İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) kapanış oturumunda konuşan Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz, bu yıl Bakanlar Oturumunda ‘İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Üye Ülkelerinin E-ticaret Kapasitelerinin Geliştirilmesi’ konusuna odaklandıklarını söyledi. Yılmaz, “İİT üyesi ülkelerde e-ticaretin geliştirilmesine yönelik politika tavsiyelerinin hayata geçirilmesini destekleyeceğiz” dedi.
Dijital teknolojiler ticarete yüzde 2 artı katıyor
Küresel ‘işletmeden tüketiciye’ (B2C) ticaret hacminin 2022 yılı itibariyle 5,7 trilyon dolara ulaştığını söyleyen Yılmaz, “Teknolojik ilerlemelerin hızındaki artış ile beraber e-ticaretin küresel ekonomideki payının arttığına şahitlik ediyoruz. Bu kapsamda, DTÖ’nün verilerine göre dijital olarak sunulan hizmetlerin küresel ihracatı 2005 yılından bu yana üç kattan fazla arttı. Ayrıca, dijital teknolojilerin 2030 yılına kadar her yıl yüzde 2 oranında ticareti artıracağı tahmin edilmekte” diye konuştu.
Uluslararası ticaret içerisinde dijital hizmetler ticaretinin payının her geçen gün arttığını da ifade eden Yılmaz, “Bu noktada, üye ülkelerimiz arasında önemli farklılıklar bulunan ve ekonomik kalkınmaya önemli katkısı olan e-ticaret alanına yönelik işbirliğimizi yoğunlaştırmamız gerekmekte. Bu alanda sahip olduğumuz tecrübeleri paylaşarak ve somut projeler geliştirerek kapasitemizi artırmamız büyük önem arz ediyor” dedi.
E-ihracat ön planda tutuluyor
Türkiye’nin e-ticaret ve e-ihracat alanındaki potansiyelini ve dünya pazarındaki konumunu ileriye taşımak için özel sektörü destekliklerini vurgulayan Yılmaz, e-ticaretin sadece iç piyasada değil, aynı zamanda uluslararası arenada da bir güç olması için e-ihracatı ön planda tuttuklarını dile getirdi. Yılmaz, “Konvansiyonel ihracat ile kıyaslandığında, e-ticaret ile firmalarımız; dünyanın her yerinden ve daha büyük alım gücüne sahip partner edinebilmekte, hedef pazarlarda, ürünlerini test edebilmekte ve müşteri deneyimleri ile yeni ürün geliştirme ya da mevcut ürününe yenilikçilik katabilmekte, üretim ve ödeme süreçlerinde görece düşük riskli işlem gerçekleştirebilmektedirler” ifadelerini kullandı.
