Prof. Dr. Şafak Sahir Karamehmetoğlu, yaz aylarında sıklıkla görülen klima çarpması sorununa değinerek, korunma yöntemleri hakkında bilgi verdi
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Şafak Sahir Karamehmetoğlu, yaz aylarında sıklıkla görülen klima çarpması sorununa değinerek, korunma yöntemleri hakkında bilgi verdi. İdeal oda sıcaklığının 22 derece olduğunu ifade eden Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Şafak Sahir Karamehmetoğlu, “20 dereceden daha düşük, 24 dereceden daha yüksek ortamlarda klima çarpması görülebilir” dedi. Klima çarpmasının baş ağrısı, kas ağrısı, halsizlik ve burun tıkanıklığı gibi belirtilerle kendini gösterebildiğini aktaran Karamehmetoğlu, klima çarpmasının özel bir tedavisi olmadığını, doğru kullanım ve yeterli sıvı tüketimiyle korunmanın mümkün olduğunu dile getirdi.
“Klima çarpmasına dikkat edin”
Klima çarpması, özellikle yaz aylarında görülen ve klima kullanırken bazı noktalara dikkat edilmediğinde kendisini belli eden bir sağlık sorunu olduğunu dile getiren Prof. Dr. Şafak Sahir Karamehmetoğlu, “Sıcak havalarda serinlemek amacıyla kullanılan klimalar vücut ısısını sabit tutmada bazen sorunlar ortaya çıkarabilir. Ortamda sıcaklık düştüğünde vücudumuzun ısısını sabit tutan mekanizmalar ekstra bir çaba sarf etmek durumunda kalır. Bunun neticesinde bazı belirti ve bulgular ortaya çıkabilir.” dedi. Birçok hastalıkta olduğu gibi klima çarpmasında da koruyucu önlemlerin uygulanmasının daha kolay ve daha etkili olduğuna vurgu yapan Karamehmetoğlu, “Klima çarpmasının en önemli nedenlerinden bir tanesi klimanın yanlış kullanımıdır. İdeal ortam sıcaklığı 22 derecedir. 20 dereceden daha düşük, 24 dereceden daha yüksek ortamlarda klima çarpması görülebilir” şeklinde konuştu.

“Klima, kullanım kılavuzuna uygun kullanılmalı”
Klima kullanımının bir diğer olumsuz etkisinin ortamın nem oranının değişmesi olduğunu aktaran Prof. Dr. Karamehmetoğlu, “Buna bağlı olarak hava kuruluğu ortaya çıkar. Klima kullanılan ortamlarda nem oranının yüzde 50 olması gerekir. Klimalı ortamlarda, havadaki nemin azalması ve ortamın kuruması gözlerde ve üst solunum yollarında tahrişe neden olabilir. Ek olarak ortamın nem dengesinin bozulması dehidrasyon (sıvı açığı) yol açabilir, buna bağlı olarak ağızda, gözlerde kuruluk, susuzluk ortaya çıkar” dedi. Klima kullanırken kullanma kılavuzuna uygun olarak hareket edilmesi gerektiğini de sözlerine ekleyen Karamehmetoğlu, “Ortamın daha önce belirttiğimiz ideal sıcaklık ve nem seviyesine göre ayarlanması gerekir. Klimadan gelen havanın doğrudan vücuda yönlendirilmemesi, klimanın karşısında uzun süre kalınmaması ve serinlemenin dengeli bir şekilde sağlanması önemlidir. Klimanın düzenli olarak temizlenmesi ve bakımının uygun şekilde yapılması da sağlanmalı. Düzenli olarak temizlenmeyen veya değiştirilmeyen filtreler iç ortam hava kalitesinin bozulmasına ve sağlık sorunlarına yol açabilir” diye konuştu.
“Klima çarpmasının bir tedavisi yok ama korunmak mümkün”
Klima çarpması belirtilerinin soğuk algınlığı veya grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarının belirtileri ile benzerlik göstermesinin tanı konmasını zorlaştırabileceğine değinen Karamehmetoğlu, “Klima çarpmasını teşhis edebilecek bir laboratuvar testi yok. Dehidrasyon riskine karşı bazı tahliller yapılmasını istenebilir” dedi. Klima çarpmasının spesifik bir tedavi yöntemi olmadığını da kaydeden Karamehmetoğlu, belirti ve bulgulara yönelik tedavi uygulanabileceğini söyledi. Klima çarpmasından korunmak için önerilerde bulunan Karamehmetoğlu, “Klimayı 21-22 derece 2 saat çalıştırıp ardından kapatmak hava kalitesinin bozulmasını ve klima çarpmasını önlemeye yardımcı olabilir. Klimadan gelen havayı doğrudan vücuda yönlendirmekten, klima karşısında oturmaktan veya yatmaktan kaçınılmalı. Düzenli aralıklarla klima filtrelerinin değiştirilmesi ve klima bakımının yapılması ortamın hava kalitesinin bozulmasını önler. Klimanın yanlış kullanımına bağlı ortaya çıkan dehidrasyon riskini azaltmak için bol sıvı tüketilmeli. Klima, önerilen süre boyunca çalıştırıldıktan sonra kapatılmalı, bulunulan ortamın camları açılarak temiz havanın içeri girmesine izin verilmeli” dedi.