Cumartesi, Ağustos 2, 2025

Tekstil ve hazır giyim sektöründe pazar kaybı riski

Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Fevzi Çondur, tekstil ve hazır giyim sektörünün rekabet gücünün devam etmesi için pamuğa destek politikalarının hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdi

Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Fevzi Çondur, 2025 pamuk üretim sezonunu değerlendirdi. Çondur, 2025 üretim sezonunda pamuk sektöründe yaşanan temel sorunlara ve çözüm beklentilerine dikkat çekti. Çondur, pamuk üretiminin sadece çiftçilerle sınırlı olmadığını, tarım, sanayi ve ihracatı kapsayan geniş bir süreç olduğunu vurgulayarak, tüm paydaşların ortak sorunlarla karşılaştığını ve sektörde sürdürülebilirlik için kapsamlı adımlar atılması gerektiğini söyledi. 

Ülkemizin lokomotif sektörü olan ve yüzbinlerce kişiye istihdam sağlayan tekstil ve hazır giyim sektörünün, pamukla doğrudan bağlantılı olduğunu hatırlatan Fevzi Çondur, bu sektörün Türkiye ihracatında yaklaşık yüzde 30 paya sahip olduğunu belirtti. Ancak son dönemde yaşanan maliyet artışları nedeniyle sanayicilerin özellikle iş gücü ve düşük enerji maliyetli ülkelere kaydığını ifade ederek üretim zincirinin korunması ve rekabet gücünün devam etmesi için acilen yeni destek politikalarının hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdi. Ulusal Pamuk Konseyi olarak sektörün tüm taraflarıyla iş birliği içinde çözüm arayışlarını sürdüreceklerini belirten Konsey Başkanı Fevzi Çondur, “Pamuk üretimi ülkemiz için stratejik önemdedir. Üreticimizin, tüccarımızın ve sanayicimizin sürdürülebilirliğini temin edecek ve destekleyecek güçlü bir tarım-sanayi politikası artık elzemdir” dedi.


“İklim değişikliği ve kuraklık pamuğu tehdit ediyor”

Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Fevzi Çondur, iklim değişikliğinin tarım üzerindeki yıkıcı etkilerine dikkat çekerek özellikle son yıllarda giderek artan kuraklık nedeniyle pamuk üreticilerinin ciddi verim kayıplarıyla karşı karşıya kaldığını vurguladı. Türkiye’nin birçok pamuk üretim bölgesinde yağış rejimlerinin değiştiğini, yer altı su seviyelerinin düştüğünü ve sulama imkanlarının her geçen gün kısıtlandığını belirten Çondur, “İklim kaynaklı su yetersizliği, üretim planlamasını imkânsız hale getiriyor. Sulama maliyetleri artarken, suya ulaşamayan üretici pamuk ekmekten vazgeçiyor. Bu yalnızca bir tarımsal sorun değil, aynı zamanda kırsal kalkınma ve ekonomik istikrar sorunudur” dedi.


“Artan girdi maliyetleri üreticiyi zorluyor”

Pamuk üreticisinin karşı karşıya kaldığı temel girdi maliyetlerindeki yükselişe dikkat çeken Çondur, “Gübre, mazot, tohum ve ilaç gibi üretim kalemlerinde yaşanan fiyat artışları, çiftçilerimizin üretim faaliyetlerini sürdürebilmesini zorlaştırmaktadır. Bu durum, üreticilerin pamuk ekiminden uzaklaşmasına ve üretimin azalmasına yol açmaktadır. Kalıcı ve sürdürülebilir çözümlerle girdi maliyetlerinin düşürülmesi, üreticimizin desteklenmesi elzemdir” dedi.


Ar-Ge çalışmalarına dikkat çekti

Pamuk üretiminin iklim değişikliğinden en fazla etkilenen alanlardan biri olduğunu vurgulayan Çondur, tarımsal sulama altyapısının bölgesel ihtiyaçlara uygun şekilde hızlıca yenilenmesi gerektiğini ifade etti. İklim koşullarına dayanıklı, suyu daha verimli kullanan pamuk çeşitlerinin geliştirilmesi ve bu çeşitlerin üreticiyle buluşturulması gerektiğini belirten Çondur, bu alandaki Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesinin önemine dikkat çekti. Çondur, “Sürdürülebilir pamuk üretimi için su yönetimi artık ertelenemez bir konudur. İklim şartlarına uyum sağlayan bütüncül stratejiler geliştirilmezse, yaşanan kayıplar yalnızca üreticiyle sınırlı kalmaz; ülke ekonomisi de ciddi şekilde etkilenir” dedi.


“Fark ödemesi desteği sezon başında açıklanmalı”

Pamuk üreticileri için fark ödemesi desteğinin üretim planlamasında kritik bir rol oynadığını belirten Fevzi Çondur, sözlerine şöyle devam etti: “Üreticiler, pamuk ekim sezonu başlamadan önce desteklerin miktarını ve açıklanma tarihini net olarak bilmek ister. Çünkü gübre, mazot ve tohum gibi önemli girdilerin maliyetleri yüksektir ve önceden planlama yapmadan üretime başlamaları büyük risk taşır. Bu belirsizlik, özellikle küçük ölçekli çiftçilerde üretimden tamamen vazgeçme riskini artırmaktadır. Bu nedenle, fark ödemesi desteğinin sezon başında, net ve öngörülebilir şekilde açıklanması, üreticinin yatırım kararlarını sağlam temellere oturtmasını sağlar ve üretimde sürdürülebilirliği artırır” dedi.


“Ziraat Bankası sübvansiyonlu kredi limitleri yetersiz kalmaktadır”

Finansmana erişimin üretim sürecinde belirleyici bir faktör olduğunu ifade eden Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Fevzi Çondur, Ziraat Bankası’nın sübvansiyonlu kredi limitlerinin günümüz ekonomik koşullarına göre artırılması gerektiğini vurgulamaktadır. Mevcut kredi limitleri, artan girdi maliyetleri ve üretim giderlerinin gerisinde kalmakta olup, pamuk üreticilerinin finansman ihtiyaçlarını tam olarak karşılayamadığını ifade etti. Bu durumun üreticilerin finansman temininde zorluk yaşamasına yol açtığını belirten Çondur, üreticilerin uygun faiz oranlarıyla daha geniş kapsamlı finansmana erişebilmesi, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıdığını belirtti.  

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM