Akgün, konutlardaki yüzde 25 zam sınırının kiracı ve ev sahibini karşı karşıya getirdiğini ve çok fazla sorunun oluştuğunu vurguladı
FİLİZ EROL
Konut kiralarında zam sınırı uygulaması Haziran 2022’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edildi. Daha sonra düzenlemenin süresi 2023 ve 2024 yıllarında uygulanmak üzere uzatılmıştı. Ev sahipleri ve kiracılar, yüzde 25 zam sınırının kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin gelişmeleri yakından takip ediyor. Kira zam sınırı uygulaması tekrar uzatılmaması halinde 1 Temmuz 2024 itibarıyla sona erecek. Zam sınırı uygulamasının devre dışı kalması halinde ise kiralarda zam oranı, on iki aylık ortalama Tüketici Fiyat Endeksi’ne (TÜFE) göre belirlenecek.
Kira zam sınırı uygulamasının sona ermesini değerlendiren İzmir Emlak Kulübü Derneği Başkanı Rıdvan Akgün, “2 yıldır devam eden yüzde 25 kira zam sınırının gelmesiyle kiracı ve ev sahibi arasında çok fazla sorunlar oldu. Bu süre içerisinde mahkemeler ve arabulucu firmalar ciddi bir şekilde doldu taştı. Yüz binlerce dosya oluştu. Yani yüzde 25’in sınırının vatandaşa getirmiş olduğu hasar oldukça büyük. Zam sınırıyla ilgili aynı apartmanda 3 bin TL’ye oturan da 15-30 bin TL’ye de oturan insanlar topluluğu yarattılar. Aslında bu kira artışlarındaki hükümetin müdahalesi kiracı ve ev sahibini karşı karşıya getirdi. Şu an genel ve yerel seçimlerin bitmesi, hükümetin artık kimseye hesap vermeyecek olmasından dolayı çok rahat bir şekilde kaldırdılar” diye konuştu.

“Vatandaşlar kira artışından dolayı şehirden uzak yerlere taşınıyor”
Yasanın kalkmasıyla da kiracı ve ev sahibi arasında daha da ciddi sorunlar olacağını belirten Akgün, “Yıllık enflasyon yüzde 75 açıklandı. Bu temmuz ayında yüzde 70-75 olması halinde 10 bin TL’ye kira da oturan vatandaş 17 bin 500 TL’ye oturacak. 20 bin TL’ye oturan 35 bin TL’ye oturacak. 5 bin TL’ye oturan ise 8 bin 750 TL’ye oturacak. 5 yılı dolduranlara kira tespit davası açılacak. 10 yılı dolduranlara tahliye davası açılacak. Bu durumun düzelmesi mümkün değil, hükümetin müdahale etmesi zaten kanuni değil. Bundan sonraki süreç içerisinde, artık insanlar barınmakla ilgili enflasyon karşısında ezildiğinden dolayı ev de alamayacak. Şehrin merkezinde oturmaktan ziyade şehrin dışına, yani ulaşımı rahat olan, toplu ulaşımın olduğu yerlere, uzak yerlerde, düşük kiralık yerler bulup yerleşme çabası içerisine girdiler” ifadelerini kullandı.
Vatandaşın barınma ihtiyacını karşılamak için ilk önce hükümetin çok acil palyatif olarak hafif çelik yapılarla başlaması gerektiğini dile getiren Akgün, “Hazinenin elinde bulunan boş alanlar, özellikle tarımsal arazi olmayan dağlarda, tepelerde çelik yapılar yapıp, böyle 3 ayda 5 ayda barınma sorununu çözme imkânı var. Ama bunu yapabilecek güçlü bir kapasite ve irade şu anda hükümette oluşmuş değil” dedi.
“İş yerlerine getirilen kira zammının %75 olması gerekiyor”
İş yerlerine yapılan zamların ise yüzde 62,51 olduğunu belirten Akgün, “Bu zamlar aslında, enflasyona baktığımız zaman yüzde 75 olması gerekirken bunu 62 olarak indirgemişler. Bu zaten her yıl böyle yapılmakta çünkü hükümet sadece meskenlerle ilgili yüzde 25 kısıtlaması yapmıştı. İşyerleri ilgili değişen bir şey yok. Fakat esnaf da çok zor durumda, iflas edenler, konkordato ilan edenler ve işyerlerini kapatanlar, başka yerde çalışmaya çalışanlar, geçinmeye çalışanlar, oldukça fazla insanlar topluluğu Türkiye’de oluşmuş vaziyette. Kira artışları, enflasyon karşısında ezilen bir toplum, bir esnaf, bir sanayici, bir küçük ölçekli sanayici, kobiler, bunlar oldukça fazla olmaya başladı” diye konuştu.
“Emlak satışları çok durgunlaştı”
Sektörle ilgili sıkıntılarını aktaran Akgün, “Alım satımlarda emlak firmaları özellikle çok rahat böyle faizlerin düşük olduğu zamanlarda satışlar çok olunca bizim sektörde birçok emlak işine girenler vardı. Şimdi bunların hepsi tek tek dökülmeye başladı. Özellikle yabancı şirketlerde 20-40-100 kişi çalışırken 10-15’e düştüler. Onlarla birbirlerine devretmeye çalışıyorlar. Emlak sektöründe sıkıntı var. Gerçekten bu sektörde var olan, sürdürebilir ilişki kurmuş olan emlak firmaları, reel emlak firmaları, yerli emlak firmaları ayakta kalabiliyor. Yabancı emlak firmalarda ise sıkıntılar söz konusu. Ama emlak satışlarının durgun olması sektöre ciddi bir hasar vermiş vaziyette” sözlerine yer verdi.