Anadolu topraklarındaki ilk futbol kulübünü İzmir Bornova’da kuran Levantenler, Cumhuriyet’in ilanına kadar kentteki futbol kültürüne katkı sundu. 1923’ten sonra amatör takımlar kurarak futbol kültürlerini devam ettiren Levantenler, nüfuslarının azalması nedeniyle faaliyetlerini sonlandırmak zorunda kaldı.
SEZA NUR ALPDÜNDAR
Ticaret yapmak maksadıyla Avrupa’dan İzmir’e göç eden İngiliz, Fransız ve İtalyan kökenli Levantenler, 19. yüzyılda kentteki spor faaliyetlerinin gelişmesinde etkin rol oynadı. Bornova’da ikamet eden Giraud ve Whittal aileleri, 1874 yılında Bournabat Football Club’ı kurarak futbolun tüm ülkeye yayılmasına öncülük etti. 1900’lü yılların başında Levantenler tarafından kurulan futbol takımları, Cumhuriyet’in ilanına kadar kentteki futbol kültürüne katkı sundu. Levanten takımları, 1923’ten sonra nüfuslarının azalması ve milliyetçi baskılar sonucunda yok olma noktasına geldi. Cumhuriyet döneminde Levantenleri sadece Garibaldi Kulübü temsil etti. 1935’li yıllara kadar varlığını sürdüren Garibaldi Kulübü’nden sonra kurulan hiçbir Levanten takımı profesyonelleşemedi. Levanten takımlarının son temsili Azzurri de kentteki Levanten nüfusunun azalması ve takıma gençlerin katılmaması nedeniyle 2016 yılında faaliyetini durdurdu. İzmir’deki Levanten nüfusunun futbol kulübü kuramayacak kadar azaldığını ve yaşlandığını dile getiren İzmir Levantenler Derneği Başkanı Giuliano Gloghini, “Bugün kentte 15 yaşında olan Levanten gençlerin sayısı bir futbol takımı yapmaz” dedi.
Whittal ve Giraud aileleri futbola öncülük etti
İngiltere’de ortaya çıkan modern futbolu, yaşadığımız topraklara İngiliz Levantenlerinin taşıdığını dile getiren Gloghini, “İzmir Bornova’da yaşayan İngiliz kökenli Whittal ve Giraud aileleri futbola öncülük etti. Bu iki aile 1800’lü yılların sonunda İzmir’deki ilk kulüp olan Bournabat Football Club’ı (Bornova Futbol Kulübü) kurdu. Bütün takım neredeyse Whittal ve Giraud aile üyelerinden oluşuyordu. O açıdan futbol ilk defa Bornova’da oynandı” sözlerine yer verdi.
İngiliz Levantenler tarafından Bornova Futbol Kulübü’nü kurduktan sonra İtalyan Levantenlerin de futbol takımı kurduğunu aktaran Gloghini, “İtalyanlar da 1910 yılında Alsancak’ta Garibaldi Kulübü’nü kurdu. Garibaldi Kulübü ilk başta sadece İtalyan Levantenlerinden oluşurken, ileriki süreçte kadro daha karışık hale geldi. İngiliz Levantenlerinin kurduğu Bornova Futbol Kulübü aile kulübü olduğu için bir süre sonra faaliyetleri sona erdi. Garibaldi Kulübü ise tescilli bir İzmir futbol kulübü olarak varlığını devam ettirdi” diye konuştu.
İzmir’de futbolun lokomotifi: Garibaldi
Garibaldi Kulübü’nün kentteki futbolun lokomotifi olduğunu belirten Gloghini, “Garibaldi, İzmir’deki Levanten futbolunun en önemli kulübüydü” dedi. Garibaldi Kulübü’nün Karşıyaka ve Altay Kulübü’yle birçok maç yaptığını ifade eden Gloghini, “Takım, Karşıyaka ve Altay haricinde Trablusgarp ve Sakarya takımlarıyla da mücadele etti. Garibaldi Kulübü, birçok Türk kulübüyle dişe diş maç yaptı, bazen kazandı bazen de kaybetti. Atatürk Voleybol Spor Salonu Kompleksi’nin bulunduğu tarlayı o dönem futbol sahasına çeviren Garibaldi, alanı maçlarını oynadığı sahaya dönüştürdü. O yıllarda Yunanlılara ait Panionios takımının Alsancak civarında, yine Yunan takımı olan Apollon takımının bugünkü Atatürk Lisesi’nin karşısına denk gelen fuarın içinde kalan bir alanda sahaları vardı. Garibaldi, bu sahalarda da mücadelelere katıldı. Takım, Cumhuriyet’in ilanına kadar İzmir’de birçok maça çıktı. 1923’te Cumhuriyet’in kuruluşuyla beraber gelen milliyetçilik akımı ve Levantenlerin ciddi bir kısmının kenti terk etmesiyle Garibaldi takımı kadro ve yapı olarak kan kaybetti” ifadelerinde bulundu.
“Garibaldi, 1935’lere kadar varlığını sürdürdü”
Gloghini, Garibaldi Kulübü’nün Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra ‘Spor Alemi Dergisi’ tarafından gerçekleştirilen futbol turnuvasına katıldığını belirterek, “1925 yılında düzenlenen turnuvaya Göztepe, Altınordu, Karşıyaka, Altay ve Garibaldi takımları katıldı. Turnuvada Garibaldi ve Karşıyaka final maçı oynadı. Garibaldi maçı 1-0 kaybetti. Zaten Garibaldi takımı o dönemde farklı nedenlerden dolayı ciddi anlamda sekteye uğramıştı. Garibaldi oyuncularının bir kısmı, 1924-1925 yıllarında Karşıyaka’da yaşayan İtalyan Levantenleri tarafından kurulan Triangolo Nero (Siyah Üçgen) takımına katılmıştı. O nedenle Garibaldi takımı bahsi geçen turnuvaya da zayıflamış bir şekilde çıktı. Takım kan kayıplarıyla yola devam ederken, 1935’lerde milliyetçilik akımının yayılmasıyla kulübün kapatılması konusunda baskılar oluştu. 1935’lere kadar varlığını sürdüren Garibaldi takımı bir süre sonra faaliyetini sonlandırdı” dedi.
“Altınordu ile Garibaldi arasında bağ var”
Garibaldi Kulübü’nün faaliyeti sona erdikten sonra futbolcularının Altay ve Altınordu takımlarına geçtiklerini dile getiren Gloghini, “Altınordu’nun, ‘Altınordu Ecnebi Takımı’ olarak adlandırılan yabancılarından oluşan bir kadrosu vardı. Takım kısa bir süre ayrı maçlar yapmıştı. Sonraki süreçte Garibaldi sahasının ismi Halk Sahası olarak değişti ve Altınordu maçlarını orada oynadı. Garibaldi Kulübü, sahasını ve futbolcularını Altınordu’ya vermiş oldu. Dolayısıyla Altınordu ile Garibaldi arasında bir bağ var. Garibaldi futbolcularının Altınordu’dan sonra en çok oynadığı kulüp Altay. Edwin Clark, Joe Clark, Niko gibi birçok Levanten futbolcu Altay’da oynadı. Micallef ailesinden de oynayanlar vardı. Mesela Garibaldi Kulübü’nün teknik direktörü olan Dominic bir dönem Altay’ın da teknik direktörlüğünü yapmıştı” diye konuştu.
“Garibaldi’den sonra kurulan kulüpler profesyonelleşmedi”
Garibaldi Kulübü’nün kapanmasından sonra kentte uzun süre Levanten takımı kurulmadığını aktaran Gloghini, “1900 doğumlular 1935’lere kadar Garibaldi Kulübü’nü ileri götürdü. Sonrasında ise bir nesil değişti. O dönemde futbolcuların alt yapıda başlaması, sonrasında üst yapıya geçmesi söz konusu değildi. 1925’li yıllarda doğan Levantenler, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra tekrar futbol oynamaya başladı. O süreçte İzmir’de yeniden Levanten takımları kuruldu. Ancak şunu söylemekte fayda var; Garibaldi’den sonra kurulan hiçbir Levanten kulübü profesyonelleşmedi. Garibaldi bugünkü şartlarda bir profesyonel kulüp gibiyken, diğer takımlar amatörce, Levantenlerin futbol zevkini yaşamaları için kurulmuş kulüplerdi” sözlerine yer verdi.
“Juventus İzmirliler, maçlarında Altay forması giydi”
Levantenlerin Alsancak’ta Scarpone takımını kurduklarını dile getiren Gloghini, “Yine Alsancak tarafında 1945’li yıllarda Juventus İzmir takımı kuruldu. Juventus İzmir Kulübü’nün şöyle bir hikayesi var: Juventus İzmir Kulübü, o dönemde forma temin edemediği için forma ihtiyacını Altay’dan karşılıyordu. Juventus İzmirli oyuncular Altay’ın maçları olmadığı zaman formalarını alıp kendi maçlarını oynuyordu. Daha sonra da formaları kulübe iade ediyordu” ifadelerinde bulundu.
Juventus İzmir’in en önemli başarısının Göztepe ile oynadıkları bir maçta berabere kalması olduğunu belirten Gloghini, “Profesyonel bir kulüp olan Göztepe, Juventus İzmir ile zaman zaman hazırlık maçları yapıyordu. Juventus İzmir’in önemli başarısı Göztepe ile oynadıkları bir maçta berabere kalması. Profesyonel kulübe karşı beraberlik kazanmasının yanı sıra Juventus İzmir, kendi sıkletinde olan takımlara karşı da iyi mücadele veriyordu. Juventus İzmir, 1960’lara kadar faaliyetini sürdürdü” dedi.
Son Levanten takımı: Derthona
1960’lı yıllarda kentte Levanten nüfusunun azalması ve futbolun profesyonelleşmesiyle Levanten takımlarının yok olma noktasına geldiğini dile getiren Gloghini, “Uzun bir aradan sonra 1987 yılında amatör olarak kadronun tamamının Levantenlerden oluştuğu Derthona takımı kuruldu. Takımın renkleri kırmızı-siyahtı. Takım içerisinde Göztepeli ve Altaylı Levanten futbolcular vardı. O nedenle Göztepe’nin kırmızısı, Altay’ın siyahı takımın renklerini oluşturdu. Derthona, Ege Bölgesel Lig’deki birçok takımla hazırlık maçları yaptı. Maçlarını Atatürk Lisesi’nin bahçesindeki bir futbol sahasında yapan takım birçok turnuvaya katıldı. Kadrosunun tamamı Levantenlerden oluştuğu için Derthona, son Levanten futbol takımı olma özelliğine sahip. Takım, 1994 yılına kadar amatör olarak varlığını sürdürdü. 1994’den sonra bir süre daha devam etti ama son yıllarında kadrosunun tamamının Levanten oyunculardan olma özelliğini yitirmişti” diye konuştu.
Genç Levantenler katılmayınca Azzurri faaliyetini durdurdu
İtalyan Levantenleri’nin 1994 yılında, dönemin İzmir İtalya Konsolosluğu’nun öncülüğünde Azzurri isimli bir futbol takımı kurduğunu belirten Gloghini, “Azzurri takımına özellikle Derthona’da oynayan İtalyan kökenli Levantenler geçiş yaptı. Azzurri’nin anlamı gök mavisi. Gök mavisi de İtalyan milli takımının lakabı. Benim de içinde bulunduğum İtalyan Levantenleri olarak Azzurri’de varlığımızı sürdürdük. Azzurri takımı, Levanten nüfusunun az olmasından dolayı sonraki yıllarda Türk oyuncularla karma oldu. Hatta bir dönem sonra kulüpte farklı kökenlerden Levanten, Musevi ve Türklerden oluşan bir kadro vardı. Azzurri takımı 1994’ten 2016 yılına kadar varlığını sürdürdü. Faaliyet gösterdiği 22 sene boyunca bölgesel turnuvalara katıldı. Son yıllarında ise takımdaki futbolcuların yaşlanması dolayısıyla Ege Masterler Ligi’nde oynadı. Azzurri takımının bu süreç içerisinde 3 tane şampiyonluğu var. Azzurri özellikle Levanten nüfusunun azalması ve genç nesillerin katılmaması nedeniyle 2016 yılında faaliyetini durdurmak zorunda kaldı. Bugün kentte 15 yaşında olan Levanten çocuk sayısı bir futbol takımı yapmaz” ifadelerinde bulundu.
“Gönlümüz Levanten takımlarının devam etmesinden yanaydı”
Levantenlerin her dönemde kendi takımlarına sahip çıktıklarını belirten Gloghini, “Garibaldi Kulübü sonrasında kurulan Scarpone, Triangolo Nero (Siyah Üçgen), Derthona, Azzurri gibi kulüplerin hedefi Levanten takımlarını devam ettirmekti. 1987’de Derthona takımı kurulurken ben Altay’ın altyapısında futbol oynuyordum. Ama Derthona takımına sahip çıktık. Yani gönlümüz hep bir Levanten futbolunun ve Levanten takımının devam etmesinden yanaydı” dedi.
Garibaldi Kulübü’nden sonra kurulan takımların profesyonelleşememesinin nedenini paylaşan Gloghini, “Levantenler hali vakti yerinde olan, ticaretle uğraşan insanlar olduğu için futbolu hep hobi olarak gördü. Bu nedenle Levantenlerin takımlarında profesyonellik anlamında sıçrama olmadığını düşünüyorum. Ama Türkiye’nin konjonktürü de çok etkili. Milliyetçilik akımıyla birlikte gelen baskılardan dolayı zaten ecnebi kulüplerinin çok ilerlemesi ve büyümesi mümkün olmadı” ifadelerinde bulundu.
Türk futboluna en büyük katkı Levantenler’den
Levantenlerin futbol tarihine katkılarını değerlendiren Gloghini, “Bugün Türkiye’de futbol oynanıyorsa, Bornova’da İngiliz Levantenlerin kuruduğu ‘Bornova Futbol Club’ sayesinde. Türk futboluna bundan daha büyük bir katkı olamaz. Diğer süreçte de Levantenler özellikle 1950’li yıllara kadar futbolcu anlamında da Türk takımlarına katkı sağladı. Mesela Garibaldi Kulübü kapanırken, o dönemde yeni kurulan Altınordu Futbol Kulübü’nü kalkındırdı” diye konuştu.