Cumartesi, Kasım 23, 2024

“Sanayicinin üretim haritası var, enerji haritası yok”

 WENERGY – 2. Temiz Enerji Teknolojileri Fuarı’nda ‘Sanayide enerji verimliliği ve sürdürülebilir enerji’ konuşuldu

İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen WENERGY – 2. Temiz Enerji Teknolojileri Fuarı Kongre Programı kapsamında; sektörün önde gelen isimleri, akademisyenler, iş insanları ve enerji dünyası temsilcileri bir araya geldi. Kongre kapsamında gerçekleştirilen ‘Sanayide enerji verimliliği ve sürdürülebilir enerji’ panelinin konuşmacılarından Yaşar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arif Hepbaşlı, sanayicinin hangi enerji kaynaklarını nerelerde kullandığını ve enerji kaynaklarının değerlerini bilmesi gerektiğini belirterek, “Sanayicilerde üretim haritası var ama enerji haritası yok” dedi. 

Sanayicinin enerjide gerekli uygulamaları bilip sistemine adapte etmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Hepbaşlı, “Sanayici; enerjiyi azaltacak, tekrar çevirecek, tekrar kullanacak, tekrar amacını gözden geçirecek ve entegrasyon yapacak. Bir sistemde toplam verimliliğe bakacak, nasıl arttırırım, hangi sistemle üretmem lazım? Sanayici bunun için ölçme, izleme ve maksimizasyon yapmalı. Sürdürülebilirliği göz ardı etmeyecek, önlem alacak, depolamayı bilecek. Değerlendirme yapacak, tetkik edecek, uzmanlardan yararlanacak, iyileştirmeye önem verecek. Ben fabrikamı kurdum, kar ediyorum deyip yan gelip yatmayacak” sözlerine yer verdi.

Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Metin Akbaş ise, ‘Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’nın 2023 yılında Türkiye’nin birincil enerji tüketiminde yüzde 14 oranında azaltılmaya gidilmesini, 2033 yılına kadar da 30,2 milyar dolar tasarruf sağlanmasını kapsadığını belirtti. 2030 Strateji Belgesi’nde ise 2024 ve 2030 yılları arasında Türkiye’nin birincil enerji üretiminde yüzde 16 oranında, emisyonlarda 100 milyon ton karbondioksit azaltımı sağlanacağının hesaplandığını belirtti.  


“Almamız gereken acil önemler var”

Panelin konuşmacılarından Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen ise enerjide uluslararası mevzuatlar karşısında sanayicilerin de önlem alması gerektiğinin altını çizerek, “Özellikle ihracat yapan sanayiciler 2026 yılından itibaren Avrupa Yeşil Mutabakat Anlaşması kapsamında sınırda karbon vergisi ödemek durumunda. Bu nedenle almamız gereken acil önlemler var” ifadelerini kullandı.

Ulusal Enerji Eylem Planı’nı gündeme getiren Şen, “Enerji verimliliği ve enerji tasarrufu kavramları birbirlerine yakın gözükse de çıktıları itibari ile birbirlerinden farklılıklar göstermektedir. Oturmadığımız alanlarla ışıkları söndürelim, ama oturduğumuz alanda da verimliliği sağlamak için verimli ampuller kullanıp tasarruf yapalım örneği gibi. Isıtma ve soğutmada kullandığımız klimalarda da aynı durum söz konusu. Ülkemize baktığımız zaman enerjinin en fazla kullanıldığı alanlardan ilki binalar, ikincisi sanayi. Biz enerji konusunda dışa bağımlı bir ülkeyiz. Dolayısıyla verimlilik bu noktada önem arz ediyor. Sanayicilerimizin rekabetin yanında artık uluslararası birtakım mevzuatlara göre taşıması gereken sorumlulukları var” dedi.


“İklim değişikliği konusunda aksiyon almalıyız”

Artan dünya nüfusunun sürdürülebilir ekonomiye dönüşü gerekli kıldığını dile getiren ECOBUILD Yeşil Binalar Uzmanı Murat Doğru ise, “8,5 milyar dünya nüfusu, insanoğlunu artık sürdürülebilir, sıfır karbon, döngüsel ekonomiye dönmeye zorlamaya başladı. Bu bağlamda, pazarlar, ülkemiz sanayisinden talep etmeye başladı. Dünyada iklim değişikliğinin uzun vadede bilinmeyen etkileri de olduğu için ülkeler bununla ilgili kaçınılmaz birtakım girişimlere başladı. İklim değişikliği konusunda sanayimiz ve kurumlarımızın hedefleri olması ve aksiyon alması gerekiyor. Sanayi bölgelerinin 2053’e kadar büyük olan emisyon kaynaklarını sıfırlaması gerekiyor. Türk sanayisi, 5 tane temel performans alanında sürdürülebilir binalar ve sanayi bölgelerine geçmek zorunda” ifadelerini kullandı.


“Yenilenebilir enerjiye öncelik vermeliyiz”

‘Fotovoltaik enerji sistemleri: Yeni nesil uygulamalar ve yeni nesil çözümler’ konulu oturumda konuşan Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü’nden Doç. Dr. Mete Çubukçu ise, fotovoltaik sektörünün Türkiye’de 2017 yılından itibaren gelişmeye başladığını ve 2035’lere kadar şimdiye kadar yapılan uygulamaların artacağını belirterek, “Karbon ayak izi ve sera gazı salınımı artık hepimiz için çok önemli. Ülkemizin de üye olduğu Paris İklim Anlaşması’na üye olan ülkelerin ‘iklim nötr’ olma gibi bir hedefi var. Bu yüzden biz artık enerji üretim kapasitesinin yanında karbon emisyonunu özellikle gösteriyoruz. Türkiye’nin toplamda 565 milyon ton gibi bir salımı var. Bunun 138 milyon tonu elektrik üretiminden geliyor. Yani elektrik üretimi toplam karbon salımının neredeyse yarısını oluşturuyor. Bu üretimin yarısı fosil kaynaklı, büyük çoğunluğu ise hidroelektrik santrallerden sağlanıyor. Hidroelektrik santralleri yenilenebilir enerji olarak kabul edersek ülkemizdeki enerji üretiminin yüzde 56’sı yenilenebilir enerji kapasitesine sahipmiş gibi görünüyor. Bu durumda yenilenebilir enerjinin karbon ayak izinin ne kadar az olduğunu görüyoruz. Yani iklim nötr olma hedefinde kesinlikle yenilenebilir enerjiye öncelik vermeliyiz” diye konuştu. 

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM