Pazartesi, Aralık 8, 2025

EY’den şirketlere stratejik risk yaklaşımlarını dönüştürme vurgusu

EY Küresel Risk Dönüşümü Araştırması’na göre, risk yönetimi uygulamalarının dönüşümüyle şirketler daha dayanıklı ve başarılı hale geliyor

Uluslararası danışmanlık, denetim, güvence, strateji, kurumsal finansman ve vergi hizmetleri şirketi Ernst & Young (EY); değişen risk ortamını ve işletmelerin bu yeni düzene nasıl uyum sağlayacaklarını ortaya koymak amacıyla EY Küresel Risk Dönüşümü Araştırması’nı yayımladı. Küresel çapta bin 200 risk profesyoneliyle birlikte gerçekleştirilen araştırma, dönüşen iş dünyasında şirketlerin risk yönetimi yaklaşımlarını yeniden şekillendirmenin önemini vurguluyor. Araştırmada; risk yönetimi uygulamalarının dönüşümüyle şirketlerin hem daha dayanıklı hale geldiği hem de daha başarılı sonuçlar elde edebildiği ifade ediliyor.


Şirketler uyum odaklı yaklaşım ön planda

Araştırmaya göre; küresel çapta birçok şirket halen risk yönetimine stratejik bakış açısından ziyade uyum odaklı bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Ancak “gelenekselci” risk yaklaşımını benimseyenlerin aksine, araştırmada “risk stratejistleri” olarak isimlendirilen uzmanlar risk fonksiyonunu yalnızca işletmenin stratejisiyle uyumlu hale getirmekle kalmıyor; aynı zamanda stratejik kararları risk içgörüleriyle besleyerek işlerinin büyümesini de destekliyor. Bu yaklaşım sayesinde ayrıca risk kavramı, iş süreçlerine daha iyi entegre edilerek hızla değişen risk ortamında başarı için gerekli yatırımlar doğru zamanda yapılabiliyor.


Değişen risk iklimi, işletmelerin risk yönetimi yaklaşımını dönüştürüyor

Araştırmaya göre risk stratejistleri, geleneksel risk yönetimini uygulamaya devam eden şirketlere kıyasla risk ikliminin artık daha hızlı değişen ve birbirine bağlı hale geldiğini yalnızca fark etmekle kalmıyor; aynı zamanda değişimlere yanıt verecek kontrol mekanizmalarını da daha etkin biçimde uyguluyor. Araştırmaya göre risk stratejistlerinin yüzde 58’i, pandemi sonrası risk ortamında yaklaşımını orta düzeyde ya da tamamen dönüştürdüğünü belirtiyor. Bu grubun yüzde 20’si yaklaşımını tamamen dönüştürmüşken, geleneksel yaklaşıma sahip olanların dönüşüm oranının ise yalnızca yüzde 7 olduğu görülüyor.


Risk konusuna stratejik yaklaşan şirketler daha iyi performans gösteriyor

Değişken risk ortamı, iş sonuçları üzerinde önemli etkiler oluşturuyor. EY’ın jeostrateji alanında gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre; şirketlerin yarısından çoğu siyasi risklerin satış ve gelirleri olumsuz etkilediğini belirtirken, jeopolitik risklerin de planlanan yatırım veya elden çıkarma kararlarını ertelemelerine ya da iptal etmelerine sebep olduğunu ifade ediyor. 

Araştırmaya göre, risk konusuna stratejik yaklaşan şirketler ise daha dirençli hale gelerek etkili sonuçlar elde ediyor. Bu şirketler, kritik metriklerde beklenmedik risklerin etkisinin azaltılması, risk sahipliği ve kültürü, olayları tanıma ve müdahale süresi gibi konularda geleneksel yaklaşıma sahip şirketlerden çok daha iyi performans gösteriyor.  Bununla birlikte, geleneksel yaklaşıma sahip şirketlerin, risk yönetimini daha çok bir maliyet merkezi ve uyum aracı olarak gördüğü anlaşılıyor.


“Tamamen değişen bir risk ortamı ile karşı karşıyayız”

Konuya dair açıklamalarda bulunan EY Türkiye Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı ve Risk Danışmanlığı Lideri Emre Beşli, “Artık tamamen değişen bir risk ortamı ile karşı karşıyayız. Günümüzde risk faktörleri giderek birbiriyle daha bağlantılı hale gelirken, bu faktörlerin doğrusal olmayan yapıları ve yüksek ivme ve değişkenlikleri de risk yönetiminde farklı bakış açılarına duyulan ihtiyacı artırıyor. EY Küresel Risk Dönüşümü Araştırması, bu dönüşüm ihtiyacını “risk stratejisti” personası ile anlatmaya çalışan özgün bir çalışma. Risk stratejistleri hem risk yönetimine stratejik bir bakış açısıyla yaklaşırken, hem de simülasyon, senaryo planlama, stres testleri, ufuk taraması ve davranışsal ekonomi gibi görece daha az uygulanan tekniklerden yararlanıyorlar. Öte yandan, teknoloji ve yapay zekâyı da tüm risk çalışmalarının merkezine konumlandırıyorlar. Elbette tüm bunlar kurum içerisinde yeni bir risk vizyonu ve yol haritası, kültürel farkındalık ve ayrıca bir teknoloji ve veri dönüşümü gerektiriyor” dedi.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM