Salı, Kasım 5, 2024

İzmir’in karbon ayak izi yılda 8,3 ton

Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) ve Zeytince Ekoloji Yaşamı Destekleme Derneği iş birliğinde düzenlenen çalıştayda, ‘AB Horizon PSLifestyle Projesi’ kapsamında bugüne kadar elde edilen sonuçlar iş dünyası temsilcileriyle paylaşıldı. AB Horizon PSLifestyle Projesi’nin yerel koordinatörü Doç. Dr. Meneviş Uzbay Pirili, şu ana kadar İzmir’de 13 bin kişinin karbon ayak izini ölçtüklerini belirtti. Doç. Dr. Pirili, “İzmir’in yıllık ortalama karbon ayak izi 8,3 ton. Bu da Türkiye ortalaması olan 5,2 tonun üzerinde. Bu projeyle ciddi bir veri seti oluşturduk. Hangi alanlarda karbon ayak izimiz yüksek, hangi alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz. Bu veri setini tüm paydaşlara özellikle de iş dünyasına açıyoruz” dedi.


“Sürdürülebilirlik özelinde faaliyetler yapıyoruz”

Dernek merkezinde düzenlenen ‘Sürdürülebilir Yaşam Çalıştayı: İş İnsanları’ çalıştayının açılışında konuşan ESİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sürdürülebilirlik ve Sosyal Politikalar Yuvarlak Masası Başkanı Neşe Gök, “ESİAD’da sürdürülebilirlik özelinde birçok faaliyet yapıyoruz. Sekiz yuvarlak masamız var ve yıl boyunca bu masalar etrafında çeşitli projeler yürütüyoruz. WEPs imzacısıyız ve Global Compact ile de yakın iş birliği içerisindeyiz” dedi. Aynı zamanda Avrupa Birliği Bilgi Merkezi işlevini de üstlendiklerini belirten Gök, sürdürülebilirlik temalı webinarlar ve zirveler düzenlediklerini söyledi. Gök, ESİAD’ın sürdürülebilirlik çalışmalarının iş dünyası ve toplum için bir rehber niteliğinde olduğunu belirterek, iş dünyasına sürdürülebilir bir gelecek için daha büyük sorumluluk alma çağrısında bulundu.


Karbon ayak izi ölçümünde 13 bin kişiye ulaşıldı

İzmir’de yürütülen AB Horizon PSLifestyle Projesi’nin yerel koordinatörü Doç. Dr. Pirili de, 2,5 yılda yapılan çalışmaları ve elde edilen sonuçları paylaştı. Birçok paydaşla yürütülen projenin İzmir’in kampanyası haline geldiğini vurgulayan Doç Dr. Pirili, “Bu, 8 ülkede ve o ülkelerin pilot kentlerinde yürütülen bir proje. Türkiye’den İzmir seçildi ve 2025 Eylül ayında tamamlanacak. Projenin adı, Karbon Ayak İzi Projesi. Bizler Zeytince Ekolojik Yaşam Derneği olarak bu projeyi temsil ediyoruz. Proje, iklim krizi ile mücadelede vatandaşları da çözüm ortağı yapmayı amaçlıyor. Günlük yaşamımızda önemli miktarda karbon salımı yapıyoruz; ulaşım, atık, enerji tüketimi gibi alanlarda emisyonlarımız var. Bu proje, küçük davranış değişiklikleri ile karbon ayak izimizi azaltmayı hedefliyor” ifadelerinde bulundu.

Doç. Dr. Pirili, “Bir uygulamamız var; karbon ayak izini ölçüyor, önerilerde bulunuyor ve bireylere bir plan hazırlama fırsatı sunuyor. Şu ana kadar 300 bine yakın kişi karbon ayak izini test etti. Bu kişilerin 23 bini karbon ayak izini azaltmak için ipuçlarını seçti ve bunun sonucunda ciddi bir emisyon düşüşü yaşandı. İzmir’de bugüne kadar 13 bin kişiye ulaştık. Şehrin yıllık ortalama karbon ayak izi 8,3 ton, bu da Türkiye ortalaması olan 5,2 tonun üzerinde. Kanada’da ortalama bir kişi yılda 14 ton sera gazı emisyonuna neden olurken, Endonezya’da ortalama 2,2 emisyona yol açıyor. Dünyanın en zengin yüzde 1’lik kısmının karbon ayak izi yıllık 300 ton civarında. Yani gelir düzeyi arttıkça sera gazı emisyonu da yükseliyor” diye konuştu.

Doç. Dr. Pirili, proje kapsamında oluşturulan geniş veri setinin iş dünyası için de değerli bilgiler sunduğunu belirtti. İş dünyasının İzmir’deki tüketim desenleriyle ilgili önemli bilgiler edinebileceğini söyleyerek, projeye iş dünyasının aktif katılımını beklediklerini ifade eden Doç. Dr. Pirili, “Bu verileri tüm paydaşlarla paylaşarak farkındalık yaratmak ve projeyi şehrin ortak bir değeri haline getirmek istiyoruz” dedi.


“Karbon çiftlikleri dünya ticaretini değiştirecek”

Karbon çiftliği projesiyle yakın gelecekte, dünya ticaretinin değişeceğini söyleyen SÜGEP Akademi Başkanı Umut Dilsiz, “Karbon çiftliği projesi, uygun bitki deseniyle karbon emisyonunu havada yakalayıp toprağa hapsediyor ve bu karbonu ölçümleyip karbon kredisine dönüştürerek uluslararası piyasalarda ticaretini yapmanıza imkan tanıyor. Bu krediler, Avrupa Birliği ile yapılacak ticarette de kullanılabilir. Fabrikalarda emisyonu azaltmak her zaman mümkün değil; ancak karbon çiftliği ortaklığı ile elde edilen sertifikalar iş dünyasına fayda sağlayabilir. Bu sertifikalar, Avrupa Birliği ticaretinde kullanılabilir veya karbon borsasında menkul kıymet olarak alınıp satılabilir. Böylece hem kazanç sağlanır hem de sürdürülebilir bir finansman modeli oluşturulabilir. Karbon azaltımı yalnızca şirketlerin sorumluluğu olarak düşünülmemeli” ifadelerini kullandı.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM