Çarşamba, Nisan 16, 2025

Aliağa Limanları kaosun eşiğinde

Aliağa Nemrut Bölgesi’nde yaklaşık 3 bin kamyon ve iş makinasının 7/24 çalıştığına değinen Mihri Çelik, bölgede yaşanan trafik sorunlarına dikkat çekti


İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) İzmir Şubesi, mart ayı olağan meclis toplantısı Meclis Başkanı Argun Gündüç’ün başkanlığında gerçekleştirildi. İzmir Şubesi’nin meclis salonunda yapılan toplantıya, sağlık sorunları nedeniyle katılamayan DTO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk’ün yerine Başkan Yardımcısı Mihri Çelik katıldı. Toplantıda, Türkiye’nin ve bölgenin denizcilik sektöründeki gelişmelerini değerlendiren Çelik, Aliağa Bölgesi limanlarındaki altyapı eksikliklerine dikkat çekti. Özellikle Aliağa Nemrut Bölgesi’ndeki durumu ele alan Çelik, bu bölgedeki kaotik altyapı koşullarının büyük bir faciaya yol açabileceği konusunda uyarılarda bulundu. 


“Bölgedeki altyapıyı tam düzeltemedik”

DTO İzmir Şubesi meclis toplantısında limanlarda yaşadığı bir tecrübeyi paylaşan Mihri Çelik, Aliağa Nemrut Limanı’nın güncel sorunlarına ışık tuttu. Çelik, “Bir operasyona katıldım ve yaklaşık 3-4 gün boyunca tüm zamanımı Aliağa’da geçirdim. Tam da bu sürecin ardından, başka bir sivil toplum kuruluşunun Aliağa’daki altyapı yetersizlikleri ve limanlarla ilgili düzenleyeceği bir istişare toplantısında, o dönemde yaşadığım bazı sorunların gündeme gelebileceğini düşündüm fakat maalesef toplantının başlığı ile içeriği örtüşmüyordu. Toplantı özetini incelediğimizde, altyapı sorunları başlığı altında daha çok gündelik hayatın akışı içinde, uygulayıcılardan ziyade kural koyucuların düşünmesi gereken detayların konuşulduğunu gördük. Biz kullanıcılar olarak artık şunu sormalıyız: Biz ne yapıyoruz? Ben burada, hem yaşadığım bazı sıkıntılardan yola çıkarak hem de tesisleri ve bölgedeki lojistik imkânları aktif olarak kullanan biri olarak konuşuyorum. Konumuz Nemrut Bölgesi ve Aliağa İskele Bölgesi’ydi. 1980’lerde buraya ‘İskeleler Bölgesi’ denmişti. Yani burası başta bir liman değildi. Sonradan sadece ismini değiştirip ‘Limanlar Bölgesi’ dedik ama gerçek şu ki, bir limanlar bölgesinin altyapı ve gereklilikleri ile iskeleler bölgesinin ki aynı değil. Biz o altyapıyı bugüne kadar tam anlamıyla düzeltemedik” açıklamasında bulundu.


“Verimli bir sistem kurmamız gerekmiyor mu?”

Bölgede yaşanan trafik sorunlarının ciddi bir problem olduğuna vurgu yapan Çelik, “Şu an orada ciddi bir konteyner hareketi var; yıllık 2 milyon konteynerden söz ediyoruz. İzmir neredeyse boşalmış, tüm yük Aliağa’ya yığılmış durumda. Ama ne yol var, ne ışıklandırma. Tam anlamıyla bir keşmekeş yaşanıyor ve bölge verimli çalışmıyor. Kimin ne yaptığı, nasıl yaptığı belli değil. Ben konteyner işiyle doğrudan ilgilenmiyorum ama sadece 6 konteynerlik bir işlem için iki günde teslim alabildik. Geri götürüp doldurduktan sonra tekrar teslim etmek için bir gün beklemek zorunda kaldık. Şimdi soruyorum: Bu kadar yüksek hacimli bir operasyon varken, nasıl bir sistem ve organizasyon kurduk da hâlâ işler bu kadar aksıyor? Sözüm ona altyapı yapıldı ama bir limanın sadece kapısının önünden arabayla geçmek bile 45 dakika sürer mi? Evet, 45 dakika! Tam anlamıyla bir kaos var. Bu durumda bizim detaylarda boğulmamızın anlamı yok, meseleyi bütünsel olarak ele almamız gerekiyor. Bugün Aliağa’da, Nemrut Bölgesi’nde yaklaşık 3 bin kamyon ve iş makinası 7/24 çalışıyor. Bu sayı filo sahiplerinden ve sahadan topladığım verilere dayanıyor. Şoförler yorgunluktan ayakta uyuyor. Gece gidin trafik var, gündüz gidin yine trafik var. Sürekli bir hareketlilik söz konusu. Ama kimsenin bunun enerji verimliliğiyle ilgilendiğini sanmıyorum. Dış ticaret açığını kapatmak istiyorsak, önce verimli bir sistem kurmamız gerekmiyor mu? Tamam, benim kendi kamyonum yok, büyük bir oyuncu da değilim. Bu yüzden bu verimlilik meselesinde doğrudan bir aktör olamıyorum. Ama ortada zaman kaybı, karbon salımı, yakıt israfı gibi ciddi bir bedel var ve bunları düşünmemiz gerekiyor. Kimseyi suçlamıyorum; herkes kendi imkânları ölçüsünde en iyi yatırımı, en iyi organizasyonu kurmaya çalışmış. Ama nasıl kurmuş? Şoförlerin çoğu ayakta uyuyor. Günde 18 saat araç kullanan biri, aracın içinde uyuduğunda gerçek anlamda dinlenemez. Bu büyük bir risk. Limanın içindeki operatörler için belli bir iş güvenliği ve vardiya sistemi uygulanıyor, bunu biliyoruz. Ama liman kapısından dışarı çıktığınızda durum tamamen değişiyor. Operatörler, ekskavatör kullananlar, kantarcılar, gözetim şirketlerinde çalışan personel… Hepsi uykusuz, bitkin. Öyle ki adamı bırakıyorlar, üç gün sonra gelip geri alıyorlar. Bu gidişle, bugün olmasa bile çok yakın bir gelecekte Aliağa’da ciddi bir faciayla karşı karşıya kalabiliriz” diye konuştu.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM