Salı, Ekim 7, 2025

Yatırımcının odağı: Savunma sanayii

Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD), yatırım ve finans dünyasını dördüncü kez İzmir’de buluşturdu. ESİAD 4. Yatırım Zirvesi, bu yıl ‘Savunma ve Havacılık Sanayii’ temasıyla İzmir’de düzenlendi. Zirvede, savunma sanayi sektörü, Türkiye’nin yatırım gündemi ve İzmir’in bu alandaki potansiyeli masaya yatırıldı. Savunma sanayisinin yatırım alanında büyük potansiyele sahip olduğu belirtilen zirvede, savunma yatırımlarının sürdürülebilirliğinin de önemine dikkat çekildi. Zirvede ayrıca Türkiye’nin vizyonunun yerli ve milli bir savunma sanayii olduğu ifade edildi.


“İzmir güçlü merkezlerden biri”

Zirvenin açılışında konuşan ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, İzmir’in sanayi ve lojistik alanında güçlü merkezlerden biri olduğunu belirterek, “Organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler, üniversiteler ve teknoparklar, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi, Ar-Ge kapasitesi, yetişmiş insan kaynağı ile savunma ve havacılık eko-sisteminde güçlü bir potansiyele sahip. Bu konu, yalnızca büyük şirketlerin değil aynı zamanda KOBİ’lerin, start-up’ların ve yan sanayiinin de değer zincirine katılabildiği bir alan açıyor. Öte yandan savunma yatırımlarının sürdürülebilirliği, farklı coğrafyalardaki kümelenmelerden geçiyor.  Dolayısıyla, bu temayla hem küresel gelişmeleri iş dünyasının gündemine taşımak, hem de bölgemizin bu alanda nasıl daha güçlü bir oyuncu olabileceğini göstermek istiyoruz” diye konuştu.


“Firma ölçeklerinin büyütülmesi şart”

Zirvenin ana omurgasını birleşme ve satın almalar, sermaye piyasası işlemleri, halka arz ve alternatif finansman imkanlarının oluşturduğunu belirten Zorlu, “Birleşme ve satın almalar 2024’te hem Türkiye’de hem dünyada aynı eğilimi gösterdi. İşlem adedi azalırken işlem hacminde kayda değer bir artış oldu. Ülkemizde toplam işlem hacmi 10 milyar doları geçti. Halka arzlarda ise bir azalma meydana geldi. 2024 yılında halka arz hacmi, yüzde 25 azaldı. Halka arz olan şirket sayısı 34 oldu. Pek çok şirketin halka arz için sırada olması piyasalar için umut verici. Ülkemizdeki ekonomik duruma baktığımızda, enflasyonist bir ortamda, şirketlerin finansmana erişim ve yüksek maliyetlerle mücadelesi sürüyor. Türkiye’ye doğrudan yatırımları çekebilmek, ekonomi, sanayi, rekabet gücü ve gelişmişlik endekslerini istenen seviyelere çıkarabilmek için güven ve öngörülebilirlik kaçınılmaz. Öte yandan küresel rekabet gücünü artırmada yüksek teknolojiye ve katma değerli üretime dayanan bir sanayiye geçilmesi ve firma ölçeklerinin büyütülmesi şart. Türkiye’nin yatırım hikayesi geleceğin stratejik sektörleri üzerinden yazılmalı. Savunma sanayiinden yapay zekaya, yeşil dönüşümden ileri imalat teknolojilerine kadar uzanan bu vizyon, ülkemizin hem bölgesel hem de küresel ölçekte gücünü belirleyecek” dedi.


“Yatırımın dili evrenseldir”

Savunma ve havacılık sanayii sektörünü yalnızca güvenlik meselesi olarak değil; teknoloji, mühendislik ve inovasyon alanı olarak görmek gerektiğini ifade eden ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Bülent Akgerman ise şunları söyledi: “İnternetten, Küresel Konumlama Sistemi GPS’e kadar pek çok yenilik savunma araştırmalarından doğdu. Bu alan güvenliğimizin yanı sıra ekonomik rekabet gücümüz ve yüksek katma değerli üretimimiz için de önemli bir zemin oluşturuyor. Havacılık ise insanlığın gökyüzüne uzanma tutkusunun sembolüdür. Uzay teknolojileri, uydu sistemleri, insansız hava araçları bugün dünyanın hem siyaset hem de ticaret dengelerini yeniden şekillendiriyor. Yatırım yalnızca para değil; bir fikre, bir ülkenin geleceğine duyulan inanç. Sermaye; öngörülebilirliğe, hukukun üstünlüğüne, istikrara değer verir. Türkiye’nin bu alanlarda atacağı her olumlu adım, yatırım ortamımızı güçlendirecek. Daha şeffaf, daha öngörülebilir bir ekonomi yönetimi hepimizin ortak paydası. Çünkü yatırımın dili evrenseldir.”

Milli ve yerli savunma sanayi vizyonu

Savunma Sanayii Başkanlığı Sanayileşme Daire Başkanı Murat Çizgel de konuşmasında, “Türkiye’de savunma sanayisi 50 yıllık bir süreç ama bunun özellikle son 20 yılı çok farklı bir şekilde resmen tırmanarak şaha kalktı. Savunma sanayisi son 20 yılda Türkiye’nin en önemli değerlerinden bir tanesi oldu. Bu değerde bütün dünya tarafından izleniyor ve görülüyor. Bunun temel sebebi aslında en önemli vizyon. Yerli ve milli bir savunma sanayimiz olacak. Bu olmazsa olmazımız. Bizim başkasının sanayisi eliyle savunma sanayimizi güçlendirmemiz veya savunmamızı kuvvetlendirmemizin mümkünatı olmadığı 1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekatıyla tespit edildi.  O aşamadan sonra bir devlet politikası haline geldi. Savunma sanayi milli ve yerli olacak” dedi. Tam bağımsız savunma sanayi vizyonu konusunda emin adımlarla ilerlediklerini belirten Çizgel, yerli, milli ve bağımsız bir savunma sanayisi için sürdürülebilirlik kavramının da önemini vurguladı.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM