Cumartesi, Kasım 23, 2024

Tehdit ve Önlem 

Davos Toplantıları arefesinde tartışmalara bir methal  amacı ile hazırlanan Küresel Risk Raporu’nun bu yılki içeriğinde yer alanlar “gelecek on yılda hızlı teknolojik değişim, ekonomik belirsizlik, ısınan gezegen ve artan çalışma ortamında karşılaşılabilecek en şiddetli riskler” olarak yer aldı.

Önümüzdeki beş yıla yönelik olarak küresel ekonomik sistemin aktörlerinin köşe başları için ana önceliklerin neler olduğuna bakılırsa, uluslar arası ekonomik teşkilatların ve dünyanın önde gelen düşünce kuruluşlarının raporlarına yansıyan beş temel başlık öne çıkıyor; verimlilik ve iş dinamikleri, yeşil dönüşüm, yapay zeka ve dijital dönüşüm, küresel tedarik zincirleri ve yeni nesil sanayi politikaları.

Küresel ekonomik sistemin içinden geçtiği jeopolitik ve jeo ekonomik zorluklar dikkate alındıkta, dünyanın önde gelen ekonomileri için verimlilik ve iş dinamiklerinin yeniden yapılandırılması kritik önemde. Ayrıca 2024 yılında üç milyar kişi sandık başına giderken, yanlış ve maksatlı olarak yapılan  dezenformasyon etkilerinin seçilen hükümetlerin meşruiyetini zedeleyeceği, şiddetli gösterilere yol açabileceği unutulmamalı. 

Yanısıra ekonomik fırsatlardaki daralma ekonomik tehditleri oluşturmakta. Sosyal huzursuzluk ve çalkantılar, kontrol edilemeyen göç etkisiyle artan sosyal kutuplaşma sosyal tehditler olarak tanımlanıyor. Olağanüstü doğa ve hava koşulları, kirlilik, temiz su ve biyo çeşitlilik kaybı, küresel ısınma çevresel tehditleri temsil etmekte. Çağın bir gerçeği olan siber tehditler, askeri ve siyasi tehditler ile iç içe, siber alan üzerinden dezenformasyon, siber terör, ülkelerin siyasi ve askeri gücünü, sosyo politik istikrarını doğrudan hedef alıyor.

Güvenlik, önde gelen ekonomiler için kritik tehditlerin başında geliyor. Küresel ekonomi-politik sistemdeki konumunu korumak, siyasi istikrarı ve askeri gücü tahkim etmek üzere siber tehditleri bertaraf edecek kapsamlı erken müdahale ağı oluşturmak, milli ve yerli teknolojiler ile siber savunma ağını güçlendirmek askeri caydırıcılığı derinleştirmek gelecek 5-10 yılın temel başlıkları olacağı öngörülüyor.

Bu hususlar, içerisinde Türkiye’nin de bulunduğu bazı ülkeleri yeni nesil sanayi politikalarına taşıyor. Ülkenin yarı iletkenler, kritik mineral ve madenler, temiz ve yenilenebilir enerji ekipmanları, beşinci nesil makine teknolojileri ve çip gibi alanlarda kendi teknoloji ve üretim kapasitesini oluşturma becerisi gelecek adına önem kazanıyor.

Demir Uzun

Diğer Yazarlar