Cuma, Ocak 31, 2025

“Lojistikte, veri gizliliği ve dijital güvenlik önemli”

Küreselleşme ile birlikte lojistik sektörü, dünya çapında hızla büyüyen ve sınırları aşan bir yapıya büründü. Ancak, farklı ülkelerde operasyon yürüten şirketler için, her ülkenin kendi düzenlemeleri ve standartlarıyla uyum sağlamak karmaşık bir süreç haline geldi. Global pazarda varlığını sürdürebilmek ve rekabet avantajını koruyabilmek isteyen lojistik firmaları, uluslararası mevzuatlara uyum sağlamak zorunda. Lanes Lojistik’in Operasyon Direktörü Ali Demircan, şirketler için kritik önem taşıyan global mevzuatlar ile ilgili dikkat edilmesi gereken noktalara değindi.

Veri gizliliği ve dijital güvenlik, lojistik sektöründe giderek daha önemli bir hale geldiğini ifade eden Demircan, “Avrupa Birliği’nin GDPR gibi kanunları başta olmak üzere, veri işleme süreçlerine dair global ve yerel düzenlemelere uyum sağlamak için firmaların veri güvenliği protokollerini geliştirmesi gerekiyor” dedi. 


“Firmalar için güncel kalmak büyük önem taşıyor”

Her ülkenin kendine özgü yasal düzenlemeleri olduğundan bahseden Demircan, “Global lojistik firmaları için bu düzenlemeleri öğrenmek ve güncel kalmak büyük önem taşıyor. İlgili ülkelerdeki gümrük, ithalat-ihracat, sağlık ve güvenlik gibi yasal çerçeveleri öğrenmek, mevzuata uygun hareket etmeyi kolaylaştırıyor. Uluslararası düzenlemelere örnek olarak verilebilecek belgelerden biri CMR’dir. CMR, lojistik sektöründe kullanılan ve uluslararası taşımacılıkta önemli bir belge olan ‘Convention on the Contract for the International Carriage of Goods by Road’ anlaşmasının kısaltması. Bu anlaşma, 1956 yılında Birleşmiş Milletler himayesinde oluşturulmuş ve karayolu ile uluslararası eşya taşımacılığını düzenlemek için kullanılıyor” İfadelerini kullandı. 


“CMR, prosedürlerin hızlanmasını sağlıyor” 

CMR Belgesi’nin taşınan malların miktarlarını, özelliklerini ve teslimat koşullarını ayrıntılı şekilde belirlerken, taşıyıcı, gönderici ve alıcı arasındaki hak ve sorumlulukları netleştirdiğini söyleyen Demircan, “Bu sayede, taşımacılık sırasında oluşabilecek kayıp, hasar veya gecikme durumlarında taraflara hukuki koruma sağlar ve tazminat süreçlerini düzenler. Uluslararası sektör için önemi, farklı ülkelerdeki yasal ve operasyonel uyumluluk sorunlarını azaltması hedefleniyor. CMR, anlaşmaya taraf olan 58’den fazla ülkede geçerli olduğundan, taşımacılık süreçlerinde ortak bir dil oluşturur ve prosedürlerin hızlanmasını sağlar. Ayrıca, uluslararası ticarette güven ve şeffaflığı artırarak, lojistik firmalarının daha geniş pazarlara erişmesini ve rekabet avantajı elde etmesini mümkün kılar. CMR, global ticaretin sürdürülebilirliği için temel bir yapı taşı” diye konuştu. 


“Sürdürülebilirlik politikalarına uyum şart”

Çevre dostu uygulamalar giderek daha fazla talep görmekte olduğunu söyleyen Demircan, “Uluslararası lojistik operasyonlarında karbon ayak izini azaltma yükümlülüğü gibi sürdürülebilirlik politikalarına uyum zorunlu hale geliyor. Global düzeyde kabul gören çevresel standartlara uygun çalışmak, çevresel sorumlulukların yerine getirilmesini sağlıyor. Lojistik sektöründe, uluslararası mevzuatlara uyum kapsamında Karbon Düzenlemesi’ne hazırlık yapmayan firmalar, AB sınırlarında ciddi engellerle karşılaşabilir ve geçiş izinleri riske girebilir. Karbon ayak izini azaltmaya yönelik önlemler almak, operasyonel süreklilik ve rekabet avantajı için kritik öneme sahip” diye konuştu. 


Gümrük ve vergi mevzuatlarına uyumun önemine vurgu

Ülkeler arası taşımacılık yapan lojistik firmalarının her ülkenin farklı gümrük düzenlemeleri ve vergi yükümlülükleri konusunda bilgi sahibi olması gerektiğini ifade eden Demircan, “Ülkeye giriş-çıkışlarda gümrük prosedürlerine uyulması, lojistik süreçlerinde vergiye ilişkin hataların önüne geçilmesini sağlar. Örnek olarak lojistik sektöründe vize ve sigorta sorunları, özellikle uluslararası taşımacılık yapan firmalar için büyük bir engel oluşturuyor. Bu sorunlar, sürücülerin sınır geçişlerinde uzun süre beklemesine, operasyonların aksamasına ve teslimat sürelerinin uzamasına neden olabilir. Ayrıca, uluslararası mevzuatlara uyum sağlayamayan firmalar, gümrük işlemlerinde ek denetimlerle karşılaşabilir ve hatta geçiş izinlerini kaybedebilir. Bu durum, hem operasyonel maliyetleri artırır hem de müşteri memnuniyetini olumsuz etkileyerek firmanın rekabet gücünü zayıflatıyor” değerlendirmelerinde bulundu. 


“Çalışan güvenliği ve sağlık standartları sağlanmalı”

Çalışan sağlığı ve güvenliği, özellikle küresel ölçekte operasyon yürüten lojistik şirketleri için temel bir uyum alanı olduğunun altını çizen Demircan, “Hem şirket içi hem de saha personelinin güvenli çalışma koşullarında olması, iş kazalarını önlemeye ve uyum standartlarını karşılamaya yönelik gerekli bir adım” dedi. 


“Uluslararası standartlar mevzuatlara uyumu kolaylaştırıyor”

Global lojistik firmalarının farklı ülkelerde iş yaparken etik ve adil ticaret ilkelerine de uyum sağlaması gerektiğini ifade eden Demircan, “Bu kapsamda, rüşvet, yolsuzluk, haksız rekabet gibi etik olmayan uygulamalardan kaçınmak, global ticarette güvenilirliği artıran bir unsur. KYS ve BGYS, bu tarz uygulamalara örnek olarak verilebilecek sistemler arasında. Lojistik sektöründe KYS (Kalite Yönetim Sistemi) ve ISO/IEC 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi (BGYS), şirketlerin operasyonel süreçlerinde kaliteyi ve bilgi güvenliğini sağlamak için kullandıkları uluslararası standartlar. Lojistik sektöründe ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi, tedarik zincirindeki hassas verilerin korunmasını sağlayarak müşteri güvenini artırır ve operasyonel kesintileri önler. Bu standart, hem uluslararası mevzuatlara uyumu kolaylaştırıyor em de rekabet avantajı sunuyor” diye konuştu. 

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM