Perşembe, Eylül 19, 2024

Fetö Silahlı Terör Örgütünün Dershane ve Okullar Kurması -II

Sevgili okurlarım,


Bir önceki yazımda dershaneler ile ilgili bilgilendirmeye bu yazıda da devam ediyorum. Ülke genelinde dershanelerin kapatılma kararına karşılık ortaya çok ciddi bir kaos çıkmış olup örgütün devlet ile mücadelesi çok daha farklı bir platforma taşınmıştır. Dershanelerin kapatılması ile ilgili çalışmalar başladığı tarihten itibaren de terör örgütüne bağlı olan medyanın da konunun üzerine gittiği görülmüştür. 28 Kasım 2013 tarihinde Taraf gazetesinde Mehmet Baransu imzalı “Gülen’i bitirme kararı 2004 tarihinde MGK’da alındı“ diye bir haberi yayınlanmıştır.

Kendisi ve kardeşi, FETÖ terör örgütü mensubu olan Mehmet Baransu bu açıklamasıyla 2004 ağustos ayında milli güvenlik kurulu toplantısında Gülen cemaatine karşı alınan kararların altında Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de imzaları olduğunu da ayrıca belirterek konuyu kamuoyunda daha dikkat çekici hale getirmek istemiştir.

Erdoğan’ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan “2004 Milli Güvenlik Kurulu kararı yok hükmündedir“ gibi ifadeler kullanmıştır. Ancak yapılan bu açıklama ile FETÖ silahlı terör örgütünün siyasi ayağının da iktidar olduğu net olarak görülmektedir. İktidarın bu totaliter tutumu ve siyasi sorumluluğunun bir karşılığı olması kesinlikle gereklidir.

Diğer taraftan sayın Erdoğan, yaptığı açıklamalarla bir taraftan dershanelerle ilgili kararlılıklarının sürdüğünü belirtirken, diğer taraftan da 2004 Milli Güvenlik Kurulu belgesini açıklamanın “vatan hainliği“ olduğunu belirten beyanat vermiştir.

FETÖ silahlı terör örgütüne bağlı olarak 1981 yılında yurt sayısının 81 olduğu tespit edilmiştir. Örgüt yöneticisi, Fethullah Gülen’in ilk başlardan beri devamlı yanında olan Nurettin Veren, okul açma fikrini ısrarla ilk çekirdek kadro nezdinde gündeme getirmiştir. Gülen’in okul kurmaya karşı olmasındaki en küçük neden, okullara konması zorunlu olan Atatürk büstü olduğunu açıkça ifade etmiştir. Nurettin Veren’in bu okul yapılması ısrarındaki gelişme kapsamında, nihayet İzmir Bozyaka semtindeki yurt Yamanlar Koleji haline getirilmiştir.

Örgüt tarafından, okulun milliyetçi muhafazakâr çizgide olması istenmiştir. Bu nedenle dışarıya ve kamuoyuna karşı görüntüsünü de sağlamak amacıyla, başına Milli Eğitim Müdürlüğünden emekli olan Sami Yıldırım getirilmiştir. Bu kişi aynı zamanda ülkede tanınmış bir sanatçı olan Sezen Aksu’nun da babasıdır. 1927 Yılında Rize’nin Pazar ilçesinde doğan Sami Yıldırım, ilk ve ortaokulu Pazar ilçesinde okuyup, daha sonra yatılı kaldığı Erzurum’da bulunan Muallim Mektebi’ni bitirmiştir.

1946 yılında İstanbul Eğitim Enstitüsü’nden mezun olarak öğretmenlikteki ilk görev yeri Trabzon’un Beşikdüzü ilçesidir. Fakat askere gitmek zorunda kalan Yıldırım, askerlik hizmetini tamamladıktan sonra Denizli Sarayköy ilçesinde ortaokul müdürü olarak görevine başlar. Burada eşi Şehriban hanım’la tanışır. Sami Yıldırım, Şehriban Yıldırım ile dünya evine girmiş bu evlilikten 1954 yılında kızları Sezen Aksu dünyaya gelmiştir. 1958 yılında Sami Yıldırım’ın İzmir’e tayini çıkmış ve Üçkuyular’da bulunan İnönü Lisesi’nde iki buçuk yıl görev yapmıştır.

Bu görevin ardından ise İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Yardımcısı olduğu görülmektedir. Sami Yıldırım bu yeni görevinde 12 yıl kalarak bir yıl süre ile de İl Milli Eğitim Müdür Vekilliği yapmıştır. 1979 yılında, emekliye ayrılmıştır. Örgüt içinde, ona “Yaman Dede” demektedirler. FETÖ örgütü için eğitim, “Altın Nesil Projesi” uygulamasının en önemli ayağıydı. Galatasaray lisesi ya da Robert kolej’in karşısına bir model olarak izmir’de Yamanlar Koleji’ni koymuştur. İşte bu kolejin kurucusu ve ilk müdürü Sami Yıldırım olmuştur.

1976 yılında faaliyete geçen 200 öğrenci kapasiteli bu yurt, tam on yıl sonra 1982 yılında Yamanlar Koleji’ne dönüşmüş ve okulun ilk müdürü Sami Yıldırım olmuştur. “ Yaman Dede” 80 yaşındaydı, kendi ifadesiyle “hizmet” çalışmalarına devam ediyordu. Kendisi, ile İzmir’de hem evinde hem de kolej binasında, yapmış olduğum birçok konuşma ve sohbetlerde bana “Bu okullardaki öğrencilerin sayısı ne kadar artarsa ben Türkiye’nin geleceğinin o kadar daha sağlam temeller üzerine oturacağına inanıyorum” diye açıklamalar yapıyordu.

Gülen, Yıldırım’ın yıllar önce öğrencilere yaptığı sabah konuşmalarını okuldaki özel odasından dinliyordu. Yıllar sonra FETÖ okulları pıtrak gibi çoğaldığında Gülen’in misafirlerine okulların sunumunu yapan da yine “Yaman Dede” olmuştur. 2016 yılında eşini kaybeden 91 yaşındaki Yıldırım, 28 temmuz’da sodyum eksikliğine bağlı solunum sıkıntısı şikâyetiyle Çiğli ilçesinde bulunan Özel Kent Sağlık Grubu Hastanesinin yoğun bakım servisinde tedavi altına alınmış ancak tüm çabalara rağmen, 23 Ağustos 2019 günü akciğer enfeksiyonu ve çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetmiştir.

Tayfun Gözüm

Diğer Yazarlar