Cumartesi, Kasım 23, 2024

Baran: “Çek vadesi geldiğinde ödenir” Hükmü Türk Ticaret Kanunu’na girmeli”

Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, konkordato veya iflas sebebiyle ödenmeyen çeklerle ilgili düzenleme yapılırken alacaklıların da başkaları için borçlu hale getirilmemesi uyarısında bulundu. Baran, “Çek sorununa çözüm üretilirken borçlu kadar alacaklı da dikkate alınsın” dedi. 

ATO Başkanı Gürsel Baran, yazılı olarak yaptığı açıklamada, son dönemde konkordato ve iflas sebebiyle ödenemeyen çeklerle ilgili düzenleme yapılacağı ve ibraz yasağının uzatacağına ilişkin haberlerin basın-yayın organlarında yer aldığını belirterek, çekle ilgili düzenlemelerde çözüm üretilirken borçlu kadar alacaklının da dikkate alınmasını istedi. 

“Net bir çözüm üretilmeli”

Baran, basında yer alan bir diğer haberde de TBMM gündemine gelecek torba yasa içerisinde, Kovid-19 salgını nedeniyle ticari hayatta yaşanan olumsuzluklar nedeniyle hayata geçirilen ve ilk düzenlemede 31 Aralık 2021 olan, daha sonra olumsuz koşulların devamı gerekçesiyle 31 Aralık 2023’e ertelenen “Çekte İbraz Yasağı” süresinin yine uzatılacağı bilgisinin verildiğini kaydetti. Çekte ibraz yasağında süre uzatılmasının konunun çözümü için yeterli olmadığına dikkat çeken Baran, “Tüm dünyada kullanılan ve anında nakde dönüştürülebilen bu evrakı, ülkemizde iş dünyası vadeli olarak kullanmayı icat ederek zamana yayılmış bir finansman kaynağı olarak kullanıyor. Ancak, ticaretin ‘insani hukukuna’ uygun davranmayanlar Türk Ticaret Kanunu’nun “Çek görüldüğünde ödenir”, “Düzenleme günü olarak gösterilen günden önce ödenmek için ibraz olunan çek, ibraz günü ödenir” hükümlerine dayanarak, ileri tarihli yazılan çeki, öncesinde tahsil etmeye çalışabiliyor. Çeke itibarını kazandırmak, finansman aracı olarak kullanımının devamını sağlamak ve ticari hayattaki işlevini pekiştirmek için geçici düzenlemelerle soruna çözüm olmak yerine “Çek vade geldiğinde ödenir” hükmünü Türk Ticaret Kanunu’na koyarak net bir çözüm üretilebilir” diye konuştu. 

“Zincirdeki halkadan birinin kırılması bütünlüğü bozuyor”

Ticari hayatın kendine özgü kuralları ve tarafları olduğuna dikkat çeken Baran, konuyla ilgili yaklaşımın çek borçlusunu korumak şeklinde geliştiğini ve alacaklının hukukunun korunmadığını kaydetti. Çek borçlusunun borcunu ödemesi için hapisten çıkarıldığını, taksitle ödeme imkanı getirildiğini hatırlatan Baran, “Peki bu sürede alacaklı ne yapsın? O da mı borcunu ödemesin” dedi. Baran, “Ticaret mal ya da hizmetin üretiminden tüketimine kadar geçen sürede başka nesnelerle değiştirilmesi yani alışı ve satışı anlamında kullanılıyor. İşletmelerin ticari ilişki kurması bir zincirin halkalarını oluşturuyor. Zincirdeki halkadan birinin kırılması bütünlüğü bozuyor. Ödenmeyen çek, senet, teslim edilmeyen mal veya hizmet ticaret zincirini bozarken, buradan oluşacak tüm değerleri de etkiliyor. Karşılıksız çek veya ödenemeyen çek konusunda, çekini ödeyemeyenin mağduriyetini konuşuyoruz. Oysa ticaret bir bütün. Aynı olayda çekini ödeyemeyen kadar tahsil edemeyen de mağdur. Hatta  daha da mağdur. Çekini ödemeyeni, ödeyebilir hale getirmek için ibraz yasağı, hapisten çıkarma, taksitle ödeme gibi düzenlemeler yapıyoruz ama aynı sayıda çekini tahsil edemeyeni de mağdur ediyoruz. Tahsilat yapamayan kişinin, ticareti birbirine bağlayan zincirin kopması sonucu başkalarına borcunu ödeyemeyecek hale gelebileceği dikkate alınmıyor. Konunun bir tarafı düşünülürken, borçluyu korumaya yönelik düzenlemeler hayata geçirilirken, alacaklı taraf adına kararlar veriliyor” açıklamasında bulundu. 

Öte yandan Baran, çek alacaklılarının başkaları için borçlu hale gelmemesi, ticari dengelerinin bozulmaması için düzenleme yapılırken, onların alacaklarını tahsil edebilecekleri bir mekanizmanın kurulmasının şart olduğunu vurguladı. 

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM