Dünyanın ve İspanya’nın önde gelen turizm gruplarından biri olan ve 30’dan fazla ülkedeki 303 otelinde 38 binden fazla çalışanıyla hizmet veren Barceló Hotel Group, İstanbul ve Ankara’dan sonra Türkiye’deki 4’üncü otel yatırımını Kapadokya’da hizmete açtı. Grubun Kapadokya’da açtığı 5 yıldızlı otel, mimarı tasarımı ve benzersiz karakteri ile 2024 yılında Ortadoğu’da açılan en büyük 15 otel listesine 4. sıradan dahil oldu. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alarak global turizmin gözde lokasyonlarından Kapadokya’nın otantik dokusunu modern lüksle harmanlayan otel özel tasarımıyla dikkatleri çekti. Barceló Cappadocia’nın görkemli bir tören ile gerçekleştirilen resmi açılışında konuşan Barceló Hotel Group Türkiye Genel Müdürü Hasan Ekmen, “Türkiye’deki yatırımlarımıza hız kesmeden devam ederek kısa ve orta vadede büyümeyi hedefliyoruz. 26 yılda Türkiye’ye 70 milyon euroya yakın doğrudan yatırım yaptık. Hedefimiz Türkiye’deki 30’uncu yılımızda bu rakamı 100 milyon euronun üzerine çıkarmak” dedi.
Bu yatırımların, yeni otellerin yanı sıra mevcut otellerin yenilenme projelerini de kapsayacağını aktaran Ekmen, “Özellikle Akdeniz bölgesinde Antalya ve Ege bölgesinde Bodrum gibi kıyı turizmi açısından önemli şehirler kadar Mardin, Gaziantep ve Konya gibi tarihi ve kültürel açıdan zengin bölgelerde de yatırımlar yaparak, farklı segmentlere hitap etmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı. Barceló Hotel Group’un ülkemizde varlığını güçlendirme hedefinin Türkiye’nin turizm sektöründeki stratejik önemine, bu alandaki çeşitliliğine, coğrafi konumuna, kültürel ve tarihsel zenginlikleri ile doğal güzelliklerine dayandığını belirten Ekmen, “2024 yılının ilk 11 ayında Barceló’nun Türkiye otellerinde 167 farklı milliyetten misafir ağırlanması, Türkiye’nin bu cazibesini ve markamızın bu çeşitliliğe katkı sağladığını açıkça gösteriyor” diye konuştu.
“Barceló Cappadocia ile sürdürülebilir turizme katkı sağlamayı amaçlıyoruz”
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Kapadokya’nın son yıllarda benzersiz doğası, tarihi dokusu ve sunduğu eşsiz deneyimlerle dünya çapında bir cazibe merkezi haline geldiğini hatırlatan Ekmen, “Barceló Cappadocia ile hem bölgenin kültürel mirasını korumayı hem de sürdürülebilir turizme katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Kapadokya’nın mistik mağaraları, peri bacaları, yeraltı şehirleri ve tarihle harmanlanmış atmosferi, otelimizin mimari tasarımı ve konseptiyle mükemmel bir uyum oluşturuyor. Global deneyimimizi Kapadokya’nın büyüleyici atmosferiyle birleştirerek, misafirlerimize unutulmaz bir konaklama deneyimi sunmayı hedefliyoruz” diye konuştu.
“Otelimiz, turizmde çıtayı daha da yükseltecek”
Barceló Cappadocia’nın faaliyete geçmesinden kısa bir süre sonra mimari tasarımı ve benzersiz karakteri ile ‘2024 yılında Ortadoğu’da açılan en büyük 15 otel listesine’ 4’üncü sıradan dahil olduğunu açıklayan Ekmen, “Bu prestijli sıralamada Türkiye’den yalnızca Kapadokya’daki otelimizin yer alması hem bölgenin turizm potansiyelini daha ileriye taşıması hem de uluslararası alandaki tanıtıma katkı sunması açısından büyük bir başarı. Diğer yandan yalnızca 4 ayda 70 farklı milliyetten misafir ağırlayarak hepimizi heyecanlandıran önemli bir başarı hikayesine imza atan otelimizin, bölgedeki mevcut yüksek hizmet kalitesine katkı sunarak turizmde çıtayı daha da yükselteceğine inanıyoruz” değerlendirmesini yaptı.
“Kapadokya Havalimanı’na daha fazla turist getirmeyi planlıyoruz”
Barceló Hotel Group otel biriminin yanı sıra Avoris Seyahat birimiyle de hizmet verdiklerini kaydeden Ekmen, “3 kıtada 30 acente markası ve bin 645 satış noktasıyla 50 milyon yolcuya hizmet veren Avoris Seyahat birimimiz ile Avrupa, Amerika, Ortadoğu ve Asya gibi büyük pazarlarda küresel ölçekte faaliyet gösteriyoruz. İberojet havayolu şirketimizle ise nisan ayından itibaren charter uçuşlarla Kapadokya Havalimanı’na daha fazla turist getirmeyi planlıyoruz. Grubumuzdan aldığımız güç, bilgi birikimimiz ve uzmanlığımız ile bölgemize ve ülkemiz turizmine katkı sağlamaya devam edeceğiz” diye konuştu.
“Misyonumuz sürdürülebilir, yenilikçi ve çevre dostu bir turizm”
Kapadokya’ya özel doğal taşlarla işlenerek tasarlanmasıyla bölgenin geleneksel dokusunu yansıtan otel, oniksten granite ve doğal ahşaba kadar çevre dostu ve doğaya saygılı malzemelerin kullanılması sayesinde sürdürülebilirlik sertifikasına sahip bulunuyor. Mermer yerine dolomit taşı kullanılan zeminlerin solunum yolu hastalıklarını rahatlattığını belirten Ekmen, “Grubumuzun, misyonu olan sürdürülebilir, yenilikçi ve çevre dostu turizm anlayışıyla insanı ve çevreyi her aşamada önceliklendirdik” dedi.
