Cuma, Aralık 6, 2024

Menemen’deki Efe ve Arca geleceğimiz

Geçtiğimiz hafta çarşamba günü Menemen’deydim. Arada bir giderim Menemen’e. Üstada nazire yaparak söyleyeyim; ne vakit Menemen’e gitsem aklıma Atila İlhan gelir. Anladınız; naziremin esin kaynağı Menemenli üstadın “Ne vakit Maçka’dan geçsem” dizesi.

‘’Başka Bir Tarım Mümkün’’ vizyonuyla İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde uygun alanlarda Manda Yetiştiriciliğinin Yeniden Canlandırılması, Üreticilerin Desteklenmesi Projesi kapsamında Menemen-9 Eylül (Ulucak) mahallesinde hibe alınan mandalar yavrulamış. O gün İBB Daire Başkanı arkadaşım Ali Kemal Elitaş ile ziyaretimizde 15 günlük erkek yavrunun ismini vermek bana düştü; Efe inşallah sağlıklı büyür. Aynı gün Haykıran’da da yeni doğan buzağıya isim vermek düştü bize; bendeniz erkek olana “temiz, namuslu” anlamına gelen Arca adını verirken, Elitaş da dişi olana Gediz nehrinden esinle Gediz adını verdi.

Manda hibesi alanlar önceleri projeyi inandırıcı bulmamış. Ancak proje ete kemiğe bürününce biraz da şaşırmışlar ve onlar da dahil olmuşlar. Şimdi oldukça memnun gözüküyorlar. İlk yavru da ayrı bir heyecan ve mutluluk getirmiş.

O gün sabah merkezdeki iki mahalle muhtarımızla kadim bir dut ağacının gölgesinde yaptık kahvaltımızı. Sonraki durağımız ise Menemen Ticaret Odası’ydı. Oda Başkanı İzzet Süsoy’un nazik ağırlamasında Ziraat, Şoförler, Esnaf Odalarının başkanları da vardı. Memleketi, İzmir’i, Menemen’i konuştuk. Güzel bir hasbihal oldu. Özellikle Ziraat Odası Başkanınin kuru üzümle ilgili bilgilendirmesi çok iyi oldu. Sultaniye’nin vatanı Manisa ancak oradaki üretimin yüzde 10’u kadar da sadece Menemen’de yetişiyor. Yaklaşık 400 bin ton kuru üzümün 75’er bin tonu İngiltere ve Almanya’ya ihraç ediliyor. Haykıran’da yetişen üzümün nasıl serilip kurutulduğunu, makinede çöpünün ve tanesinin ayrıştırıldığını yerinde görmek iyi oldu. Yetiştirmek, toplamak ayrı zahmet, serip kurutmak ve ayrıştırmak ayrı bir zahmet. Seriliyken yağmur yağdı o günlerde ve bu da bir endişe. Çünkü serili üzümün altı çürüyor bu durumda. Tarım, hep tabiatın insafına kalmış durumda.

Menemen 200 bine dayanan nüfusuyla kuzeyde önemli bir merkez. İzmir’in büyüme akslarından birisi. Çok dinamik bir yerleşim. Çok da göç almış ve almakta. CHP’nin 2019’da kazandığı belediye seçilen başkanın görevden alınması sonrasında çok yönlü kumpaslarla iktidar partisine geçti. Fakat genel seçimlerde iktidar partisi yine de geride çıktı. CHP’nin seçimi yeniden alması doğru bir aday ve çalışmayla işten bile değil. Gözlemlerimi yeri zamanı geldiğinde ilgililere tabii ki aktaracağım.

Bu arada, Menemen için çok çalışan İzmir Büyükşehir’in seçim öncesindeki zaman diliminde daha etkin olması, daha acil gereksinim olan işlere odaklanması ve temposunu artırması şart. Çünkü iktidar Menemen’i elinde tutmak için kırk takla atıyor, adeta para saçıyor. CHP’nin bölge milletvekillerinin, il yönetiminin ve ilçe yönetiminin de Menemen’de halkın arasında şu sıralar daha çok gözükmesi, Büyükşehir’in çalışmalarını vatandaşa aktarması gerek.

İZTAŞIT projesinin hayata geçtiği dış ilçelerden birisi Menemen ve bu konudaki memnuniyeti orada gözlemledim. Bunu da not edeyim.

Menemen, metropol gerilimine girdi bir yandan, bir yandan da tarımsal ürün ve hayvancılık kapasitesini kullanıyor. Tunç Başkan’ın çok önem verdiği kırsal-tarımsal destekler yanında Gediz’in temiz akması çabası kıymetli. Menemen, sanayi ve ticaret yanında pamuk, çilek, üzüm ve diğer ürünleriyle, süt ve süt ürünleri demek olan, et demek olan hayvancılık ile dinamizmini artıracak gözüküyor. Menemen’in Efe’si, Arca’sı bir yerde geleceği…

İşte bu Menemen’i kucaklayacak bir ismi başkan adayı gösterecek CHP’nin ipi göğüslemesi kolaylaşır. Benden söylemesi.

✗ ✗ ✗

Menemen dönüşünde akşam sıradışı bir sanat olayını izledim. İzmir’in muhtarları, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü ve İzmir’in kurtuluşunun 101’inci yılı için hazırlanan “Kurtuluştan Demokrasiye İzmir Muhtarlar Müzikali” oyunuyla bir kez daha seyirci karşısına çıktı.

İzmir’in kurtuluşunun 100. yıl dönümü için geçen yıl ilk kez tiyatro sahnesine çıkan 100 muhtar, bu yıl bir kez daha izleyici ile buluştu. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü ve İzmir’in kurtuluşunun 101’inci yılı için AASSM’de sahne alan muhtarların gösterisini çok beğendim.

İzmirli muhtarlar, “Kurtuluştan Demokrasiye İzmir Muhtarlar Müzikali” ile İzmir’in kurtuluş hikayesini anlattı. Türkiye Marka Tescili alan ve Ege türkülerinden yola çıkarak üç efe ve iki kadın kahramanın hikâyesinin anlatıldığı oyunda, Atçalı Mehmet, Yörük Ali, Çakırcalı Mehmet, Çete Emir Ayşe, Gördesli Makbule gibi bilinen kişilerin yanında kurgusal karakterler canlandırıldı. Oyun, orkestrası, korosu, halk dansları grubu, geniş oyuncu kadrosu, dekor ve kostümüyle izleyenlere görsel bir şölen sundu. Alkışlar İzmirli muhtarlara…Yaşar Çavdan ve Gülay Pekcan nezdinde müzikalde rol alan muhtarları ve eseri oluşturanları kutluyorum.

Muzaffer Ayhan Kara

Diğer Yazarlar