Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ihracatın ana belirleyicisinin yurt dışı talep olduğu, kurun önemli bir etkisinin olmadığı değerlendirmesini desteklediklerini kaydetti. Bahar, “Kur yükselince ihracat artar mantığı doğru olsaydı tüm ülkeler sürekli olarak paralarının değerini düşürmeye çalışırlardı. Biz ne değerli TL istiyoruz, ne de değersiz TL. İstediğimiz şey paramızın reel olarak istikrarlı bir seyir izlemesi” dedi.
“Hedef pazarların ekonomileri canlandıkça, ihracat artacak”
Bir ülkenin ihracatını en başta o ülkede üretilen ürünlerin niteliğinin belirlediğini dile getiren Bahar, “Ancak dünyada rağbet gören, katma değeri yüksek mallar üretiyorsanız bunları ihraç edebilirsiniz. Ürünlerinizin niteliği kısa vadede değişemez. Ar-Ge, tasarım, markalaşma, döngüsel üretim ile orta ve uzun vadede ihracatınızı geliştirebilirsiniz. Kısa vadede ihracatın temel belirleyicisi dış taleptir” dedi. İhracat yapılan ülkelerdeki büyümenin güçlenmesinin ülke talebini de artıracağına işaret eden Bahar, “Nitekim bunu 2022’den beri yaşıyoruz. İnşallah, bu yılın sonuna doğru hedef pazarlarımızın ekonomileri canlandıkça, ihracatımız da artışa geçecek” diye konuştu.
“TL’nin aşırı değerlenmesinin önüne geçmeliyiz”
Bahar, “Kurun aşırı yükselmesi, yani TL’nin reel olarak aşırı değersiz hale gelmesi ihracata fayda vermediğini biliyoruz. Ancak TL’nin aşırı değerli hale gelmesi ürün gamımız nedeniyle ihracata zarar veriyor” dedi. Türkiye’nin mevcut durumda orta-düşük ve orta-yüksek teknoloji düzeyinde bir ihracat gamına sahip olduğunu belirten Bahar, “Ayrıca, tekstil, hazır giyim ve mobilya gibi küresel talebin düşük fiyatlı tedarikçilere kaydığı sektörlerdeki ihracatı yüksek olan bir ülkeyiz. Bu nedenle TL’nin aşırı değerlenmesinin de önüne geçmeliyiz. Biz ne değerli TL istiyoruz, ne de değersiz TL. İstediğimiz şey paramızın reel olarak istikrarlı bir seyir izlemesi” dedi. Bahar, “Bakanımızın dediği gibi dünya ticaretinden daha çok pay almak ve kazanımlarımızı kalıcı hale getirmek ancak verimlilik artışı, inovasyon, yüksek katma değer ve markalaşma ile mümkün” diye konuştu.
“Önceliğimiz enflasyonu aşağı çekmek olmalı”
İstikrarlı ekonominin önemini vurgulayan Bahar, “Daha fazla üretim, daha fazla yatırım, daha fazla ihracat ve istihdam ancak istikrarlı bir ekonomi ile mümkün olabilir. İstikrarın olmazsa olmazı ise düşük enflasyondur. Önceliğimiz enflasyonu aşağı çekmek olmalı. İş dünyamıza da bu süreçte önemli bir görev düşüyor. Enflasyon ile mücadele sonuçlanana kadar, bu mücadeleyi zayıflatacak taleplerden, şikâyetlerden mümkün olduğunda uzak durmalıyız” dedi.