Perşembe, Aralık 11, 2025

Yeni yıla daha güçlü bir başlangıç

Yeni yıl, birçok kişi için hayatını yenileme ve iyi alışkanlıklar kazanma motivasyonunun arttığı özel bir dönem. Bu süreçte psikolojik olarak nereden başlanacağını bilmek, hedeflerin sürdürülebilirliğini güçlendiriyor. DoktorTakvimi uzmanlarından Klinik Psikolog Özlem Demir, yeni yılda yeni bir başlangıç yapmak isteyenlere önemli ipuçları verdi. 

Yeni başlangıç etkisinin ne olduğunu ve yıl değişiminin davranış değişikliği motivasyonunu nasıl artırdığını anlatan Klinik Psikolog Özlem Demir, “Yeni yıl, doğum günü, pazartesi günü, önümüzdeki ay gibi zamansal dönüm noktaları, psikolojik bir sıfırlama düğmesi gibi çalışır. Psikolojide bu olguya ‘yeni başlangıç etkisi (fresh start effect)’ deriz. Bu özel zamanlar, geçmişle gelecek arasında psikolojik bir ayrım yaratır ve bizde bir yenilenme hissi uyandırır. Bu nedenle yeni yılın ilk günlerinde spor salonlarının dolması, diyete başlama ya da sigarayı bırakma kararlarının artması hiç de şaşırtıcı değildir. Asıl önemli olan, bu doğal motivasyonu değerlendirmek ve onu disiplinle sürdürebilmek” diye konuştu.

Yeni yılda hedeflerin anlamlı ve sürdürülebilir olmasının önemini vurgulayan Demir, “Hedeflere gerçekçi bir bakışla yaklaşamaz ve anlamlı bir duygusal bağ kuramazsak şubat ayına varmadan pes edip hayal kırıklığına uğrayabiliriz. Bunun için çok fazla hedef belirleyip zihinsel olarak aşırı yüklenmek yerine sıra hedefler belirleyebiliriz. Her bir hedefe ulaştığımızda özgüvenimiz artacak ve sıradaki hedefe başlamak daha kolay olacak. Büyük hedefler yerine küçük adımlarla başlayabiliriz. Her küçük başarı bizi bir adım öteye taşır” dedi.


“Motivasyon bizi başlatır ama disiplin devam ettirir”

Hedeflerin sürdürülebilir olması gerektiğini vurgulayan Demir, disiplinin önemine dikkat çekerek, “Motivasyon bizi başlatır ama disiplin devam ettirir. Eyleme geçmek için motive olmayı beklemek doğru sanılan bir yanlıştır. Başlangıçtaki heyecan zamanla azalabilir, bu çok doğal. Tavsiyem, hedeflerimizi küçük parçalara bölüp günlük rutinimize yavaş eklemek. Beynimiz büyük değişikliklerden korkar ama küçük adımları kolayca benimser. Bu küçük alışkanlığın peşine bir başka değişim daha koyarak davranış değişikliklerine gidebiliriz. Bu yolda düşüşler yaşayabiliriz, bu normal. Kendimize öz şefkat göstermeye özen gösterelim” ifadelerinde bulundu.

Davranış değişikliğini zorlaştıran psikolojik bariyerleri anlatan Demir, şunları söyledi: “En büyük engelimiz çoğu zaman ‘mükemmel’ anı beklemek ya da her şeyin bir anda, hızlıca değişmesini istemek oluyor. Ayrıca hata yapmaktan korktuğumuz için de hiç başlamıyor olabiliriz. Bir diğer tuzak da sürekli plan yapıp düşünmek ve ertelemek. Yeniden başlamaktan korksak bile korkumuzu da yanımıza alarak başlayalım; her seferinde sıfırdan değil, deneyimlerimizle başlıyoruz. Tavsiyem; kusurlu da olsa başlayın, yolda daha iyisi olacak.”


“Beynimiz yeni düşünce ve davranış egzersizleriyle değişebiliyor”

Yeni alışkanlıkların doğru bir şekilde belirlendiğinde kesinlikle yararlı olduğunu söyleyen Demir, “Karar almak; içgörü sağlar, ne istediğimizi netleştirir, niyetimizi somutlaştırır, hayatımıza doğru yön vermemize yardımcı olur. Burada Nöroplastisite kavramına değinmeden geçmeyelim isterim. Beynimiz, yaşadığımız deneyimler, tekrar eden davranışlarımız ve hatta bilinçli niyetlerimizle yeniden şekillenebilen, muazzam esnek bir organ. Küçük alışkanlıklar, beynimizde yeni yollar açıyor. Her tekrarladığımız davranış, o yolu güçlendiriyor. Tıpkı kaslarımızın egzersizle güçlenmesi gibi, beynimiz de yeni düşünce ve davranış egzersizleriyle değişebiliyor. Küçük adımlarla başladığınızda beyin değişimi daha kolay kabul ediyor ve zamanla bu davranışlar otomatikleşiyor. Her küçük başarı özgüvenimizi artırıyor. Mesela her sabah beş dakika nefes egzersizi bile zamanla stres yönetimi kasımızı geliştirip güçlendiriyor. Kimliğimizi eylemlerimiz oluşturuyor desek, yanlış bir şey söylemiş olmayız; her gün küçük adımlar atarak, zamanla gerçekten değişiyoruz” diye konuştu.


“Mükemmel olmak zorunda değiliz”

Geçmiş yılı değerlendirirken yalnızca eksiklere odaklanmamak gerektiğini söyleyen Demir, şu ifadeleri kullandı: “‘Neler öğrendim, nasıl büyüdüm?’ diye sormak kendimizi daha iyi tanımamızı sağlar. Hatalarımızı kendimizi yargılamak için değil, büyümek için kullanalım. Bu farkındalık, yeni yıla daha dengeli ve gerçekçi hedeflerle girmemizi kolaylaştırır.”

Yeni yıl kaygısı konusunda esnek hedeflerin önemini vurgulayan Demir, “Yeni yıl beklentilerimizi ‘olmalı’ yerine ‘olsa güzel olur’ diye yumuşatabiliriz. Kendimize yüksek beklentiler yüklemek yerine esnek ve gerçekçi hedefler koyabiliriz. Mükemmel olmak zorunda değiliz; ‘yeterince iyi olmak’ kavramını hayatımıza sokmak omuzlarımızdaki yükleri hafifletir. Farkındalık, gerçekçi adımlar ve gerektiğinde profesyonel rehberlik yardımıyla yeni yıl kararlarını daha sürdürülebilir hale getirebilirsiniz” dedi.

Son olarak bir terapist olarak önerdiği yeni yıl kararlarını paylaşan Demir, kişinin kendine nazik davranması, gerçekçi beklentilerle ilerlemesi, mükemmeliyet yerine gelişime odaklanması, zorlandığında ihtiyaçlarını fark etmesi ve değişimi bir yarış değil, bir yolculuk olarak görmesinin önemine dikkat çekti.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM