Perşembe, Eylül 19, 2024

Heyecan Başlıyor…

Kara, Deniz ve Hava Harp Okullarının mezuniyet törenleri yapıldı. Bu yıl üç okulun dönem birincisi kadın teğmenler oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katıldığı Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde genç teğmenler kılıç çekip yemin etti. Kılıç şakırtılarından önce genç teğmenler “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganını tek ağızdan haykırdı.

İktidar yanlıları, “yağcıları, yandaşları “olayın soruşturulmasını” istedi.. Ayrıntıya girmeden Özgür Özel’İn açıklamasını versem yeter: “Tören bittikten sonra andı içtiler. Bu metin 2016 yılına kadar resmi törenlerde okunan metin. Birileri bu metinden rahatsız olmuşlar. Sonrasında da ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ demişler. Ne diyeceklerdi. Ne diyeceklerdi, “Hepimiz Trikopis’in askerleriyiz” mi? Elbette Mustafa Kemal’in askerleri onlar.”

Atatürk Ansiklopedisi web sitesinde Yunan general Trikopis hakkında geniş bilgi var: Özeti şöyle: “General Trikopis, 26 -30 Ağustos tarihleri arasındaki Türk Taarruzu sırasında İzmir’e doğru çekilirken Murat Dağı yakınlarında Çalköy’de, maiyetiyle birlikte 2 Eylül 1922’de esir düşmüştür.”

Evet, tam 102 yıl sonra, genç teğmenler “biz Atatürk’ün askerleriyiz” diyerek Büyük Taarruzun heyecanını bize yaşattılar.

Teğmenler hakkında idari tahkikat yapılır mı ya da kıta görevi sırasında sicilleri “kırılır” mı, orasını zaman gösterecek.

Eylül ayı böyle başladı. CHP tüzük kurultayı ile devam edecek. Yeni tüzük tartışması yıl sonuna kadar sürer. Zaten CHP kurultayından beri CHP’nin cumhurbaşkanı adayı kim olacak diye yandaş medya program yapıyor. Şimdi buna tüzük de eklenecek. Yağmurlarla beraber Büyükşehirlerde sel baskınları CHP’li belediyelere karşı program kaynağı olacak.

Ülkemizdeki sorunların kaynağı ve sorumlusu CHP diye propaganda yapılıyor. TV tartışmalarında bir televizyonda Türkiye, Irak, Suriye haritası üzerinde hangi ülkeler nereleri etkisi altına almış ve gelecekteki hedefi nedir diye tartışılıyor. Diğer televizyonda da daha geniş bir Orta Doğu haritası üzerinde İran, Irak, Suriye, Türkiye, Lübnan, İsrail, Ürdün ve Mısır’ı kapsayan haritada da değişik seçenekler üzerinde iki yıldır gün aşırı konuşma yapılıyor. Tartışma değil de, o görünüm altında dikkatleri oraya çekecek “teatral” bir düzen demek daha doğru olacak.

Muhalefet ne yapıyor. Örneğin Erdoğan 2 Eylül’de sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı ve şöyle dedi: “Gerilimi körükleyen, kutuplaştırmayı derinleştiren, 85 milyonun fertleri arasına nifak duvarları ören her türlü yaklaşımı reddediyoruz. Millete hakaret edenleri kahramanlaştıranları millet asla affetmez.…”

Muhalefet buna ne yanıt verecek bilemem, ama Erdoğan’ın yıllar önce söylediği “kindar ve dindar nesil yetiştireceğiz” sözünü bile gündeme getirmekte zorlanıyorlar.

Muhalefet kendi kongrelerine, kurultaylarına mı odaklanıyor? Tüzük kurultayındaki değişikliklerde kimin rahatça seçilmesine, kimin kolayca seçilmemesine dönük tüzük değişikliği tartışması mutlaka yapılacaktır.

Heyecan başlıyor derken, CHP’nin kendi içindeki yarışın hızlanmasından mı söz ediyoruz? Ayrıca CHP kendi içinde hesap görürken Erdoğan için uluslararası boyutta parlatma nasıl devam edecek acaba? Bir yanda Mısır Devlet Başkanı Sisi ile “yumuşama” ilişkisi, diğer yandan Brics ile beraberlik serüveni… Arkasında Amerikan devlet başkanı seçiminden kim kazanırsa Erdoğan için “itibarlı mesajlar” verecek. Gün aşırı terör örgütlerine yapılan nokta atışlar, içişleri bakanlığının yakaladığı uyuşturucu kaçakçıları ve uyuşturucu maddeler.

Çok yönlü propaganda tekniği ile geçen yıl yapılan yerel seçimlerdeki başarısızlığı geride bırakmaya çabalayan bir AKP ile Türkiye’nin birinci partisiyiz diyen bir CHP.

Bu ortamı değiştirecek bir giriş var mı?
CHP yoksa eskisi gibi “küçük olsun, benim olsun” senaryosunu mu oynayacak?

İskender Odabaşoğlu

Diğer Yazarlar