Salı, Eylül 30, 2025

İzmir’den İspanya’ya uzanan dijital göçebe tasarımı

Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü, Yunanistan’daki West Attica Üniversitesi ve İspanya’daki ESADA (Endülüs Tasarım ve Sanat Okulu) iş birliğiyle düzenlenen uluslararası yaz okulu serisi, üçüncü yılında İspanya’nın Granada kentine bağlı Alpujarra bölgesinde gerçekleştirildi. Erasmus+ BIP (Yüksek Öğretim Hareketliliği Karma Yoğun Programlar) çerçevesinde yürütülen 2025 Yaz Okulu, ‘Göçebenin Sığınağı’ (The Nomad’s Sanctuary) başlığıyla öğrencileri terk edilmiş bir dağ köyünde miras, mekân ve çağdaş toplum üzerine düşünmeye davet etti.


Eski şapele dijital göçebe teması

2023’te İzmir’de Yaşar Üniversitesi, 2024’te ise Midilli’de West Attica Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen yaz okulunun bu yılki konusu, bir dönem hidroelektrik santral işçileri için inşa edilen ve bugün terk edilmiş durumda olan La Cebadilla köyü oldu. Öğrenciler, köyün şapelini dijital göçebeler için çok amaçlı bir mekâna dönüştürmeyi hedefleyen yeniden kullanım projeleri geliştirdi. Su, peyzaj ve kültür ilişkisini merkeze alan bu tasarımlar, şapeli bir buluşma, çalışma ve ortak yaşam alanı olarak yeniden tanımladı. Çevrim içi seminerlerde Alpujarra’nın geleneksel mimarisi, Granada’da su ve mimarlık ilişkisi ile bölgenin dönüşüm potansiyeli ele alındı. Ardından bölgeye giden öğrenciler, alan gezileri, atölyeler ve yoğun stüdyo çalışmalarıyla projelerini geliştirdi. Ayrıca Elhamra Sarayı gibi Dünya Mirası alanlarında inceleme yapma fırsatı buldular. Final projeleri ise yerel yönetim ve halkın katılımıyla gerçekleştirilen bir sunumda paylaşıldı. 


“Mirasın sürekliliğini günümüzle buluşturuyoruz”

Programı değerlendiren Proje Koordinatörleri Ebru Karabağ ve Sergio Taddonio, “Bu yılki atölyenin amacı, Alpujarra bölgesinin dağlık coğrafyasında su, peyzaj ve kültür arasındaki güçlü bağı vurgulamaktı. Öğrenciler, terk edilmiş La Cebadilla köyünün şapeli için yeniden kullanım senaryoları geliştirerek, mirasın tarihsel sürekliliğini günümüzün yaşam biçimleriyle buluşturdu. Tasarım önerileri, dijital göçebeler için çok amaçlı ortak bir mekân kurgularken, bölgenin kültürel belleğini, doğal dokusunu ve topluluk yaşamını bir araya getiren yaratıcı yaklaşımlar sundu” diye konuştu.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM