TASD tarafından düzenlenen ve alanında Avrupa’nın en büyük organizasyonu olan Uluslararası AYMOD Ayakkabı Moda Fuarı Fuarın açılış töreninde konuşan Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten, Türkiye’de ayakkabı endüstrisi başta olmak üzere emek yoğun sektörlerin son iki yıldır rekabetçilikte zorlandığını bildirdi. İçten, düşük kur yüksek faiz politikasının yanı sıra hammadde ve yan sanayi ithalatında uygulanan yüzde 100’ü aşan vergilerin sektörün rekabetçiliğini zayıflattığını vurguladı.
“Yedi aylık dış ticaret açığı 437 milyon dolara ulaştı”
Ayakkabı sektörünün, üç yıl öncesine kadar dış ticaret fazlasının verildiği sektörler arasında yer aldığına değinen İçten, “2021’i 512 milyon dolar, 2022’yi ise 338 milyon dolar dış ticaret fazlası ile kapattık. 2022 aynı zamanda 377 milyon çift ve 1,3 milyar dolarla adet ve değer bazında en yüksek ihracatı gerçekleştirdiğimiz yıl oldu. 2023’ten itibaren tablo tersine dönmeye başladı. 2024’te ihracatımız adet bazında 240 milyon çifte, değer olarak 1 milyar 160 milyon dolara geriledi. İthalat ise 2022’deki 43 milyon çift ve 962 milyon dolar seviyesinden 2024’te 76 milyon çifte ve 1 milyar 710 milyon dolara çıktı. Geçen yıl ithal edilen ayakkabıların yüzde 10’u, yani yaklaşık 8 milyon çifti, Çin merkezli e-ticaret siteleri üzerinden ülkemize gönderildi. İthalattaki hızlı artışla birlikte 2024’te 550 milyon dolar dış ticaret açığı verdik. Bu yıl şubat ayından itibaren uygulanmaya başlanan yüzde 10 ilave vergiye rağmen ithalattaki artış devam ediyor. 2025’in Ocak-Temmuz döneminde ithalat adet olarak 1,7, değer olarak yüzde 5,8 artarken, ihracatımız adet bazında yüzde 39,2, değer olarak yüzde 14,6 daraldı. Ocak-Temmuz dönemini 612 milyon dolar ihracat ve 1 milyar 49 milyon dolar ithalatta tamamladık. Yedi aylık dış ticaret açığı 437 milyon dolara ulaşmış bulunuyor. Özetle artık ayakkabıda ithalat fren tutmuyor” açıklamasında bulundu.

“Üretim maliyetlerini düşürecek önlemler alınmalı”
Berke İçten, mevcut durumun aynı şekilde devam etmesi halinde yıl sonunda ayakkabıda dış ticaret açığının 700 milyon dolar seviyesine çıkmasından endişe ettiklerini söyledi. Gidişatı tersine çevirmek için Türkiye’de üretim maliyetlerini düşürecek önlemlerin bir an önce devreye alınması gerektiğini vurgulayan İçten, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz rekabetten asla çekinmiyoruz. Sadece rakiplerimizle eşit şartlarda rekabet edebileceğimiz ortamın oluşmasını istiyoruz. Endonezya’da, Vietnam’da 12 dolar olan bir ayakkabının üretim maliyeti Türkiye’de 20 doları buluyor. 8 dolarlık farkın 4-5 doları genel gider ve işçilikten, kalanı ise ağırlıklı olarak hammadde ve yan sanayi maliyetinden kaynaklanıyor. Mevcut koşullarda işçilik maliyetinde bir şey yapma imkânımız yok. En azından hammadde ve yan sanayi maliyetimizi düşürebiliriz. Özellikle saya, taban ve Türkiye’de üretimi olmayan diğer hammaddeleri, yarı mamul malzemeleri gümrük vergisi ödemeden getirebilmeliyiz. Hammadde ve yarı mamul ithalatından çekinmemeliyiz. Çünkü biz ülkemizde üretilmeyen ya da istediğimiz kalitede olmayan tabanı, suni deriyi, aksesuarı uygun fiyatla ithal edip katma değerli ürüne dönüştürüyoruz. Bu malzemelere yüzde 100’ün üzerinde gümrük vergisi ödediğimiz zaman spor ayakkabı rekabetinde maalesef uluslararası rakiplerimizin gerisinde kalıyoruz.”