Cumartesi, Eylül 27, 2025

Türkiye’den BM Zirvesi’nde küresel mesajlar

Türkiye, BM’de iklim değişikliğiyle mücadeleden aile yapısının korunmasına, ekonomik istikrardan sağlığa kadar mevcut politikalarını dünyaya anlatarak küresel sorunlara yerli çözümlerle BM sahnesine çıktı

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu kapsamında New York’ta düzenlenen etkinliklerde Türkiye, iklim değişikliğiyle mücadeleden aile yapısının korunmasına, ekonomik istikrardan sağlıkta yerli üretime kadar birçok başlıkta küresel mesajlar verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM İklim Zirvesi’nde yaptığı konuşmada 2053 net sıfır emisyon hedefini yineleyerek, ‘Sıfır Atık’ ve yenilenebilir enerji projelerini vurguladı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, ailenin toplumun temeli olduğuna dikkat çekerken; TCMB Başkanı Fatih Karahan, enflasyonla mücadelenin sürdüğünü ve sıkı para politikasının kararlılıkla devam edeceğini belirtti. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ise Türkiye’nin sağlık alanında üretim ve Ar-Ge odaklı dönüşümünü anlatarak, yerli aşı ve ilaç hedeflerini uluslararası kamuoyuna aktardı.


Erdoğan: İklim kanunu önemli bir kilometre taşı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York’ta Birleşmiş Milletler Vesayet Konseyi Salonu’nda düzenlenen BM İklim Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelesinde attığı adımları anlattı. Erdoğan, 2053 yılı için belirlenen ‘net sıfır emisyon’ hedefi doğrultusunda kilit sektörlerde dönüşümün sürdüğünü söyledi.

Temmuz ayında kabul edilen İklim Kanunu’nun, Türkiye’nin iklim politikalarında önemli bir kilometre taşı olduğunu vurgulayan Erdoğan, emisyon ticaret sistemi kurulması, yeşil finans stratejisinin hayata geçirilmesi ve ulusal yeşil taksonominin oluşturulması gibi alanlarda çalışmaların sürdüğünün de altını çizdi. Öte yandan iklim politikalarının enerji, sanayi, binalar, ulaştırma, atık, tarım ve ormancılık olmak üzere yedi temel sütun üzerine inşa edildiğini belirtti.


“Yenilenebilir enerji payı yüzde 60’ı aştı”

Türkiye’nin enerji dönüşümünde kaydettiği ilerlemelere dikkat çeken Erdoğan, “Ekonomide uygulayacağımız politikalarla 2035 yılında 466 milyon ton emisyon azaltımı sağlamayı ve emisyonlarımızı 643 milyon tona düşürmeyi hedefliyoruz. Yenilenebilir enerji payını ve enerji verimliliğini artırırken sanayide düşük karbonlu teknolojileri yaygınlaştırıyoruz. Bu yıl itibariyle toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerjinin payını yüzde 60’ın üzerine çıkardık” diye konuştu.


Sıfır atık ve su verimliliği vurgusu

İklim değişikliği ile mücadelede sıfır atık hareketinin ve su seferberliğinin küresel ölçekte yaygınlaşmasının kritik bir rol oynadığını ifade eden Erdoğan, “Elektrikli araç üretimi başta olmak üzere altyapıyı hızla güçlendiriyor, demir yolu yatırımlarına öncelik veriyoruz. 2053 yılı için net sıfır emisyon hedefimiz doğrultusunda kilit sektörlerimizi dönüştürmeye devam edeceğiz. Bu hedefleri gerçekleştirmek için uluslararası finansmana erişim ve teknoloji alanındaki iş birlikleri elzem. Su verimliliği seferberliğimiz ile küresel düzeye taşınan eşim Emine Erdoğan’ın himayesindeki ‘Sıfır Atık’ hareketinin iklim değişikliğiyle mücadelemizde kritik rol oynadığını özellikle vurgulamak isterim. 2026 yılında ev sahipliği yapmayı hedeflediğimiz 31’inci COP Taraf Devletler Konferansı ile bütün bu çabalarımızı taçlandırmayı temenni ediyoruz” ifadelerinde bulundu.


Bakan Göktaş: Daha iyi bir dünya ‘aile’ ile başlar

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Merkezi’nde düzenlenen ‘Birlikte Daha İyiye: Aileden Başlayan Küresel Dayanışma’ temalı yan etkinlikte konuştu. Konuşmasında aile kurumunun önemine dikkat çeken Bakan Göktaş, daha iyi bir dünyanın temelinin ailede atıldığını ve etkinliğin de ‘aile’ temasıyla düzenlenmesinin bu inanca dayandığını ifade etti.

Uluslararası topluma aile kurumunun güçlendirilmesi için iş birliği çağrısında bulunan Bakan Göktaş, uluslararası belgelerin aileyi toplumun doğal ve temel birimi olarak tanımladığını hatırlattı ve devletlerin bu kurumu koruma sorumluluğuna sahip olduğunu vurguladı. 15 Mayıs’ın BM tarafından ‘Uluslararası Aile Günü’ ilan edilmesinin de ailenin evrensel önemini gösterdiğini belirten Göktaş, Türk Anayasası’nda da ailenin toplumun temeli olarak kabul edildiğini ve aile huzurunu korumanın devletin görevi olduğunun altını çizdi.


Karahan’dan ABD’de enflasyon mesajı: Riskler devam ediyor

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, New York’ta düzenlenen bir toplantıda ‘Türkiye’de Para Politikası ve Enflasyon Görünümü’ başlıklı yaptığı sunumda, Türkiye’de dezenflasyon sürecinin sürdüğünü ancak bazı risklerin hâlâ canlı olduğunu söyledi. Çekirdek enflasyon göstergelerinin önümüzdeki dönemde daha fazla dezenflasyona işaret ettiğini belirten Karahan, özellikle okul sezonunun başlamasıyla birlikte hizmet enflasyonunda artış beklendiğini ifade etti. Olumsuz hava koşullarının gıda fiyatları üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturduğunu kaydeden Karahan, iç talepte ise yeniden dengelenme sinyalleri görüldüğünü söyledi.

Karahan, fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşunun kararlılıkla sürdürüleceğini vurgularken, bu duruşun talep, kur ve beklentiler kanalıyla dezenflasyon sürecini destekleyeceğini ifade etti. Ayrıca, enflasyon görünümünde belirgin bir sapma olması durumunda para politikasının daha da sıkılaştırılabileceği mesajını verdi.


Memişoğlu: TÜSEB, kasım sonunda bir portal açıyor

Birleşmiş Milletler’in 80’inci Genel Kurulu dolayısıyla Amerika Birleşik Devletleri (ABD) programı kapsamında New York’ta Türk-Amerikan İş Adamları Derneği (TABA–AmCham) tarafından düzenlenen resepsiyona katılan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, konuşmasında Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nın (TÜSEB) fikri ve finansı olanları kasım ayı sonunda açılacak yeni bir portalda bir araya getireceğini söyledi. Bakan Memişoğlu, TÜSEB’in sağlık alanında çalışan tarafları bir araya getirdiğini ifade ederek, “TÜSEB, kasım ayı sonu itibarıyla bir portal açıyor. Portalda, fikri olanla finansı olan, aynı zamanda sizler gibi üretici olanları bir araya getireceğiz” ifadelerini kullandı. 


Bilimsel çalışma masrafları SGK’dan 

Memişoğlu, resepsiyondaki konuşmasında TÜSEB’le ilgili iki kanun çıkarıldığını ifade etti. TÜSEB’in bilimsel çalışmalarıyla ilgili hasta masraflarının karşılandığını belirten Memişoğlu, “TÜSEB’in ortak olduğu bilimsel çalışmalarla ilgili bütün hasta maliyetlerini Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) karşılıyor” ifadelerini kullandı. Memişoğlu, dünyada böyle bir uygulamanın olmadığını söyledi. 


İlaçların %94’ü Türkiye’nin 

Geçen yüzyıldan beri Türkiye’nin ilaç ürettiğini dile getiren Memişoğlu, bilinen markaların ilaçlarının da üretildiğini ifade etti. Türkiye’nin molekül üretmediğini söyleyen Memişoğlu, “Bugün Türkiye’de kullanılan ilaçların yüzde 94’ünü Türkiye’deki fabrikalarda üretiyoruz. Ve bu fabrikalarda dünyanın, Amerika ve Avrupa’nın çok bilinen firmalarının ilaçları da üretiliyor” dedi. Konuşmasında Türkiye’nin GMP denilen iyi laboratuvar ve üretim uygulamalarını dünya standartları üstünde üretebilecek tesisleri olan bir ülke olduğunu ifade eden Memişoğlu, ülkenin dünyanın en iyi laboratuvarlarına ve ilaç üretim tesislerine sahip olduğunu söyledi. 


“En iyi sağlık hizmeti Türkiye’de” 

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun (TİTCK) EMA-Avrupa İlaç Ajansı’yla entegre bir kurum olduğunu belirten Memişoğlu, TİTCK’in ‘ilaç üretebilir’ ve ‘bu kaliteli’ dediği ürünlerin Avrupa Birliği (AB) standartlarıyla eş olduğunu vurguladı. Geçen hafta Tekirdağ’a açtıkları Ar-Ge Merkezi’nden bahseden Memişoğlu, moleküler-genetik adıyla bilinen tedavinin 2026 yılında Türkiye’de üretilebileceğini açıkladı. Türkiye’de 14 aşıdan 10’unu üretmek için planlama yapıldığını söyleyen Memişoğlu, “Sağlığın bu insan gücüyle ve bu altyapısıyla, sağlığın ithalatçısı değil, ihracatçısı olacağız” dedi. Memişoğlu, güncel olarak dünyadaki en iyi sağlık hizmetinin Türkiye’de verildiğini söyleyerek sağlıkla ilgili en çok üretim yapan ülke konumuna erişileceğini söyledi.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM