Kalp ve damar hastalıkları dünyada ve Türkiye’de ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer alıyor
Kalp sağlığını korumak, sağlıklı bir yaşam sürmek için kritik önem taşıyor. Kalp hastalıkları, dünya genelinde en çok ölüm riski taşıyan hastalıkların başında gelirken, Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de her yıl yaklaşık 300 bin kişi kalp krizi geçiriyor. Bu hastalıkların önlenmesi ve yönetilmesinde yaşam tarzı seçimleri kritik rol oynuyor. Kalp ve damar sağlığının, genel sağlığın anahtarı olduğunu belirten LifeClub Danışma Kurulu Üyesi ve Kalp Sağlığı, Kardiyopulmoner Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Sinan Dağdelen, “Stres, hareketsiz yaşam, sağlıksız ve dengesiz beslenme, sigara kullanımı gibi birçok faktör kalp-damar sisteminin en büyük düşmanlarıdır. Tüm dünyada hızla yaygınlaşan kalp ve damar hastalıkları, bu olumsuz durumlara dikkat etmeyen herkesin kapısını çalabilir. Araştırma verilerine baktığımızda da kalp-damar hastalıklarına bağlı ölümlerin üçte birinin 70 yaş altında yaşandığını görüyoruz. Bu yüzden yaşam biçimimizde yapacağımı olumlu değişikliklerle kalp ve damar hastalıklarına karşı riski büyük ölçüde azaltmış oluruz” dedi.
Prof. Dr. Sinan Dağdelen, kalp ve damar sağlığını korumak için şu 10 öneriyi sıraladı:
Stresi minimuma indirin
Modern çağın vazgeçilmezi stresin azı faydalı, aşırısı zararlıdır. O zararlardan biri de kalp sağlığı üzerindeki olumsuz etkisi. Kişi strese ne kadar teslim olursa kalp ve damarlarının maruz kaldığı stres de o derece fazla olur, organlar daha erken yaşlanır. Bu yüzden stresi kontrol altına almayı başarmalı ve stresin sizi yönetmesine fırsat vermeyip siz stresi yönetmeyi öğrenmelisiniz.
Bel kalınlığına dikkat edin
Sağlıklı kalbe giden yollardan biri de bel çevrenizdir. Amerikan Kalp Derneği’nin verilerine göre, bel çevresinin erkeklerde 102, kadınlarda 88 cm’yi geçmesi (Batı’da erkeklerde 94, kadınlarda 80 cm) kalp rahatsızlıkları açısından risk anlamına geliyor. Kalp rahatsızlıkları erkeklere yönelik hastalık gibi algılansa da, kadınları da çok yakından ilgilendirir. Araştırmalar kadınlarda damar sertliğine bağlı ilk bulguların 30’lu yaşlarda çıkmaya başladığını, menopoz sonrası da riskin arttığını gösteriyor.
Tansiyon ilaçlarını uzman yardımı ile azaltıp bırakın
Kişiler özellikle hipertansiyon ilaçlarını ‘vücuda zararlı’ söylemlerine inanarak doktora danışmadan kendi başlarına bırakabiliyor. Oysa gerek hipertansiyon ilacını düzenli almamak, gerekse ilacı bırakmak tehlikeli sonuçlara neden olabilir. Bu nedenle “Hipertansiyon bana bir şey yapmaz!”, “Genç yaşta ilaç bağımlısı mı olacağım!” şeklinde tehlikeli inanışlarla ilaçlarınızı bırakmayın ve düzenli alın.
Hergün düzenli yürüyüş
Fiziksel aktivite azlığı ve gün boyu masa başından kalkmadan çalışmak kalbimiz açısından büyük risk oluşturur. Kalbin en büyük düşmanlarından olan hareketsizlikten uzak durun, haftada en az 3 gün, 45 dakika mutlaka düzenli ve tempolu yürüyün.
Kolesterole dikkat
Yapılan bilimsel çalışmalarda kolesterol yüksekliği, kalp ve damar hastalıklarının en önemli nedenlerinden biri olarak gösterilir. Kötü kolesterol olarak bilinen LDL’nin düşürülmesi için beslenmeye dikkat etmek tek başına yeterli değildir. Kişinin, hekim tarafından kendisine yazılmış kolesterol ilacını kendi başına kesmesi yanlış ve tehlikelidir.
Sağlıklı gıdalar tüketin
Kalp ve damar dostu besinlerden oluşan Akdeniz tipi beslenmeye geçin. Yağlı, tuzlu, kızarmış ve hazır yiyeceklerden uzak durun. Haftada iki gün kızartma olmamak kaydıyla balık yemek, mevsim sebze ve meyveleri tüketmek, kırmızı etten uzak durmak, salam-sucuk-sosis gibi işlenmiş et ürünlerinden ve hamur işlerinden kaçınmak önemli. Günün yoğun koşuşturmacası içerisinde fast food ürünlerinin pratikliğine kanmayın. Zeytinyağı, kırmızı üzüm, domates gibi besinler kötü kolesterolün azalmasına yardımcı olur.
Diyabet ve hipertansiyon hastaları için bu risklere dikkat
En önemli risklerden birini ‘metabolik sendrom’ denilen rahatsızlıklar dizini oluşturur. Bunlar içerisinde; diyabet ya da insülin direnci, hipertansiyon, iyi kolesterol denilen HDL’nin düşük olması, kötü kolesterol olan LDL kadar tehlikeli olan trigliserid yağ yüksekliği (kan yağı yüksekliği) ve aşırı kilo yer alır. Bunlardan üç ya da daha fazlasını bir arada bulundurmak ‘metabolik sendrom’ tanısı aldırır. Bu durum da kalp damar hastalıklarına yol açması açısından oldukça risklidir.
Sigarayı tüketmeyin, bırakmaya çalışın
Yapılan bilimsel çalışmalara göre, sigara tek başına kalp-damar rahatsızlıklarından hayat kaybını önemli ölçüde artırır. Erkeklerde; günde 1-14 sigara ile risk 1.7 kat, günde 25’in üzerinde sigara ile ise 2.6 kat daha yüksektir. Kadınlarda; günde 1-14 sigara ile risk 1.9 kat, 14-24 sigara ile 4.3 kat ve 25 sigaranın üzerinde ise 5.4 kat artar. Pasif içicilik de riski önemli ölçüde artırır. Buna karşın, içerisinde 4 binden fazla zararlı madde bulunan sigaranın bırakılması ile kardiyovasküler riskler, bir yılın sonunda yüzde 50 azalır, 10 yılın ardından da koroner risk giderek kaybolur.
Kilonuzu vücudunuza endeksli olan kilonuzda tutun
Modern çağın tehlikeli rahatsızlığı obezite, başlı başına önemli rahatsızlık olup ömrü kısaltmakla birlikte kalpten kansere dek birçok ciddi rahatsızlığa da neden olur. Bu nedenle vücut kitle indeksine göre aşırı kiloya sahip olanların mutlaka tedavi olması ve ideal vücut kilosuna kavuşması gerekir.
Düzenli kontrol yaptırın
Vücudumuza dakikada yaklaşık 5 buçuk litre kan pompalayan, hayati öneme sahip kalbimiz için her yıl düzenli check up’ı ihmal etmemek gerekir. Genetik risk faktörü olanların 30’lu, genetik risk faktörü olmayanların 50’li yaşlardan itibaren check up yaptırması hayat kurtarır. Efor testi, ekokardiyografi gibi yöntemlerle kalp rahatsızlıklarını tespit ederek, erken müdahale ve tedavi şansı bulunur.