Son iki asırdır birbirini takip eden değişimler ile küreselleşen siyasi tercihlerin uygulanabilirliğini mümkün kılacak araçlar da etkinleşiyor. Gelişmelere ana hatları ile bakmak gerekiyor. Kolonyal birikim açısından seçilmiş ekonomik enstrümanlar ile transferi ve servis edilen kültür, küresel çapta ‘sahiplenme’ tarzı ile yaratılan meyvelerini vermekte gecikmemiştir. Modernleşme ile tarih yapmak, tarihi değiştirmek tutkusu devreye girerek gerçeklerin birikiminden ortaya çıkan geleneksel kabullerin yerine şekillendirilecek modern zihniyeti yerleştirdi.
Oysa söylenenler değil de yazılan destanlar şimdilerde yaşanıyor olan aksamalara deva niyetine yine aynı köklerden ısrarcı dayatmalar, benzer unsurlar ile adım atıyor. Sürdürülebilir dünya siyaseti ve ötesinde beyhude alternatif yaratma gayretlerinden başka birşey olmadığı görüntüsünde. Çizilen tablo, kerameti kendinden menkul medeniyet kimliğine bürünmüş ve dünyanın gayrisini sarfınazar eden bir üstünlük kuruntusu ile örüntülü oyalama; ‘medeni-barbar’ draması ve sözde ‘uygarlık’ sahnesidir.
Kuruntudur çünkü, cümle kuşku, aleme dayatılan mahut kültürün kimin başının altından çıktığının görmezden gelinmesi hatta daha fazlası kronik kriz ve çözümsüzlüğün tercihidir.
Bir sonrası ‘Devlet’ kurumunun kitleler üzerindeki geleneksel düzenleyici, dengeleri gözetmeye yönelik rolünün yirminci asır boyunca ‘demokrasi’ ve ‘bürokrasi’ aygıtları ile manipüle edilip, giderek zayıflayarak her taraftan dijital Küresel bağımlılığa (şimdilik Blockchain, Metaverse, NFT) doğru seğirtmesi şeklinde olmuştur.
Günümüzde devletler ve uluslar üzerinde yoğunlaşan küresel normlar ile yerel reaksiyon unsurlarının açık ve örtülü mücadeleleri maalesef zamana yayılan bir genel savaş intibaını yayınlıyor. Ne kadar süreceği, kitleleri, nasıl, ne şekilde etkileyeceği belirsiz olan bu ortamda zaten varolan iktisadi, siyasi, sosyal krizlere son yıllarda çevre, iklim, güvenlik, göç, salgın başlıkları eklenmiş bulunuyor.
Hepsi de ayrı ayrı önemli olmakla birlikte Küresel mali odak ve kurumsal yapılaşma, gelişen yüksek teknolojik araçları, bilhassa yapay zeka ve robot teknolojisi ile bireyin tabii donanımı olan karar alma, tercih kullanma güç ve kabiliyetinden ayrıştırma yolunda mesafe katediyor. Böylece insanlık tarihi boyunca her türlü teşebbüsün mümessili olmuş çok yönlü kurucu bireysel kimliklerin yerine iş dünyasında kurumların ve küresel patron kimliğinin öne çıktığı sistem devrede. Bu durumda ne denli kurumsal olursa olsun düşünülen sistemde de nihai karar alıcılar malum kurumları düzenleyici yine belli bir birey zümresi olması, ihtimal; en nihayetinde klasik bir yumurta-tavuk döngüsüdür.