Cuma, Eylül 20, 2024

“Üreticiyi üretimden kaçırmayacak politikalar uygulanmalı”

Hayvan varlığında düşüş yaşandığını vurgulayan Kestelli, bu ramazanda en çok et, süt ve süt ürünlerinin fiyatlarının tartışılacağını dile getirdi


İzmir Ticaret Borsası (İTB) Şubat Ayı Olağan Meclis Toplantısı İzmir Ticaret Odası (İZTO) Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer yönetiminde gerçekleşen toplantıda Türkiye hayvan varlığında yaşanan düşüşe dikkat çekildi ve üreticiyi destekleyecek adımlar atılması gerektiğini vurgulandı. Toplantıda konuşan İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, “Tarım sadece fiyat üzerinden ele alınacak, tartışılacak bir sektör değil. Ülkemizin bu alandaki potansiyeli ve coğrafi olarak içinde bulunduğumuz alan tarımı bu ülkenin en stratejik sektörlerinden biri haline getiriyor. Ve tarıma yönelik her politikanın, üreticiyi üretimden kaçırmayacak şekilde ele alınmasını gerektiriyor” dedi.


“Desteklerin yetersiz kalması üreticiyi zor duruma sokuyor”

Tarımsal ürün fiyatlarının en çok gündeme geldiği dönem olan Ramazan ayına yaklaşıldığını belirten Kestelli, “Bu ramazanda en çok et, süt ve süt ürünlerinin fiyatları tartışılacak. Hayvan varlığımızda düşüş yaşanıyor.  Elbette ki bunun ardında pek çok neden var. Hammaddesi açısından ithalat yapmak zorunda olduğumuz yem fiyatlarının yüksekliği. Çiğ süt fiyatının üretim maliyetinin altında kalması. İneklerin kesime gitmesi. Çoban ve çalışacak işçi bulunamaması. Mera alanların azalması. Desteklerin yetersiz kalması. Bu nedenleri çoğaltmak; listeyi uzatmak mümkün” dedi. ‘Ülkenin içinde bulunduğu açmazı aktarmak için’ çiğ sütte gelinen durumu paylaşan Kestelli, “Bugün, var olan iki farklı hesaplama modeline göre çiğ sütün maliyeti litre başına 15,8 TL ile 16,8 TL arasında değişiyor. Ulusal Süt Konseyi’nin halen yürürlükte olan çiğ süt referans fiyatı ise litre başına sadece 13,5 TL. Bu şartlar altında hangi üretici üretime devam etme cesaretini gösterebilir” diye konuştu.


“Tarımda istihdam düşme eğiliminde”

Tarımın küresel ekonomiye katkısının, hizmetler ve sanayi sektörlerine kıyasla çok daha küçük olduğunu vurgulayan Kestelli, “Gelişmekte olan ülkelerde durum daha farklı olsa da tarım, Avrupa Birliği’nde gayri safi yurt içi hasılanın yüzde 2’sinden azını oluşturuyor. İş gücünün yaklaşık yüzde 3’ü tarımda istihdam ediliyor. Üstelik, bu da sürekli azalan bir eğilimde. Ekonomideki payı gerilese de tarım, gıda arzıyla ilgili endişelerin olduğu ve fiyatların vatandaşlar için temel sorunlardan birisi olmaya devam ettiği bir dönemde her zamankinden daha fazla gündemde yer alıyor” dedi.

Bir süredir Avrupa’nın hemen her ülkesinde yaşanan çiftçi protestolarının basına da yansıdığını belirten Kestelli, “Ortak Tarım Politikası kapsamında 2023-2027 dönemi AB bütçesinin yaklaşık üçte biri olan 270 milyar euro tutarındaki devasa tarım fonunun ayrıldığı Avrupalı çiftçilerin şikayetleri temelde benzeşiyor. Vergisel teşviklerde planlanan azaltımlar, Rusya-Ukrayna Savaşı sonucunda ortaya çıkan yüksek enerji, yakıt ve gübre maliyetleri, Ukrayna’dan gelen ucuz tahıl ürünlerinin neden olduğu fiyat baskısı ve Yeşil Mutabakat kapsamında gübre ve pestisit kullanımına ilişkin katı kuralların verimliliği azaltacağı ve üretimi zorlaştıracağı beklentisi eleştiri ve eylemlerin temel nedenleri arasında” sözlerine yer verdi.


“Üreticiler, tarım ürünleri için alım garantisini içeren bir yasa talep ediyor”

Maliyetler artarken tarım ürünleri fiyatlarındaki gerilemenin neden olduğu gelir kaybının da üreticilerin önemli eleştirilerinden birisi olduğunu vurgulayan Kestelli, “Veriler de bunu ortaya koyuyor. FAO gıda fiyatları endeksi tarihi zirvesine ulaştığı 2022 yılı mart ayından bu yana nominal olarak yüzde 26, reel olarak yüzde 29 geriledi. Üretici protestoları AB ile de sınırlı kalmadı. Dünyanın en kalabalık aynı zamanda ikinci en büyük tarımsal üretimine sahip Hindistan’da da benzer bir durum yaşanıyor. Üreticiler tüm tarım ürünleri için asgari destek fiyatlarını garanti eden ve alım garantisini içeren bir yasa talep ediyor. Özetle üreticiler zaten zor ve zahmetli bir iş olan tarımda üretime devam edebilmek için pozitif ayırımcılık talep ediyor” diye konuştu.


“Tarımdaki üretim potansiyelimiz yüksek”

Kestelli, “Gıda arzının artması ve sürdürülebilir tarımsal üretim için üreticilerin gelirlerinin artması, kısacası reel anlamda tarımdan para kazanmaları gerekiyor. Üretici gelirlerinin artırmanın ise sadece dört yöntemi bulunuyor. Bunlar maliyetlerin düşürülmesi, verimlilik artışı, desteklemeler ve fiyatların reel olarak artması. Konjonktürel ekonomik sorunlar yaşasak da tarımdaki üretim potansiyelimiz yüksek. Üretimi daha verimli, uygulanan üretim tekniklerini daha modern hale getirebilirsek bu sıkıntılı sürecin kazanan tarafında yer alabiliriz. Borsa olarak bizler de tüm çalışmalarımızı bu doğrultuda sürdürüyoruz” dedi.


Tuncer: Hayvan varlığı 4,3 milyon baş azaldı

İTB Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer de Türkiye İstatistik Kurumu 2023 yılı hayvansal üretim istatistiklerine göre; 2022 yılına göre 2023 yılında büyükbaş hayvan sayısının yüzde 2,6 azalarak 16,5 milyon başa, küçükbaş hayvan sayısı ise yüzde 6,9 azalarak 52 milyon başa düştüğünü, hayvan varlığının 1 yılda 4,3 milyon baş azaldığını söyledi. Gelişmiş ülkelerin çoğunda hayvancılığın tarımsal üretim içerisindeki payının yüzde 50’nin üzerinde olduğunu kaydeden Tuncer, “Ülkemizde bu oran yüzde 40 dolaylarında” dedi.

Tuncer, Türkiye’de et fiyatının ortalama tüketici gelirine göre yüksek olması sebebiyle et tüketiminin yetersiz olduğunu belirtti. Bu sorunları çözmek için uzun vadeli politikalar geliştirmek gerektiğini vurgulayan Tuncer, “Her şeyden önce maliyet enflasyonun önüne geçmeli, hayvan refahını arttırmalı, küçük ve orta ölçekli aile işletmelerinin sürdürülebilirliğini sağlamalı ve yöreye uygun ırklar geliştirmeliyiz” dedi.

KAYNAKİTB
İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM