Cuma, Eylül 20, 2024

“Doğru seçilmeyen klima konfor şartlarını bozuyor”

klima

Yaz mevsimi yaklaşırken evlerine ve ofislerine klima almak isteyen tüketiciler, klima seçimi konusunda kararsız kalabiliyor. Bazı tüketiciler ise yazın klimadan kaynaklı olarak yaşadıkları sağlık sorunlarını önlemenin ve kabaran elektrik faturalarını düşürmenin yollarını arıyor.

Üçay Mühendislik Şubeler ve İklimlendirme Direktörü Özgür Şahin, doğru klima seçimi için dikkat edilmesi gerekenleri paylaştı. İklim krizine paralel olarak artan sıcaklıklarla birlikte ev ve işyeri gibi yaşam alanlarında klima kullanımının bir lüks olmaktan çıkıp ihtiyaç haline geldiğini aktaran Şahin, “Ancak doğru seçilmeyen yani kapasitesi, iklimlendirme yapılacak alan için yüksek olan klima, aşırı soğutup konfor şartlarını bozuyor. Ayrıca enerji israfına da neden oluyor. Kapasitesi ihtiyaçtan düşük olan klima ise hem yeterince soğutmuyor hem de istenilen ısı değerine ulaşmak için daha fazla enerji tüketiyor. Bu nedenle klima seçiminde öncelikle kapasitenin doğru bir şekilde belirlenmesi gerekiyor. Bu kapsamda tüketicilere, güvenilir bir mühendislik firması ile çalışmalarını ve önce yaşam alanlarında keşif yaptırmalarını tavsiye ediyoruz” dedi.


“Klimanın inverter özelliğine sahip olması önemli”

Üçay Mühendislik olarak, keşiften montaja kadar anahtar teslim çözümler sunduklarını belirten Şahin, “Keşif çalışması kapsamında; klima kapasitesini, tipini, dış ünite ve iç ünite yerleşimini, boru güzergâhları gibi unsurları tespit edip, müşterilerimize en doğru çözümü öneriyoruz. Klimanın inverter özelliğine sahip olması da oldukça önemli. Çünkü inverter olmayan klimalar istenilen oda sıcaklığına ulaşıldığında otomatik olarak kapanıyor, ancak inverter klimalar istenilen oda sıcaklığına ulaşıldığında kapanmıyor, ısıyı ortamın ihtiyacına göre ayarlayarak daha az enerji harcıyor. Unutmayalım her 1 derece, klimanın elektrik tüketimini yüzde 5 ila 10 artırıyor. Bu nedenle inverter özelliğine sahip klima tercih ederek ısıyı doğru yönetmek gerekiyor” diye konuştu.


Çevre dostu soğutucu akışkan barındırmasına dikkat

Klimalarda kullanılan R32 gazının verimliliği R410’a gazına göre daha fazla ve küresel ısınmaya etkisinin 3 kat daha düşük olduğunu dile getiren Şahin, “Bu yüzden klimanın inverter teknolojisine sahip çevre dostu soğutucu akışkan barındırmasına dikkat edilmeli. Klimanın enerji sarfiyatını düşürmek için de enerji sınıfına dikkat etmek gerekiyor. A+++ soğutma ve ısıtma verimliliğine ulaşan klimalar, elektrik faturasını önemli ölçüde düşürüyor. Programlanabilen klima termostatlarıyla da sıcaklığı kontrol etmek ve verimi yüzde 30 civarında artırarak, tasarruf sağlamak mümkün. Böylece klimanızı ortamda bulunmadığınız zamanlarda kapatıp, bulunduğunuz zamanlarda açacak şekilde programlayabiliyorsunuz. Klimanızı, yaşam alanındaki akıllı kontrol sistemine entegre ederek, cep telefonunuzdan kolaylıkla yönetebiliyorsunuz” ifadelerinde bulundu.


Flash streamer teknolojisi iç hava kalitesini iyileştiriyor

Temel görevi ısıtma ve soğutma olan klimaların artık iç hava kalitesini olumsuz etkileyen zararlı partiküllere karşı da yüksek koruma sağladığını söyleyen Şahin, “Bu kapsamda klimalar, hava temizleme teknolojileri ve filtreleme yöntemleriyle donatılıyor. Bu nedenle tercih edilen klimanın ideal nemi sağlaması ve ortamdaki havayı flash streamer teknolojisiyle temizlerken dışarıdan da taze hava beslemesi yapabiliyor olması gerekiyor. Klima tercihinde titanyum apatit filtre de önemli bir kriter. Çünkü titanyum apatit filtre, iç ortamdaki; toz, polen, kötü koku ve alerjenleri emerek, rahat bir nefes almayı mümkün hale getiriyor” diye konuştu.


“Hatalı klima kullanımı konfor şartlarını bozuyor”

Ses seviyesinin klima seçerken dikkat edilmesi gereken kriterler arasında yer aldığını ifade eden Şahin, “Özellikle 20 dB(A) değerine kadar düşebilen klima modellerini tercih etmek gerekiyor” dedi.

Şahin, tüketicileri yazın doğru klima kullanımı konusunda da uyardı: “Klima tercihi kadar önemli bir diğer konu ise klima kullanımı. Çünkü hatalı klima kullanımı, enerji sarfiyatını artırdığı gibi konfor şartlarını da bozuyor. Bu kapsamda öncelikle klimanın yerinin yani odada nereye konumlandırılacağının uzman ekipler tarafından keşif aşamasında belirlenmesi gerekiyor. Örneğin, yaşam alanlarında oturma grubuna ya da yemek masasına uzak bir noktaya monte edilen klima, konfor şartlarını sağlamak için daha yüksek hızlarda ve uzun süre çalıştırılıyor. Bu durum ise hem konfor şartlarını bozuyor hem de enerji sarfiyatını artırıyor.”


“Yazın iç mekan sıcaklığı 24 veya 26 derece olmalı”

Yazın klima kullanırken dış hava sıcaklığı ve iç ortam sıcaklığı arasında 6-8 derecelik bir fark olmasına da dikkat etmek gerektiğini belirten Şahin, “Örneğin dışarısı 32 dereceyken iç mekân sıcaklığının 24 veya 26 derece olmasını tavsiye ediyoruz. Aksi halde elektrik faturaları yükseliyor. Ayrıca ani sıcaklık değişimlerine bağlı olarak; klima çarpması, astım, bronşit, baş ağrısı gibi hastalıklara yakalanma riski de artıyor. Ayrıca klima iç ünitelerinin filtrelerinin düzenli olarak temizlenmesi gerekiyor. Çünkü temizliği yapılmayan kirli filtreler, klimanın verimini düşürüyor. Bu da daha fazla enerji sarfiyatı anlamına geliyor. Klima çalışırken ortamdaki kapı ve pencereleri kapalı tutulmak da konfor şartlarını sağlamak ve enerjiyi verimli kullanmak açısından oldukça önemli” diye konuştu.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM