede, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ve Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı (EGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt açılış konuşmalarını yaptı. Etkinlik kapsamında yapay zekâdan şehircilik vizyonuna, enerji teknolojilerinden sporda dijitalleşmeye kadar pek çok konu ele alınırken, İzmir’in teknoloji ve inovasyon alanındaki hedef ve vizyonu da katılımcılarla paylaşıldı.
Programın açılışında konuşan İzmir Belediye Başkanı Cemil Tugay, geleneksel ve statükoya dayalı yaklaşımların artık kentlerin geleceğini şekillendirmede yetersiz kaldığına dikkat çekerek, “İnovasyonun yalnızca özel sektörle sınırlı olmadığını düşünüyorum. Kamu yönetimi de bu konuda büyük bir rol oynayabilir. Kent yönetimi artık yalnızca kamu gücüne değil, aynı zamanda kamu zekâsına da dayanıyor. Halkın katılımıyla elde edilen zekâ, şehirlerin geleceğini şekillendiren en önemli değer haline geliyor” dedi.
Tugay: İzmir, Türkiye’nin en açık veri kenti olacak
Bu noktada, kamu inovasyonunu yerel yönetim modelinin merkezine aldıklarını belirten Tugay, İzmir’in, bu yaklaşımı Türkiye’de sistematik bir dönüşüm programına dönüştüren ilk şehir olduğunu söyledi. Bu dönüşümün üç temel ayağı olduğunu ifade eden Tugay, “Açık devlet, açık veri, açık kaynak anlayışı; bu sadece şeffaflık değil, gücü tekellerden alıp toplumun tamamına yaymak anlamına geliyor. Barcelona ve Helsinki örneklerinde olduğu gibi kamu verisini halkın, üniversitelerin, girişimcilerin ve araştırmacıların erişimine açıyoruz. Veri kapalıysa inovasyondan bahsetmenin anlamı yok. İzmir, Türkiye’nin en açık veri kenti olacak. Dijital iktisat ve öngörüsel yönetim yaklaşımıyla Singapur, Rotterdam ve Dubai örneklerinde olduğu gibi şehrin dijital ikizini kuruyoruz. Bugün tepki veren yönetimden, yarın öngören ve proaktif yönetime geçeceğiz. Arızayı olmadan gören, trafiği oluşmadan yöneten, afeti yaşanmadan hazırlayan, kaynakları tükenmeden optimize eden bir şehir olacağız. Bu sadece teknoloji değil, yeni bir kamu aklıdır. Kamusal deney alanları ise Amsterdam, Seul ve Kopenhag örneklerinde olduğu gibi belediye, girişimciler ve araştırmacıların birlikte çalıştığı şehir laboratuvarları kuruyor. Kamu artık riski yasaklayan değil, riski yöneten bir alan olacak” açıklamasında bulundu.

“Kamu İnovasyonu Yetenek Programını başlatıyoruz”
İnsan kaynağında da dönüşüme gittiklerini sözlerine ekleyen Tugay, kamu personelinin artık yalnızca uygulayıcı değil; veri analisti, sistem ve dijital hizmet tasarımcısı, yapay zekâ ve kullanıcı deneyimi uzmanı gibi niteliklerle belediye içinde yetiştirileceğini ifade etti. Tugay, “Bu doğrultuda Kamu İnovasyonu Yetenek Programını başlatıyoruz. İzmir, kamu inovasyonunda Türkiye’ye örnek olacak bir şehir olma yolunda kararlılıkla ilerliyor. Program, Türkiye’de bir ilk ve ülkemizin kamu çalışanlarına hak ettikleri saygınlık ve beceriyi kazandıracak. Ülkemiz, kendi devletinin ve kamu kurumlarının çalışanlarına yeterli saygıyı göstermiyor. Bu, bireylerin değil, tamamen sistemin yarattığı bir durum” dedi.
“İnovasyonun gerçek merkezi ülkeler değil, şehirlerdir”
Dünyada inovasyonun gerçek merkezlerinin ülkelerden çok şehirler olduğuna dikkat çekerek bunun yalnızca ekonomik ya da akademik bir görüş değil, küresel ölçekte de benimsenen bir strateji haline geldiğini sözlerine ekleyen Tugay, “Rekabet artık yalnızca teknolojiyle değil, yönetişim modeli, veri kapasitesi, katılım mekanizmaları, kamu inovasyonu ve dijital devlet kapasitesi üzerinden yürütülüyor. Dünyanın dört bir yanında şehirler, kendilerini 21. yüzyılın laboratuvarına dönüştürmüş durumdalar., Barcelona, CityOS platformuyla kentteki tüm kamu verilerini ortak bir altyapıda topladı. Dijital hizmetlerde teknoloji şirketlerinin değil, kamu yönetiminin egemen olması hedeflendi. Amsterdam, Smart City programıyla kamu, akademi ve özel sektörü bir araya getirerek kentsel sorunları çözmek için yüzlerce proje test ediyor. Amsterdam, inovasyonu sadece konuşan değil, uygulayan bir şehir olarak öne çıkıyor. Kopenhag, Carbon Neutral hedefiyle karbon emisyonlarını yüzde 40 azaltmayı başardı. Dijital ikizler ve sensör ağı ile kent üretimi artık veriyle yönetiliyor. Helsinki, kamu yapay zekâsının şeffaf kullanım kriterlerini belirleyen ilk şehir oldu ve algoritmaları kamusal bir değer olarak konumlandırdı. Seul, belediye hizmetlerinin yüzde 40’ını yapay zekâ destekli hale getirdi ve dünyanın en gelişmiş dijital katılım platformu olan M-Goti sistemini uyguluyor. Singapur, dijital ikiz teknolojisiyle kent yönetiminde devrim niteliğinde bir adım attı” diye konuştu.
“Başkanlık İnovasyon Fonu’nu kurduk”
İnovasyonun bir kültür olarak benimsemesi gerektiğine dikkat çeken Tugay, akademisyenlerden özel sektöre, Ar-Ge ekiplerinden araştırmacılara kadar herkesin bu kültüre sahip çıkmasının Türkiye’de istenilen dönüşümü mümkün kılacağını söyledi. Tugay, “Bu dönüşümün motoru olarak Başkanlık İnovasyon Fonu’nu kurduk. Bu fonun bütçesi için bir sınırlama koymuyoruz; milyarlarca TL’yi ayırmaya hazırız. Bu fon, veri temelli şehir uygulamalarını, yapay zekâ destekli kamu hizmetlerini, iklim ve enerji teknolojilerini, sosyal inovasyon projelerini, dijital altyapı yatırımlarını ve kentsel deney alanlarını destekleyecek. Ayrıca, yerel inovasyon, fikir ve uygulama yarışmaları ile toplumu harekete geçirecek bir mekanizma oluşturacağız. Bu yarışmalar toplumsal dönüşümün önemli araçları olacak. İzmir, Türkiye’de kamu inovasyonunun öncüsü olacak. İzmir, yeni nesil devlet haklarının laboratuvarı olacak” dedi.
Özgener: Girişimcilik ve startup ekosistemi büyüyor
İzmir Meetz’in, şehri kendi gündemini belirleyen bir düşünce ve inovasyon merkezi hâline getirmeyi ve bölgenin geleceğini şekillendiren bir kent olmasını hedeflediğini söyleyen İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, bu vizyonun merkezinde ise teknoloji, inovasyon, yapay zekâ ve girişimciliğinin yer aldığını vurguladı. Özgener, “Küresel startup ekosisteminde girişim ekonomisi artık yalnızca belirli şehir veya ülkelerin tekelinde değil; dünyanın her yerinde yeni inovasyon adaları ortaya çıkıyor. Risk sermayesi yatırımları 2021’deki zirvenin altındaydı, ancak 2024 verileri yeniden yukarı yönlü bir işaret veriyor. 2024’te küresel girişim sermayesi yatırımları yaklaşık 330 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Yatırımların neredeyse yarısını mega turlar, yani 100 milyon dolar üzeri yatırımlar oluşturdu. Özellikle yapay zeka alanı, bu dönüşümün motoru hâline geldi. 2024’te küresel girişim sermayesi yatırımlarının üçte biri doğrudan yapay zeka şirketlerine yöneldi ve AI yatırımları bir önceki yıla göre yüzde 80’in üzerinde büyüdü. Analizler, yapay zekanın 2030’a kadar küresel ekonomiye 10-15 trilyon dolar ek değer katabileceğini öngörüyor” açıklamasında bulundu.

“2024’te yatırımlar beş kat arttı”
Türkiye’nin bu alandaki konumunun önemine dikkat çeken Özgener, son yıllarda girişim yatırımlarında hem hacim hem de işlem sayısı açısından ciddi bir artış yaşandığını belirtti. Özgener, “2024’te Türkiye’deki startup yatırımları 2,6 milyar dolara ulaştı; bu, bir önceki yılın neredeyse beş katı. İşlem sayısı 297’den 331’e, toplam hacim ise 497 milyon dolardan 2,6 milyar dolara yükseldi. Teknoparklarda faaliyet gösteren girişimler ise 2024’te tek başına 825 milyon dolar yatırım aldı; bu, bir önceki yıla göre üç kat büyüme demek. Yerli fonlar, kurumsal yatırımcılar ve girişim sermayesi şirketleri ekosistemde daha görünür hâle geliyor; bu da Türkiye’nin girişimcilik ekosistemini derinleştiriyor” ifadelerine yer verdi.
“İSKÜ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi’ni kurduk”
İzmir’in uluslararası inovasyon ve girişimcilik kentleri listelerinde üst sıralarda yer alması için bu doğrultuda ciddi adımlar attıklarını belirten Özgener, İzmir’in güçlü bir bilim ve Ar-Ge altyapısına sahip olduğuna da dikkat çekti. Özgener, “Üniversitelerimiz ve eğitim kurumlarımız nitelikli insan kaynağı yetiştiriyor ve bilimsel araştırmada güçlü bir kapasite sunuyor. Teknoparklar, kuluçka merkezleri ve araştırma laboratuvarlarıyla İzmir; yazılım ve dijital teknolojilerin yanı sıra enerji, gıda teknolojileri, iklim teknolojileri ve sağlık alanlarında da avantajlı bir konumda. İzmir Ticaret Odası olarak bu altyapının üzerine yeni bir katman ekledik. Girişimcilik, inovasyon ve iş dünyası arasındaki güçlü köprüyü inşa etmek için, zirvemizin ana sponsoru olan İSKÜ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi’ni kurduk. İSKÜ, girişimcilik ve Ar-Ge farkındalığını artırmayı, bunun üzerinden kentin refah düzeyini yükseltmeyi hedefliyor” dedi.
Küçükkurt: Bilim insanlarımız kendi topraklarında üretmeli
Ege Ekonomiyi Geliştirme Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt, İzmirMeets’in, şehrin teknoloji ve inovasyon alanında söz sahibi olmaya ve geleceği tartışmaya hazır olduğunu gösteren yeni bir platform olduğunu söyleyerek, “Yıllardır ekonomi, kalkınma, iş dünyası, sanayi gibi birçok başlığı konuştuk ama bugün farklı bir yerdeyiz. Bugün dijital dönüşümden yapay zekâya, enerji teknolojilerinden yeni medya ve akıllı şehirlere kadar birçok başlığı bir araya getiriyoruz. Girişimcilik ekosistemi de bu çatının önemli bir parçası olacak” dedi.
Türk bilim insanlarının yeni buluşlarının yurt dışında değil de Türk topraklarında hayata geçmesinin doğru ekosistemle mümkün olacağını sözlerine ekleyen Küçükkurt, İzmir’in Türkiye’nin ileri teknoloji üretiminde öncü şehirlerinden biri olabileceğini söyledi. Üniversite–sanayi iş birliğinin güçlendirilmesi, Ar-Ge yatırımlarının artırılması, mühendislik kapasitesinin desteklenmesi ve uzun vadeli kamu stratejilerinin eş zamanlı yürütülmesi durumunda çipten biyomedikale kadar tüm kritik teknolojilerin ülkede üretilebileceğini belirterek bunun sadece bir temenni değil, doğru ekosistemle mümkün olduğunu söyledi.

