Mobilya Çalışma Komitesi Başkanı A. Müjdat Kemer, mobilyanın ham madde ve üretim açısından yeşil bir sektör olduğunu söyledi
ESLEM TÜRKOĞLU
Son yıllarda üzerinde sıkça konuşulan konulardan olan sürdürülebilirlik, üretimin her alanında etkisini göstermeye devam ediyor. Avrupa Birliği’nin öncülük ettiği sürdürülebilir üretim, sektörleri dönüştürecek bir adım olarak görülürken yeni düzenlemeleri de gerekli hale getiriyor. Regülasyonlara tabi sektörlerden biri olan mobilyanın ham madde ve üretim süreçleri açısından yeşil bir sektör olduğuna dikkat çeken Ege Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği (EMKOÜİB) Mobilya Çalışma Komitesi Başkanı A. Müjdat Kemer, sürdürülebilirliğe geçiş döneminde kamunun düzenleme yapması gerektiğini söyledi.
Mobilyanın ana ham maddesinin ahşap olduğu için Türkiye’nin avantajlı olduğunu söyleyen Kemer, “Türkiye’de ormanların yüzde 99.9 kamuya ait. Teorik olarak herhangi bir kaçak kesim yapılması mümkün değil. Her şey devlet kontrolünde yapılabiliyorsa, devlet de bu kurallara uyacağını taahhüt ediyorsa ki ediyor şu anda, onunla ilgili belgelendirme çalışmaları yapılıyor. Bu açıdan ham madde konusunda üretici çok rahat” dedi.
Mobilyanın emisyon üretimi az
Kemer, mobilyanın yapım aşamasında emisyon üretiminin az olduğunu vurgulayarak, “Mobilya sektöründe daha çok küçük güçlü makinelerle kesme, ekleme, birleştirme mantığıyla yapılan bir üretim var. Bir ağaç, ağaç olarak kaldığı müddetçe karbon içinde kalıyor. Ne zaman ki yakılırsa o karbon havaya karışıyor. Yakılmadığı müddetçe karbon olarak duruyor. O yönden mobilya; sürdürülebilir, yeşil bir sektör” diye konuştu.

Mobilyayı ilgilendiren üç tane regülasyon olduğundan bahseden Kemer, “Birisi EUDR dediğimiz ormansızlaşma regülasyonu, ikincisi eko tasarım regülasyonu, üçüncü ise dijital ürün pasaportu. Önümüzdeki 3-5 yıl içinde bütün bunların uygulanması ve buna göre mobilya üretimi yapılması gerekiyor. Bunlar ulaşılamayacak noktalar değil. Ama zihinsel olarak buna hazır olmak, yaşam şeklini değiştirmek gerekiyor. Bunun için; üretirken kirletmeyeceksin, sürdürülebilir üretim yapacaksın. Sürdürülebilir üretime bir yerden başladığın zaman arkası gelir. Eski bir motor varsa daha verimli bir motorla çalışırsın. İlkel bir yöntemle yapıyorsan daha modern yöntemle yaparsın. Kimyasallar kullanıyorsan bunları daha doğal kaynaklardan temin edilen malzemelerden kullanırsın” ifadelerini kullandı.
“Teşvikle kurallara uyulabilir”
Sürdürülebilirliğe geçiş döneminin yüksek bir maliyet çıkartacağından dolayı kamunun düzenleme yapması gerektiğini vurgulayan Kemer, “Bu durumu biraz sigortasız, kaçak işçi çalıştıran bir şirketle bütün yasal yükümlülüklerini yerine getiren başka bir şirket varmış gibi düşünün. Birisi bütün kurallara uyarken diğeri de kurallara uymuyorsa burada sürdürülebilirlik açısından haksız bir kazanç elde ediliyor. Kamu bunun çerçevesini düzgün çizerse mobilyada çok ciddi sıkıntı olacağını zannetmiyorum. Ama mobilyanın en büyük sıkıntısı, mobilya şirketleri ortalama 10 kişi çalıştıran çok küçük birimler. Kobi bile değil yani mikro ölçekli birimler. 250-500 kişi çalıştıran çok sınırlı şirketimiz var. Kurallara uyması biraz zor ama teşvikle hepsi canla başla bu kurallara uyabilir. Ama topyekûn sıkı bir denetim ve kontrolle uyum sağlanabilir” diye konuştu.
Mobilya üreten az çalışanlı bir şirketin sürdürülebilirlik için belirlenen kurallara uymasının zor olduğunu belirten Kemer, “Haberdar etmek, farkındalık yaratmak çok zor. Burada küçüklükten kaynaklanan sıkıntılar var. Bu bir eğitim faaliyeti ama en iyisi teşvik faaliyetleriyle yapılmalı. Kamu tarafından yeşil enerjiye dönüş, verimliliği artırma, tasarımı geliştirme gibi çalışmalar teşvik edilirse uyum sağlanabilir. Çünkü mobilya sektörü çok genç bir sektör. Makinaların çok büyük bir kısmı modern makineler. Tesisler yeni kurulduğu için en ileri teknolojideki makineler alınmış vaziyette. Mobilya, küçük işletmelerin daha çok zarara uğrayabileceği bir sektör. Bu duruma İzmir’den örnek verirsek; Karabağlar’daki ara sokaklardaki üreticiler daha çok zarara uğrayabilir. Ama gelişmek istiyorsak bazı şeyleri de göze almamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.