Gıda, insan hayatının merkezinde yer alıyor. Sadece varoluşumuzun değil; aynı zamanda kültürel normlarımızın ve sosyal hayatlarımızın da temelini oluşturuyor. Son yıllarda şiddetini artıran ‘sürdürülemez’ gıda üretimi ve tüketim uygulamaları çevresel bozulmaya yol açarken, iklim değişikliğini de şiddetlendiriyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP)’nin ‘İklim Sözü’; tarımın, ormancılığın ve diğer arazi kullanımının tüm sera gazı emisyonlarının yaklaşık dörtte birini oluşturduğunu, toplam tatlı suyun yüzde 70’ini kullandığını ve insan tüketimine yönelik küresel ürünlerin üçte birinin kaybolduğunu veya israf edildiğini vurguluyor. Bu arada çiftçiliğin genellikle en büyük işveren olduğu gelişmekte olan ülkelerde, iş gücünün yüzde 60’ını oluşturuyor ve GSYİH’nin yüzde 25’ini üretiyor. Bu nedenle gıda sistemleri ve tarım, iklim eyleminin çok önemli bir parçası.
Gıdanın sürdürülebilirliği, dünyayı beslemekle ilgili
Sürdürülebilir bir gelecek, büyük ölçüde sürdürülebilir bir gıda tedariki yaratmaya bağlı. Uzun vadede, yalnızca doğayla uyum içinde çalışan dayanıklı gıda sistemleri, ihtiyacımız olan sağlıklı, güvenli ve güvenilir gıda kaynağını sağlayabilir. Bu da gıda sistemlerimizin sürdürülebilir hale gelmesi için mevcut uygulamalarımızda mutlak bir revizyona ihtiyaç duyduğumuz anlamına geliyor. Gıdanın sürdürülebilirliği, dünyanın tarım sistemini büyüterek değil, onu yeni bir şeye dönüştürerek, bugün ve gelecekte dünyayı beslemekle ilgilidir. Bu çaba, birçok faktörün katkıda bulunduğu çok yönlü bir konu olduğu için önemli zorluklarla karşı karşıyadır.
Sürdürülebilir gıda sistemleri geliştirmek, dahil olan tüm kişilerin harekete geçmesini gerektiriyor. Geri dönüşüm ve gıda israfını azaltma gibi bireysel çabalar önemli olsa da kalıcı bir değişim yaratmak için gıdanın üretilme, dağıtılma ve yenme biçiminde temel değişiklikler ve politikalar ile altyapıda değişiklikler de büyük önem taşıyor.
Yerleşik eşitsizlikleri gidermek, gıda sistemlerini dönüştürmek, sürdürülebilir tarım uygulamalarına yatırım yapmak, çatışmalar ya da salgın gibi durumların küresel beslenme ve gıda güvenliği üzerindeki etkisini azaltmak için acil koordineli eylemlere ve politika çözümlerine ihtiyacımız var.
Sürdürülebilir Gıda Zirvesi, gıda sisteminin önemini vurgulayacak
Sürdürülebilirlik Akademisi ve TÜGİS’in iş birliğinde, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın destekleriyle düzenlenen Sürdürülebilir Gıda Zirvesi, en yeni fikirleri ve iyi uygulama örneklerini paylaşmak, etkili ortaklıklar geliştirmek ve günümüzün acil sorunlarına çözümler getirmek üzere, 2015 yılından bu yana gıda sektörünü bir çatı altında buluşturuyor. Herkese sürdürülebilir, sağlıklı, güvenilir ve ulaşılabilir gıda hedefinden yola çıkarak, sürdürülebilir üretim ve tüketim ekseninde gıda sistemlerinde değişim ve dönüşümü hızlandırmayı amaçlıyor.
Bu yıl 21-22 Kasım’da düzenlenecek Sürdürülebilir Gıda Zirvesi, bir kez daha sürdürülebilir gıda sisteminin önemine vurgu yaparak, tüm paydaşları gıda sistemlerinde değişim ve dönüşümü hızlandırmaya davet edecek. Türkiye’den ve dünyadan önde gelen gıda markaları, girişimciler, yatırımcılar, kamu ve sivil toplum dahil değişimde kilit rol oynayan tüm paydaşların katılımıyla gerçekleşecek zirvede, sektörün karşı karşıya olduğu mevcut ve olası zorluklara karşı çözüm önerileri tartışılacak. Zirvede, rejeneratif tarım, iklim eylemi ve işim geleceği, döngüsel ekonomi, inovasyon ve yapay zeka, tedarik zinciri dönüşümü, sorumlu tüketim ve perakende, gıda ekonomisi ve sürdürülebilir finans, beslenmede değişim ve deneyim ana kulvarları altında sektör paydaşları karşılıklı görüş alışverişinde bulunacak.