Kestelli, İzmir Ticaret Borsası’nın toplam işlem hacminin 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 35 arttığını söyledi
İzmir Ticaret Borsası (İTB) ocak ayı olağan meclis toplantısı İzmir Ticaret Odası (İZTO) Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, 2024 yılının Türkiye için ekonomide zorlukların yoğun olarak yaşandığı bir yıl olduğunu söyleyerek, bu durumun İTB’nin işlemlerine de yansıdığını ifade etti. İTB’nin 2024 yılı işlem hacmindeki gelişmeler hakkında bilgiler paylaşan Kestelli, “Toplam işlem hacmimiz 2023 yılına göre, yüzde 35 oranında artarak 119 milyar TL oldu. İşlem hacminin yüzde 60’ı bitkisel ürünlerden oluşurken, yüzde 40’ı ise canlı hayvan ve hayvansal ürünler grubunda gerçekleşti. En çok işlem hacmine sahip ürünler ise sırasıyla, kırmızı et, palm yağı, pamuk, peynir ve süt oldu. Bu beş ürün 58 milyar TL’nin biraz üzerindeki işlem hacmi ile toplam hacmin yaklaşık yarısını gerçekleştirdi” dedi.
“Çiftçi, yenilikçi çözümlere ulaşmada zorlanıyor”
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü ile Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası geçtiğimiz hafta yayımladığı ‘Türkiye’de Tarım için Dijital Teknolojiler’ isimli rapora değinen Kestelli, “Rapor da tarım teknolojilerinin verimliliği artırma ve çevresel sürdürülebilirliği sağlama potansiyeli vurgulanıyor. Ancak bu teknolojilerin hayata geçirilmesinde dijital okuryazarlık eksikliği ve yüksek maliyetler gibi engellerle karşılaşıyoruz. Özellikle küçük ölçekli çiftçilerimiz, bu yenilikçi çözümlere ulaşmada zorlanıyor. Ülkemizde, tarımsal işletmelerin yüzde 80’inin 100 dekarın altında üretim yaptığını düşündüğümüzde, küçük çiftçilerimizin teknolojiye uyum sağlaması için ciddi bir çaba göstermemiz gerekiyor. Raporun üzerinde durduğu bir diğer önemli konu tarım teknolojileri ekosisteminin geliştirilmesi” diye konuştu.
Süt fiyatlarında yüzde 28 artış
Geçen yılın en önemli gündemlerinin ürün fiyatları ve enflasyon olduğunu belirten Kestelli, şöyle konuştu: “Bazı ürünlerde fiyat artışı yüksek olurken, bazılarında ise fiyatlar üreticilerimizin beklentilerinin çok altında kaldı. 2024 yılı ortalama süt fiyatları 2023 yılına göre yüzde 28 oranında artarak 14,6 TL olarak gerçekleşti. Ortalama karkas dana eti fiyatları 323 TL oldu ve bir önceki yıla göre yüzde 61 arttı. Süt fiyatlarındaki artış oranının et ve yemdeki artışın altında kalması süt hayvanlarının kesime gitmesinin ve dolayısıyla hayvancılığımızın olumsuz etkilenmesinin en önemli nedenlerinden birisi. Pamuk üreticimizde bu yıl mutlu olamadı. Çiğitli pamuk fiyatları 2023 yılına göre yüzde 24 yükseldi ve ortalama 22,2 TL’den işlem gördü. Fiyattaki artışın maliyet artışlarının altında kalması ve prim miktarının son 3 yılda kiloda 1,6 TL olarak sabit tutulması üreticilerimizi olumsuz etkiledi.”
“Üreticilerin ekim tercihlerinin ne yönde yapacağı muamma”
Gelişmelerden mutlu olmayan bir diğer kesimin ise ilimizde de yoğun şekilde üretimi yapılan domates üreticileri olduğunu dile getiren Kestelli, “Sanayi tipi domates fiyatları 2024 yılında sadece yüzde 6 arttı ve ortalama 3,13 TL oldu. Hububat fiyatlarındaki düşük artış oranı da dikkate alındığında bu yıl içerisinde üreticilerimizin ekim tercihlerini ne yönde yapacakları tam bir muamma. Pamuk, sanayi domatesi, silajlık ve dane mısır ve kısmen de buğday bölgemizde birbirine ekim açısından alternatif olarak tercih edilen ürünler. Ve bu ürünlerin hiç birisi fiyat açısından geçen yıl üreticisini memnun etmedi. Dolayısıyla üreticilerimizin tercihlerini hangi parametreleri dikkate alarak, nasıl yapacağını şimdiden tahmin etmek çok güç” dedi..
Sızma zeytinyağı fiyatları yıllık %109 arttı
Geleneksel ürünler arasında yer alan kuru incir, kuru üzüm ve zeytinyağının fiyatlarının ise kısmen de olsa üreticileri memnun ettiğini aktaran Kestelli, “Ancak, bu ürünlerde de önemli sorunlar var. Şöyle ki, sızma zeytinyağı fiyatları 2023 yılına göre yıllık ortalama yüzde 109 arttı. Ancak yeni hasadın başladığı yılın son çeyreği ile birlikte fiyatlar düşüşe geçti. 2024 yılı ilk yarısında 250-300 TL aralığına kadar yükselen sızma zeytinyağı fiyatları günümüzde kalitesine göre 180 TL seviyelerinde işlem görüyor. Çekirdeksiz kuru üzüm ise yüzde 152 artış ile fiyatı en çok yükselen ürünlerden. Ancak, rekolte miktarı iklim şartlarından olumsuz etkilendi ve normal bir sezona göre yüzde 35-40 düştü” diye konuştu.
Kuru incir dikimlerinde artış
Kestelli, 25 Ocak tarihi itibariyle yeni sezonda ortalama ihraç fiyatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 71 artmış olsa da ihracat miktarının yüzde 31 gerilediğine dikkat çekerek, “Rekoltenin bu kadar düştüğü bir ortamda önemli bir stok miktarı ile sezonu kapatabiliriz. Bölgemizin bir diğer önemli ürünü kuru incirde ise 2024 yılı fiyatları önceki yıla göre yüzde 87 yükseldi ve ortalama 173 TL oldu. Kuru incir fiyatları üreticilerimizi memnun ediyor ve bu nedenle dikimler son 4-5 yıldır sürekli artıyor. Ancak iklim şartlarından dolayı ürün kalitesinin bu sezon düşük olduğunu söyleyebiliriz. Dünyadaki rekabetçi konumumuzu devam ettirebilmek için, kuru incir üretim, işleme ve depolama süreçlerinde hızlı bir şekilde iyileştirme yapmak zorundayız” dedi.
Prof. Dr. Mortan: Parçalanmış toprak yapısında yol almak zor |
Toplantıya konuk konuşmacı olarak katılan, Ekonomist, Yazar ve Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Mortan ise Türk tarımındaki riskleri ve avantajları anlattı. Türkiye’de tarımda kullanılan alanlardaki azalmaya vurgu yapan Prof. Dr. Mortan, “Bu kadar parçalanmış toprak yapısında yol almak çok zor. Birinci gerçekliğimiz bu topraklarda tarım yapmanın artık ortalama çiftçilik gayreti içinde çok zorlaştığı” dedi. Prof. Dr. Mortan, “Küresel ısınmanın dalga dalga üstümüze geldiği bilinciyle toprak yapısını ve üretim biçimini etkileyeceği bir ortama doğru gidiyoruz. Sulu tarım tekniklerini gözden geçirilmesi gerektiği, biçimin yeni anlam kazandığı, su tasarrufu tekniklerinin zorunlu hale geldiği bir döneme giriyoruz” diye konuştu. Primini ödeyen çiftçi sayısındaki azalmaya değinen Prof. Dr. Mortan, “Bir diğer risk ise bildiğimiz, yaşadığımız ama görmezden geldiğimiz tarımsal çiftçi sorunu” dedi. Türk tarımının avantajlı noktalarından birinin ise Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mortan, “GAP ile 3.4 milyon hektar akanın sulanmasını öngörülmüştü şu anki rakam yüzde 25’lerde kaldı. 32 baraj öngörülmüştü bugün itibariyle 16’sı tamamlanmış durumda. Görünüşte eleştirilecek bir nokta ama bu kadar güzel bir alanın parça mülkiyetinin yüksek olduğu, iş gücünün bulunmasının kolay olduğu GAP, Türkiye’nin büyük ana tarım yapmasında hala potansiyel projesi olarak yürüyor. Fırat ve Dicle nehirleri nedeniyle sulu tarım yapma şansınız da mümkün” dedi. |