Sevgili okurlarım,
Cumhuriyeti benimsemeyen bir iktidara sahip olan ülkemizde maalesef bir asrın kutlaması yapılamamıştır. İslamcılar, muhafazakârlar, mütedeyyinler diye kendilerini tanımlayanların, utanmaları lazımdır. Siyasal islam olarak ortaya çıkan kesim İran benzeri bir ülke yaratma çabasındadır. Ancak bu kesimin faaliyetleri daha ziyade eğitimsiz toplum çevrelerinde karşılığının bulduğu için bu güne gelinmiştir.
İran’da uzun süre bulunan birisi olarak yurt dışına şeriat ihraç etmek için, rüşvet ve avanta çarkının daha ziyade mollalar ve ayetullahlar nezdinde şekillendiğine bizzat şahit oldum. İran devlet mekanizmasının sadece ne olduğu ve neye dayandığı belli olmayan şeriat ile de ilgisi bulunmayan kurallarla baskı altında yönetildiği bir gerçektir. Ancak bu arada, yönetici ruhban sınıfının servetinin bilinemediği ve sorgulanamadığı da gözlerden uzak tutulmamalıdır. İran’ın çok ciddi miktardaki paralarının paletler halinde Türkiye’ye gönderildiği ile ilgili birçok doküman tarafıma gönderilmiştir ve zamanı gelince belgeler ile bu sütunlarda açıklayacağım.
Cumhuriyetin 100. Yıl kutlamalarında kârlarını devamlı katlayan bankaların programları nedir çok merak ediyorum. Yoksa onlara bu imkânı sağlayan iktidarın yalakaları mı oldular? Özellikle çalışanların büyük hisselere sahip olduğu İş Bankası, Akbank gibi kurumsallaşmış bankaların durumları daha da merak konusudur. Yüksek faizli ihtiyaç kredisi verebilmek için her müşteriyi devamlı telefonla ve mesajla arayanlar, ayrıca temerrüde düşen müşteriyi hemen yasal platformlara taşıyanlar, iş Cumhuriyetin kutlamasına gelinde, birden sessizliğe bürünüyorlar.
Üniversitelerimiz, neredesiniz? Yıllık öğrenci şenlikleri, bahar buluşmaları, öğrenci partileri yapanlar, sık sık öğretim üyelerini yurt dışı gezilere gönderenler, bir yıl izin alan öğretim üyelerine bile maaşlarını ödeyenler, ağzından bilim lafları düşmeyen fakat bilimsel ilim için bir şey yapmayanlar, ülkemizin tapu senedi olan “Lozan anlaşması“nın 100. Yılı oldu neler yaptınız? Çok merak ediyorum.
2 – 3 Hafta süren programlar, görsel gösteriler, paneller, çalıştaylar ve halka açık söyleşiler düzenlediniz mi? Bu konuda YÖK bir özel yasak mı getirdi de ben bilmiyorum?
Şimdi geldik Cumhuriyetimizin bir asırlık kutlamalarına; nasıl programlar düzenlediniz? Neler yapacaksınız? Bununla ilgili yasaklar da var mı? Eğer varsa açıklayınız. Geçmiş dönemlerde gerek sol gerekse sağ görüşlü kesime mensup öğrenci ve öğretim üyelerinin geniş katılımlı forumlar düzenlediği hala hafızalarımızdadır.
Üniversitelerin halk ile iç içe programlar düzenlemesi gerekmez miydi? Sizler de Filistin ve Gazze’ye yapılan misilleme baskının gerekçe olabileceğini düşünüyorsanız o zaman size geçmişte El Fetih ve Filistin kurtuluş ordusu gerillalarının ülkemizde yaptıkları eylemleri hatırlatmak isterim. Zaten bu konuyu da ayrıca başlı başına ele alacağım.
Ülkemizdeki siyasi partiler, yalan ve asılsız beyanlar ile halkımıza propaganda yaparak oy alanları sizin mevcudiyetiniz olan Cumhuriyetin 100. Yılı kutlamaları için ne gibi programlar hazırladınız? Yoksa siz de diğerleri gibi Gazze’yi mi gerekçe göstereceksiniz? Unutmayın beyler, her zaman öncelikle saldıran taraf haçlı seferler sonrası müslüman kesim olmuştur. Tarihsel gelişmeleri çok daha detaylı olarak bir başka yazımda ele alacağım.
İktidar bloğunun siyasal islam çizgisinde olduğu 25 yıllık yönetiminde yaptıkları nezdinde bilinmektedir. Ancak ülkemizde yüzde ellisinin muhalefet kesiminde yer aldığı görülmektedir. İşte ana muhalefet partisi de koltuk kavgasını bırakıp kuruluş kutlamaları için neler yapacağını açıklamasını bekliyoruz. Sivil toplum kuruluşları, (STK) örgütleri de her zaman Atatürk’ten bahsederek kendilerine bir zemin yaratmaya çalışanlar, onların da kutlamalar için ciddi hazırlıkları olduğu söylenemez.
Hepinize sesleniyorum. Cumhuriyetin 75. Yıl kutlamalarında Sayın Süleyman Demirel, bu kutlamaları geleneksel olarak sol görüşe ait olduğu düşünülen Türk Tarih Kurumuna vermişti. Bunun için de 38 milyon dolar bir bütçe harcanmıştır. Hepiniz bir zahmet edin de 75. Yıl kutlamalarında neler yapıldığına bir bakınız. Siz de sayın Recep Tayyip Erdoğan. Filistin mitingini 28 Ekimde yapmakla ne gibi bir mesaj vermek istiyorsunuz. Ha şunu da söyleyeyim; amacınızın biri isveç’in NATO’ya girmesini kabul ettiğinizin konuşulmasını istememek belki ama bunun yanı sıra Ortadoğu’daki oyundan dışarı atıldığınızın farkında değilsiniz.