Cumartesi, Temmuz 27, 2024

Covid-19’un yeni varyantı ‘Eris’ hızla yayılıyor

Tüm dünyada 50’den fazla ülkede saptanan Covid-19 Omicron ailesinin son mutant virüsü ‘Eris’ varyantı İngiltere ve Fransa’dan sonra diğer Avrupa ülkelerinde de yayılmaya başladı. Prof. Dr. Şevket Özkaya, yeni varyantta en sık rastlanan şikâyetin Covid-19’un ilk zamanlarında da görülen tat ve koku kaybı olduğuna işaret etti. Yeni varyantın bulaşıcılık oranının yüksek olduğunu belirten Özkaya, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) bazı ülkelerde Covid-19’a bağlı salgın nedeniyle hastaneye yatış, yoğun bakıma kabul ve ölümlerle ilişkin raporlardaki artışlara dikkati çektiğini aktardı.

Prof. Dr. Özkaya, “DSÖ, Covid-19’un başta Eris gibi varyantların riskini değerlendirebilmesi için ülkelerden gelecek raporların önemine işaret ediyor. Tüm ülkeleri hayat kurtarmak ve uzun süreli Covid-19 yükünü önlemek için mevcut tavsiyelere ve önlemlere uymaya çağırıyor” ifadelerini kullandı.


“Önümüzdeki günlerde vakalarda artış olabilir”

Türkiye’deki durumu da değerlendiren Prof. Dr. Özkaya, “Yeni akciğer tutulumu görülen vakaların olmasına rağmen ağır ve kritik hastamızın olmaması sevindirici. Ancak okulların açılması ve yurt dışı seyahat hareketliliğinin artmasının yanı sıra hava sıcaklıklarının azalması ile önümüzdeki günlerde vakalarda artış olacağını tahmin ediyoruz” dedi.


“Covid-19’u geçirenler, fiziksel ve psikolojik anlamda sorunlar yaşadı”

Prof. Dr. Özkaya, son zamanlarda aşılara bağlı hastalıkların hem haberlerde hem sosyal medyada tartışma konusu olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Neredeyse toplu aşılamanın üzerinden 2 yıla yakın zaman geçti. Etkisi olduğunu düşünmüyoruz ama şu bir gerçek, geriye baktığımızda 3 yıllık pandemide Covid-19’u geçirenlerin büyük kısmında hastalık sonrası fiziksel ve psikolojik anlamda ciddi sorunlar yaşandı. Hastaların birçoğunda yaşlanma ve yıpranma etkileri görülüyor. Halen süregelen şikayetlerden mustaripler. Aşılar o dönemde hayatta kalmamızı sağlayan tek bilimsel gerçekti. Sonuç olarak bugünkü hastalıklarımız aşılardan değil, Covid-19’un vücudumuza verdiği hasarlardan kaynaklanıyor.”


“Aşılar hayat kurtardı”

Salgının yayınlaşması durumunda tekrar aşı olunup olunmayacağı sorusuyla çok sık karşılaşmaya başladıklarını belirten Prof. Dr. Özkaya, Covid-19 salgınının yaşayarak öğrenildiğini, aşıların hayat kurtardığını vurguladı. Prof. Dr. Özkaya, “Sağlık Bakanlığımızın önderliğinde Sinovac yani Çin aşısı ilk gelen aşıydı ve en riskli grup olan sağlık çalışanlarının hepsi bu aşıyı oldu. Alman aşısı Biontech ise test sonuçlarına göre koruyuculuk oranı daha fazla aşıydı. Toplumumuz kolayca ulaşabildi. Sonra yerli aşımız Turkovac geliştirildi ve kullanıma sunuldu. Koruyuculuk oranları daha düşük görünse de bugün geriye baktığımızda yeni bir salgın tehlikesi altında tekrar aşı olmak gerektiğinde güvenle inaktif yerli aşımızı olabileceğimizi düşünüyorum” diye konuştu.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM