TTI İzmir-19. Uluslararası Turizm Ticaret Fuarı ve Kongresi kapsamında düzenlenen oturumda, dünya turizminin yönü ve Türkiye’nin konumu ele alındı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, İzmir Fuarcılık Hizmetleri Kültür ve Sanat İşleri (İZFAŞ) ve Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) iş birliğiyle Fuar İzmir’de düzenlenen TTI İzmir-19. Uluslararası Turizm Ticaret Fuarı ve Kongresi, TTI Stage’de düzenlenen söyleşilerle sektör profesyonellerine yönelik programlara devam etti. İkinci gün oturumları, uluslararası destinasyonların tanıtımları ve bölgesel kalkınma modellerinin ele alındığı içeriklerle sürdü. “Dünya Turizmi Nereye Gidiyor?” oturumunda, küresel turizm trendleri ele alındı. Ege Turistik İşletmeciler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı ve Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Mehmet İşler’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen oturumda, turizmin geleceğini şekillendiren yeni eğilimlere ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu.
Yeni vizyon vurgusu
Oturumun açılışında konuşan Ege Turistik İşletmeciler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı ve Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, dünya turizminin yönü, Türkiye turizmi içinde bölgelerin mevcut durumu, hangi turizm çeşitlerine ağırlık verilmesi gerektiği hakkında bilgiler verirken eksiklikler ve rekabet ortamına ilişkin başlıkların sektör için kritik önemde olduğunu vurguladı.
Misafirperverlik kültürüne dikkat çekildi
Antalya Büyükşehir Belediyesi Danışmanı Osman Ayık, 40 yıllık sektör deneyimine dikkat çekerek, turizmin Türkiye için son derece güçlü bir ekonomik ve toplumsal dinamik taşıdığını ifade etti. Turizmi “değişen, değiştiren ve dönüştüren” olarak üç “d” ile tanımlayan Ayık, “Dünya ile birlikte turizm de hızla dönüşüyor. Türkiye’nin elindeki turizm ürünlerini yeniden envanter çalışmasıyla değerlendirmesi gerekiyor. Yeni dönemde müşteri beklentileri ve değişen talepler doğrultusunda turizm ürünlerimizi yeniden konumlandırmalıyız. Sivil toplum kuruluşlarına bu süreçte önemli sorumluluk düşüyor. Türkiye’nin misafirperverlik kültürünü ve bugüne kadar yeterince görünür olmayan niş değerlerini öne çıkararak sektöre yeni bir vizyon kazandırmamız gerekiyor” dedi.

80 milyon dolar gelir hedefi
40 yılı aşkın süredir kültür turizmi alanında çalıştığını ifade eden Faruk Pekin ise “Türkiye turizmi, iki ana eksen üzerinde şekillenmiş durumda. Bunlar; kültür turizmi ile deniz-kum-güneş turizmi. Türkiye’de başlangıçta kültür turizmi ön plandaydı, ancak zamanla ağırlık sahil turizmine kaydı” dedi. Türk turizmi için kalıcı ve sürdürülebilir çözümün kültür turizminde olduğunu belirten Pekin, “Türkiye’nin turizmdeki en büyük rekabet avantajı, kültürel mirası” dedi. Göbeklitepe, Karahantepe ve Çatalhöyük gibi eşsiz değerlerin dünya ölçeğinde büyük bir potansiyel taşıdığını ifade eden Pekin, Türkiye’nin hedefinin 10 milyon nitelikli turistten, 80 milyar dolar gelir elde etmek olması gerektiğini söyledi.
Hukuki altyapıya değinildi
TÜRSAB Hukuk Başdanışmanı İlker Ünsever, merkezinde insan olan turizm sektörünün, dijital dünyanın etkisiyle büyük bir dönüşüm yaşadığını ifade etti. Ünsever, “Turizmin temelinde; deneyim, his, öğrenme ve keşif var. Turizmin özü, insan ilişkileri. Sanal teknolojilerle turizm ikame edilemez” diye konuştu. Ünsever, hukuki altyapısı olmayan dijital yapılarda sağlıklı bir gelişimden söz edilemeyeceğini de belirterek, sektörün merkezine mutlaka insanı alan bir düzenin yerleşmesi gerektiğini dile getirdi.
