Cuma, Mayıs 16, 2025

İnşaat sektöründe döngüsel ekonominin önemi artıyor

Dünya çapında artan ekonomik dalgalanmalar, küresel iklim değişikliği, doğal afetler, kaynakların azalması gibi sebepler, çağımızda döngüsel ekonomi yaklaşımını çok daha kritik hale getiriyor.  Özellikle küresel nihai enerji tüketiminin yüzde 36’sına sahip olan inşaat dünyası adına bu yaklaşımın benimsenmesi gelecek açısından büyük önem taşıyor. Doğal kaynakların korunmasına, enerji tüketiminin düşürülmesine ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerin azaltılmasına ciddi katkı sağlayan döngüsel ekonomi yaklaşımı, üretim masraflarını da düşürüyor. Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, sektörün rekabetçiliğini sürdürmesi ve kıt kaynakların verimli tüketilmesi adına döngüsel ekonomi yaklaşımının zorunluluk olduğunu vurguladı. Küçükoğlu, yeniden kullanım, geri dönüşüm ve sürdürülebilir tasarım gibi yenilikçi uygulamalarla, atıkların azaltılacağını ve kaynakların korunacağını belirtti.


“AB karbon vergisi ödeme zorunluluğu getiriyor”

Döngüsel ekonomi yaklaşımının, rekabet gücüne de etki ettiğini belirten Küçükoğlu, “Sektörün en büyük ihracat pazarlarının başında Avrupa Birliği ülkeleri geliyor. AB’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ise karbon ayak izi belirlenen sınır değerlerin üzerinde olan firmalara karbon vergisi ödeme zorunluluğu getiriyor. Öte yandan, AB Yapı Malzemeleri Yönetmeliği’nde de karbon aya izini azaltma yönünde döngüsel ekonomi prensiplerini destekleyecek hükümler yer alıyor. Dijital Ürün Pasaportları, eko-tasarım, sürdürülebilir üretim ve döngüsel ekonomiyle ilgili yeni düzenlemeler, yönetmeliğe eklenerek daha kapsamlı hale getiriliyor. Bu düzenlemeler, ürünlerin yaşam döngüsü boyunca daha şeffaf, izlenebilir ve çevre dostu olmasını amaçlıyor. Dijital Ürün Pasaportları sayesinde malzemelerin kaynağı, üretim süreçleri, geri dönüşüm potansiyeli ve çevresel etkileri hakkında detaylı bilgiler sunulacak. Eko-tasarım kriterleri ise ürünlerin daha dayanıklı, tamir edilebilir ve geri dönüştürülebilir olmasını teşvik edecek. Bu değişiklikler, yeşil dönüşüm ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda atılmış önemli adımlardan biri olarak değerlendiriliyor. Dolayısıyla bu dönüşüm sektörümüzü doğrudan etkileyecek. Karbon yoğun bir sektör olan inşaat malzemesi sektöründe sadece yenilenebilir enerji kullanarak karbon ayak izini düşürmenin yeterli olmayacağı gerçeğinden hareketle Türkiye İMSAD olarak, sektörde döngüsel ekonomi uygulamalarının artmasına öncülük ederek, bu konudaki AB projelerinde yer alarak, sektörün geleceğine ışık tutmayı amaçlıyoruz” dedi. 


“Geri dönüşüme öncelik verilmeli”

Döngüsel ekonomi yaklaşımının temel prensiplerine dikkat çeken Küçükoğlu, “Malzemelerin daha uzun süre kullanılması, israfın en aza indirilmesi ve kaynakların en verimli şekilde kullanılması gerekiyor. Döngüsel ekonominin sektörümüzde uygulanabilecek birkaç temel ilkelerine değinecek olursak; atıkların doğal çevre lehine değerlendirilmesi için geliştirilen yöntemlerden biri olan ve doğal kaynak ihtiyacının ve yapı maliyetinin azalmasına katkı sunan yapıbozum odaklı tasarımla binalar, ömürlerini tamamladıklarında sökülerek yeniden kullanılabilir hale getirilebilir. Diğer taraftan kaynak verimliliğini sağlamak için sürdürülebilir malzemeler tercih edilmeli, ‘azalt, yeniden kullan ve geri dönüştür’ prensibiyle tüketim azaltılmalı ve geri dönüşüme öncelik verilmelidir. Ayrıca karbon ayak izinin düşürülmesi adına güneş ve rüzgâr enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımlar artırılmalıdır” diye konuştu.


“Endüstriyel simbiyoz için Ar-Ge faaliyetleri önem taşıyor’’

Endüstriyel simbiyozun döngüsel ekonomi sürecinde önemli rol oynadığını vurgulayan Küçükoğlu, “Bir firmanın atığının başka bir üretici için girdi olarak kullanılması, döngüsel ekonomi prensiplerine uygun çalışılmasını sağlıyor. Ancak bu süreç, kimyasal analizler ve Ar-Ge çalışmaları gerektiriyor. Örneğin, bir firmanın plastik atığını çimento üreticisinin yakıt olarak kullanması, ya da başka bir üreticinin kâğıt atığını dolgu malzemesi olarak kullanması kolay olmuyor. Bu nedenle, Ar-Ge faaliyetleri döngüsel ekonominin uygulanabilirliği açısından büyük önem taşıyor. Üretimde sıfırdan satın alıp kullanmak yerine herhangi bir atığın kullanılması daha az kaynak tüketilmesini dolayısıyla döngüsel ekonomi prensiplerine uygun çalışılmasını ve karbon ayak izinin azaltılmasını sağlıyor. Dolayısıyla inşaat malzemesi üreticilerinin Ar-Ge faaliyetlerini ve Ar-Ge stratejilerini bu doğrultuda gözden geçirmeleri büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.


“Doğru stratejilerin uygulanması gerekiyor”

Döngüsel ekonomiye geçiş sürecinde karşılaşılan zorluklara da değinen Küçükoğlu, şunları söyledi: “Bu dönüşüm sürecinde en büyük engeller, sektördeki geleneksel anlayış ve farkındalığın eksikliğinden kaynaklanıyor. Bununla birlikte, döngüsel ekonomi modelinin getireceği çevresel ve ekonomik faydalar ise sektörümüzü daha sürdürülebilir bir geleceğe taşımamız yolunda güçlü bir motivasyon kaynağı oluşturuyor. Sonuç olarak, döngüsel ekonomi yaklaşımının başarılı olabilmesi için, tüm paydaşlarımızın bu konuya duyarlı hale gelmesi ve doğru stratejilerin uygulanması gerekiyor.”

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM